24 Ağustos 2009

Yedi yıl sonra meyve veren kayısı!...

Her zamanki gibi bardaktaki çayı bırakıp gitmedi. “Akın bey” dedi. “Malatya’dan kayısı fidanı ister misin? Şekerpare dedikleri kayısı fidanından”.
“İsterim” dedim. 15- 20 gün sonra çaycımız kayısı fidanı ile yazı işlerine geldi. “İşte ağabey istediğin fidan”.
Teşekkür ettim. O gün fidanı Silivri’deki yazlığın küçük bahçesine diktim.
Aylar, yıllar geçti. Fidan serpildi gelişti ama kayısılardan bir haber yok.
Sanırım bu yıl yedinci yaş günüydü bizim kısır fidanın..
Geçen yıl kendi kendime söz verdim. Gelecek sene bu kayısıdan meyve alamazsak kesecektim onu.
Kış sonu üstü çiçek doluydu. Hoş her sene çiçek açıyordu ama meyve vermiyordu.
Komşularım çok bilgili ya. Kimi “güneş almıyor da ondandır” dedi, bir diğeri "aşı ister bu aşı. Aşı yaptırmalısın” şeklinde akıl verdi. Her kafadan bir ses çıktı, etrafımdaki uzmanlar! farklı teşhisler koydu.
Yaz geldi, ağacın üzerinde küçük meyveler oluştu. Tahminen 25-30 meyve.
Sonunda kayısı meyve vermiş, kesilmekten kurtulmuştu.
Siz siz olun, etrafınızdaki sözde uzmanlara pek kulak asmayın.
Şunu anladım artık. Her konuda her şeyi bildiğini sanan, ama bir şey bilmediği halde ahkam kesmeyi beceren bir toplum olduk gitti.

8 yorum:

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Memleketimin yemişi...
Ağacın kesilmekten kurtulmasına sevindim.
Şekerpare türüne bizim orada adi kayısı derler. Aşılanınca halis Malatya Kayısısı olur:)
7 yılın ardından gelen bir bebek gibi bu ağacın meyveleri, gönlünce serpilsin bundan sonra, herşeyden uzak...

Punto dedi ki...

Sevgili Pınar; umarım gelecek seneler daha çok meyve alırız kayısıdan. Gerçekten bahçede yetişen meyveler, çiçekler çocuklarımız gibi. Şimdi sırada çekirdekten yetiştirdiğim ceviz var.

Berceste dedi ki...

Ben cocuk yetistirme konusunda kesilen ahkamlardan ve herkesin herseye burnunu sokmasindan fenalik gecirmis haldeyim. Sizi cok iyi anliyorum. Berceste'den size bir sobe var.

Punto dedi ki...

Sevgili Dilek; çocuk konusu çok daha önemli tabii. Sobe konusuna bir ara cevap yazarım.

Asortik Krep dedi ki...

Meyve ağacı hemen meyve vermez diye biliyorum ama.. Size fikir verenlerle aynı duruma düşmekte istemiyorum sadece ağaçlar.nette okumuştum, küçük fidanların dalları yukarı bakar ya eğer ilk yılda dalları kırmadan aşağı doğru baktırırsanız ya da bağlarsanız yumuşak bir şekilde,fidan artık ben büyüdüm psikolojisine girip ilk yıldan meyve verirmiş..Bitkilerinde birer canlı olduğunu unutmayalım,mutlaka kendince bir sebebi
vardır :) Birde keseceğim diye korkutmuşsunuz onu, ağaçları bu şekilde korkutmakta meyve vermesine sebep olurmuş :))

Punto dedi ki...

Dediğiniz doğru olabilir Sevgili Asortik Krep. Çekirdekten yetiştirdiğim bir ceviz ağacı var. Onun dallarını bu kış aşağı doğru baktırmaya çalışacağım, bakalım ne olacak.

Berceste dedi ki...

Akin amca nasil cekirdekten yetistirdiniz diye sorabilir miyim? Kabuklu ceviz mi ekiliyor?

Bir de Ingiltere'de ozellikle agaclarin dalina agirlik baglarlardi. Sarmasik gibi duvara sardirirlardi. Baharda cicek acinca harika bir gorunumu oluyor. Agirliklari once hafif baglayip, sonra agirlastiriyorlar dalin kalinligina gore sanirim. Boylece yukari gidecegine kuvvet asagi gidiyor galiba. Bu da belki cicek acip meyve vermeyi sagliyordur. Iyi ki Asortik Krep soyledi. Ben bile unutmustum. Kesinlikle tavsiye ederim! Ozellikle gorunum acisindan. Isterseniz size fotograflarini da gonderebilirim.

Punto dedi ki...

Sevgili Berceste; Kıbrıs'tan bana 3-4 kabuklu ceviz getirdiler. Ben de o cevizleri bir saksıya ektim. Sadece biri filizlendi. 15 santime çıktığında yazlıkta toprağa diktim. Dimdik yükseliyor. Bir kaç gün sonra gidip dediğin gibi dallarına ağırlık asacağım. Kışı öyle geçirsin, bakalım baharda neler olacak. Kayısı zaten yana doğru açılan dallarından meyve vermişti. Onun da bazı dallarına ağırlık asabilirim.