23 Ocak 2016

İstanbul’da yaşanmış bazı olaylar ve bu olaylardan çıkan deyimler (8): Püsküllü bela!

 İstanbul'da yaşanmış olayların konu olduğu deyimlerin anlamlarını ve ortaya çıkış hikayelerini içeren bir kitap yayımlandı. 'İstanbul'un 100 Deyimi' isimli kitabı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Çilem Tercüman kaleme aldı:

II. Mahmud devrinde önce askerler, ardından memurlar için resmi başlık olarak kabul edilen fes, kısa sürede halk tarafından da kullanılmaya başlanır. Fesin yaygınlaşmasının ardından değişik renk ve biçimleri, püsküllü ve püskülsüz olanları, hatta püsküllerin de envai çeşidi sokaklarda görünür. Yağmur ve kardan kalıbı bozulan, rüzgarda püskülleri sürekli karışan fesin kullanımı zahmetli ve masraflı bir iştir. Başlığın bu durumuna binaen doğan ve elinden kurtulması güç, zarara ve sıkıntıya yol açan kimse yahut şeyler için söylenen "püsküllü bela" deyimi, bugün dahi sıkça kullanılmaktadır. 
 Üsküdar'da sabah oldu
Üsküdar'da deniz kıyısındaki Valide Sultan ve Mihrimah Sultan camilerinin müezzinleri, karşı tarafta yaşayan padişaha seslerini duyurabilmek ve ondan ihsan alabilmek, belki saray müezzinliğine yükselebilmek ümidiyle sabah ezanlarını mutlaka Beşiktaş'taki cami müezzinlerinden önce okurlarmış. Bir şeyin zamanını geçirmek, geç kalmak anlamında bugün dahi kullanılmakta olan "Üsküdar'da sabah oldu" deyimi, vaktiyle aynı hat üzerinde olmalarına rağmen Üsküdar'ın Beşiktaş'tan önce okunan sabah ezanlarından kaynaklanmıştır. 

 Yarın: Yelkenleri suya indirmek ve zıvanadan çıkmak…

Hiç yorum yok: