22 Haziran 2009

Manavgat akar akar, biz de bakar bakarız!.

LOKANTALAR SULAR ALTINDA: Manavgat'a ikinci gidişimiz. İlk gidişimiz eylül sonlarıydı. sular azalmış, şırış şırıl akıyordu şelale. Bu kez mayıs başında gittik. Sular insanı ürkürten bir sesle akıp gidiyordu denize doğru. Lokantaları müşteriler değil, azgın sular doldurmuştu.

SULARIN SESİ EŞLİĞİNDE YEMEK: Şelaleyi görmeye gelen özellikle yabancı turistler hızla akan nehir kenarında yemek yemenin zevkini çıkarıyorlar.
Bir tarafta gürül gürül akan su, karşı bölgede ise tarihin derinlikleri. Manavgat ve Side. Ana yolun ikiye ayırdığı farklı iki belde. Manavgat, Şelalesi ile ünlü. Şelaleye gitmek için Manavgat’ın içinden geçiyorsunuz. Beldenin girişi güzel. Belediye iyi çalışmış. Beldeden çıkıp şelaleye yaklaştığınızda çevre sizi isyan ettiriyor. Eşime “turistlerin gözlerini son bir kilometre yi geçerken bantla kapamalı. Bu çirkinlik Manavgat’a yakışmıyor”dedim.
İnsan ister istemez boşa akan o sulara üzülüyor. Hele susuzluk ülkenin kapısına dayandığı zaman.
Manavgat 1220 yılında Selçuklu, 1472 yılında da Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresine geçmiş. 1914 yılında ilçe olmuş, Taşağıl ve Beşkonak Nahiyeleri kurularak ilçeye bağlanmış.
SİDE NAR DEMEK: Manavgat'ın deniz tarafında kalan Side'nin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmiyor. Side adı Anadolu dilinde "Nar" anlamına geliyor. Yazıtlardan elde edilen bilgilere göre Side tarihi Hitit'lere kadar uzanıyor. Kent bir yarımada üzerine kurulmuş. Side, Helen ve Roma devirlerini yaşamış. Surları ve giriş kapısı dikkati en önce çeken yapıları. Side'nin en önemli yapısı 15.000 izleyici alabilen tiyatrosu. Roma eseri olan tiyatronun bölgedeki diğer antik tiyatrolardan farkı, oturma yerlerinin eğimli bir arazi üzerine kurulmamış olması.dır. Tiyatro iki katlı ve 20 m. yükseklikte kemerli bir yapı üzerine oturtulmuş.

2 yorum:

suzan dedi ki...

Akın Abi, biz de 1986'da gitmiştik Manavgat'a yaz aylarıydı sular yine çoktu ama bu fotoğraftaki kadar değil. Gittikçe azmış sular neredeyse restaurantı yutacak. Bir ara bu suyu İsrail'e vereceklerdi biliyorsun. Yıllarca basının temcit pilavı oldu haber..Biz kendimiz de değerlendiremiyoruz demek ki. Su akar Türk bakar. Giderek kuraklaşan dünyamızda suyun önemini suyumuz bitince anlayacağız galiba.

Punto dedi ki...

Evet Sevgili Suzan; hatırlıyorum o haberleri.Hatta balonlarla taşıyacaklardı suyu. Bugünü değil yarını, çocuklarımızı düşünerek projeler üretsek fena mı olur. nerede o bakış açısı?