9 Nisan 2009

Günlük tuz alımı sadece 6 gram olmalı!...

Torun Mete zaman zaman bizimle yemeğe oturur. Önce o yer yemeğini. Geçenlerde yemek yerken “tuz var mı” diye sordu. “Ne yapacaksın tuzu” dedik. Eliyle serpme işareti yaptı. Eşim hemen boş bir tuzluk buldu, “bak yemeğine tuz serpiyorum” dedi. Serper gibi yaptı. O da bekledi ve ondan sonra yemeğini bitirdi.
Nereden çıkmıştı tuz işi böyle. Bizim evde tuz serpen yoktu yemeklere. Demek ki birilerinden görmüştü.
Bazen lokantalarda görüyorum, yemek geliyor, daha tatmadan tuzluğu boca ediyorlar yemeğin üstüne. Bizim torun da öyle mi olacak diye ödümüz kopuyor.
Büyükler olarak bazı şeylere dikkat etmemiz gerektiğine inanıyorum. Bazı alışkanlıkları göstermemeleri konusunda Mete’nin annesinin ve babasının dikkatini çektik tabii.
GÜNLÜK TUZ ALIMI 6 GRAM
Tuz deyip geçmeyin. İnsan vücudunun tuza ihtiyacı olduğu bir gerçek. Tabii orantısız tuz kullanmamak da önemli.
Tuz biliyorsunuz sodyum klorür ismiyle bilinen beyaz kristal yapılı bir bileşik. İnsan dahil tüm canlıların besin kaynağı.]
İngiliz Tıp Dergisinde yayınlanan bir çalışmayla çok fazla tuz tüketiminin kan basıncını yükseltebileceği, yüksek tansiyonunla birlikte kalp krizi ve inme riskinin artırabileceği kanıtlanmış. Günlük tuz alımının büyükler için 6 gramı geçmemesi gerektiği öneriliyor.
Günlük beslenmelerindeki tuz tüketimini önemli miktarda düşüren insanların, gelecek 10-15 yılda kalp-damar hastalıklarına yakalanma olasılığının yüzde 25 oranında azalacağı söyleniyor. Araştırmada tüketilen tuzun dörtte üçünün zaten alınan gıdaların içinde bulunduğu, günlük 6 gram tuz tüketimi hedefinin de, yediklerine dikkat etmeleri durumunda çoğu insan için ulaşılabilir bir hedef olduğu vurgulanıyor. Sizin anlayacağınız araştırmadan çıkan sonuç şu:
“Önünüze konan her yemeğe tuzu boca etmeyin”.
MAAŞINI TUZ OLARAK ALAN ASKERLER
Tuz konusunda bir başka araştırma da Mark Kurlansky'nin İnsanlığın Tuzlu Tarihi adlı kitabı.
Kitapta hiçbir canlı türünün onsuz yaşayamayacağı, bir asidin bazla tepkimesinden doğan tuzun, insanlık tarihindeki yeri dile getiriliyor. Kitaba göre, insanın yediği bilinen tek kaya türü olan tuzun, günümüzde ilaç üretiminden, buz tutan yolların trafiğe açılmasına, suyun yumuşatılmasından sabun üretimine kadar 14 bin çeşit kullanım alanı bulunuyor.
Tarih boyunca tuz o kadar değerliydi ki, bazı ülkelerde asker ve işçiler maaşlarını tuz olarak alıyordu. Büyük Roma yollarından ilki, tuzu sadece Roma'ya değil yarımadanın iç kesimlerine de taşımak için inşa edilmişti.

2 yorum:

Pınarın Kulubesi dedi ki...

yemeği daha tatmadan tuz serpme huyu bende de vardı. Neyse ki bu alışkanlığı 5 yıl kadar önce bıraktım. Şimdi salatalara tuz serpme gereği hiç duymuyorum. Eskiden böyle miydi? Ne kadar tuz serpsem de tuzsuz gelirdi. Yemeklerede çok az tuz koyuyorum, sonrasında isteyen biraz serpsin diye. Tuzsuz yemeği tuzluya çevirebilirsiniz ama tuzlu yemeği tuzsuza çevirmek zor.
Böylelikle hipertansiyondan belki bir nebze korunmuş olacağız yaşımız ilerledikçe...
Ben de bir masal hatırlıyorum tuz ile ilgili. Kral 3 kızına sormuş, beni ne kadar seviyorsunuz diye. En küçük kızın cevabı "tuz kadar seviyorum" olmuş ve babası bunun üzerine kızıp onu sürgün etmiş. Derken tuz kıtlığı başlamış, yemeklere atacak tuz bulamamışlar bütün ülkede... Kral o zaman anlamış hatasını, kızını bulup af dilemiş...

Punto dedi ki...

Sevgili Pınar; tuz gerçekten çok önemli hepimiz için. Ama kararını bilmek de önemli. Tuz konusunda gösterdiğin dikkat için kutluyorum seni.