24 Mayıs 2009

"Bir bilen"le Antalya Kaleiçi'ni gezmek!...

Antalya denince aklınıza ne gelir? Tatil. Alırsınız mayonuzu yanınıza, soluğu kesenize uygun bir tatil köyünde ya da havuzlu, denize sıfır bir otelde alırsınız. Deniz kum ve güneş. Dinlenir gelirsiniz. Eşimle birlikte biz de Antalya’ya doğru yola çıktık ama tatil yapmaya değil. Şehirdeki görülecek yerleri, civar ilçeleri gezmeğe. İlk durağımız Antalya Kaleiçi. Kaleiçi’ni öyle serseri mayın gibi dolaşmadık. “Bir bilen”le gezdik. Bize zaman ayırma inceliğini gösteren Sevgili Tijen ile. (Mutfaktazen ). Tijen'e buradan bir kere daha teşekkür ediyoruz.
Kaleiçi gerçekten görülmesi gereken bir alan. Antalya’ya gittiğinizde mutlaka Kaleiçi’ni gezin. Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi’ni de görün.
İşte fotoğraflarla Kaleiçi:



EVLER YIĞMA TAŞTAN: Antalya’da kent merkezine bugün "Kale İçi" deniyor. Kale İçi'nin sokakları dar. Evler sahiplerinin ekonomik güçleri ve kullanılış amaçlarına göre farklılık gösteriyor. Ortak özellikleri yığma taştan ve ağaç bağlantılı olarak yapılmış olmaları.CUMBALAR, DAR SOKAKLAR: Kale surlarının içinde yer alan evlerin iki cephesi var. Biri sokağa bakıyor, diğeri de bahçeye. Sokağa bakan yüzde, ilk katta pencere çok az. Üst katta ise "Cumba" lar var. Çıkmalar ağaç süslemelerle bezenmiş. Cumbalar evlere ayrı bir güzellik katıyor. Evlerin zemin katları hizmet bölümü, üst katlar ise yaşam alanları. Üst katlar daha aydınlık. Kale içi artık restoranların, hediyelik eşya satan dükkanların bulunduğu bir turizm merkezi olmuş. KINA GECESİ: Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi'nin ilk binasının odalarında Misafir kabulü, kahve İkramı, Damat Tırajı ve Kına Gecesi (üstteki fotoğraf) gibi geleneksel Türk Halk Kültürü ögeleri yer alıyor. Müzeye giriş ücreti olarak alınan ücretlerin Eğitim Vakfı'na kalması da ayrı bir güzellik.
İKİ KATLI TÜRK EVİ'NDEN MÜZE: Suna- İnan kıraç Kaleiçi Müzesi harap durumda satın alınan iki binada yer alıyor. 1993-1995 yılları arasında onarılan bu yapılardan ilki, geç döneme ait geleneksel dış sofalı Türk Evi’nin iki katlı bir örneği.
GİRİŞTEKİ MOZAİKLER: Günlük yaşam daha çok taşlıkta ya da hayatta geçer. Müzenin girişindeki küçük çakıl taşlarının kireç harç üzerine tek tek döşenmesiyle oluşturulan bitkisel ve geometrik bezekli mozaikler, binlerce yıllık bir geleneğin uzantısı.
ORTODOSK KİLİSESİ: Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi'nin bahçesindeki ikinci bina ise Aya Yorgi adına yapılmış bir Ortodosk Kilisesi. Kilise dikdörtgen planlı, tek hacimli ve üzeri tonoz örtülü bir yapı. Kilisede kültür ve sanat eserleri sergileniyor.
CAM ZEMİNLİ HADRİAN KAPISI:Tarihi kapıdan geçerken cam zemin dikkatimizi çekiyor. Antalyalılar bu cam zeminin konmasından rahatsız olduklarını dile getiriyorlar. Cam tarihi taşları korumak için konmuş. Bir Roma eseri olan yapı, Roma İmparatoru Hadrian adına yapılmış. Sur kalıntılarının yıkılması ile kapı ortaya çıkarılmış. Üst kısımları kubbe şeklinde üç açıklık var. Sütunları hariç tamamen beyaz mermerden yapılmış. Oyma ve kabartma süslemeleri gerçekten görülmeye değer.

KESİK MİNARE:Antik bir tapınak üzerine Bazilika olarak yapılmış bina, II. Beyazid'in oğlu Sultan Korkud tarafından cami'ye çevrilmiş ve yapıya bir minare eklenmiş. Minare'nin ağaç kısmı XIX. yüzyılda çıkan bir yangında yanmış ve o zamandan beri Kesik Minare adı yerleşmiş.
Kaynak:
Antalya web Sitesi, Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi tanıtım broşürü

6 yorum:

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Antalya'ya kaç kez gittik ama şöyle bir gezi yapamadık:(
Üzülmeyeyim, bir daha gitmek için çok güzel bir sebep var diyeyim.
Fotoğraflar ve gezi anlatımı için çok teşekkürler Punto Amca...
Tijen Ablanın rehberliği çok şey katmış bu geziye...
Gerçekten bilen biriyle gezmenin farkı burada işte...

Punto dedi ki...

Teşekkür ederim Sevgili Pınar; genelde Antalya'ya tatil için gidiliyor ve aşırı sıcakta kimse gezemiyor. Aslında Kaleiçi görülmesi gereken bir bölge.

Tijen dedi ki...

Akın abi,
Sağolun beni "bir bilen" sınıfına soktuğunuz için. Sayenizde ben de yeni yüzleriyle tanıştım Kaleiçi'nin, sıklıkla geçtiğim halde yatlimanının sağ tarafındaki restoranları görmemiştim mesela. Yine araştırmacılığınızı ortaya koymuşsunuz, çok sağolun paylaştığınız bilgiler için.
(Pınar'cığım, her zaman bekleriz! Zaten yazın gelmeyin, o sıcakta sokaklarda yürünmez, diğer mevsimlerde ben de buradayım.)

Punto dedi ki...

Haklısın Sevgili Tijen. Bazen insan yaşadığı yerlerin farkına varamıyor. Geçenlerde Beyoğlu'nu "bir bilen"le gezince bazı şeyleri fark etmediğimizi anladık.

Muharrem Kaptan dedi ki...

Akın abi bende senelerce Antalya'ya gittim ama bu güzelliklerin çoğunu göremedim. Gezilerde rehber çok önemli. Bilgiler için teşekkürler.

Punto dedi ki...

Sevgili Muharrem; Güray Kaptan'ı bulamadım. Teknesiyle gezide imiş. kaleiçini gez Antalya'ya gidince.