20 Mayıs 2009

Yayalar kenti ESKİŞEHİR!...

Eşim leyleği havada gördüğü için mayıs ayında yollar dostumuz oldu. Antalya seferimizde ilk durağımız son yılların öne çıkan şehri Eskişehir. Arabamızı bir alışveriş merkezinin otoparkına bıraktık, yayan gezdik Eskişehir’i.Tabii Porsuk Çayı çevresini.
Eskişehir'deki Porsuk Çayı'nın iki yakasını birbirine bağlayan köprülerde çeşitli heykeller dikkat çekici. Şehrin her köşesinde parklara, yeşilliklere, heykellere ve havuzlara rastlamak çok olağan. İnsarlara huzur veren bu görüntüler şehre özellik katmış.
Porsuk çayı'nda isterseniz tekne ile gezebilirsiniz. Küçük tekneler bu iş için kıyılarda bekliyor.Gerçekten toplu taşımacılığa ağırlık verilince şehirde özel araçlara ayrılan yollarda azaltılmış. Şehir merkezi yayalara bırakılmış.
Eskişehir tarih boyunca yerleşime elverişli bir alan olmuş. Antik devirdeki “Phrygia Epiktetos" un Eskişehir – Afyon - Kütahya illerinin büyük bölümünü içine alan " Dağlık Frigya" bölgesi bu kültür merkezi olgusunun en karakteristik örneği.
Eskişehir toprakları, Taş Devri’nden günümüze kadar binlerce kültürü yaşatmış. M.Ö.4000 yıllarında Eskişehir, nüfusun en yoğun olduğu bölge olarak kabul edilmiş. Eskişehir, Frigya’nın batı sınırı içinde. Bu nedenle Frig Çağı, Eskişehir’in tarihinde önemli bir yer tutuyor. Eskişehir yöresi, Osmanlı İmparatorluğu’nun da beşiği.
Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen gerçekten farklı bir kent yaratmış. Yayalar şehri olmuş Eskişehir. Bakın bu konuda Eskişehir Belediyesi internet sitesinde bu yaya ağırlıklı proje nasıl anlatılmış:
“Türkiye’de Kent İçi Ana Ulaşım Planını yaptıran ilk belediye olan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, insan odaklı kent içi taşımacılık ve yaya önceliği göz önüne alınarak yapılan çağdaş düzenlemelerle de Eskişehir’i diğer kentlerimize göre bir adım öne çıkarıyor.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından, İstanbul Teknik Üniversitesi’ne yaptırılan ve 20 yıl sonrası düşünülerek tasarlanan kent içi ulaşım planı, şehir içi araç trafiğini “bir yerden bir yere araçların değil insanların” rahat ulaşımını ön planda tutarak hazırlandı. Taşıt trafiğinin akışı ve caddelerdeki gelişi güzel parklanmaların kent merkezinde büyük bir yer işgal ettiğini gözlemleyen bilim adamları, yoğun yaya akışının olduğu yerlerde “taşıtlara öncelik tanınmasının kentsel yaşamın kalite düzeyini düşürdüğü gerçeği”nden hareketle, Eskişehir’deki plan çalışmalarında yaya önceliğini göz önünde bulundurdular.
Başkan Büyükerşen’in Eskişehir’e kazandırdığı en önemli projelerden biri olan hafif raylı sistem projesi Estram’ın, kent içi ulaşımın omurgası haline gelmesiyle, kent merkezindeki iki ana cadde lastik tekerlekli araç trafiğine kapatılarak yaya öncelikli hale getirildi. Bir zamanlar yoğun araç trafiğinden geçilemeyen bu iki cadde de bugün yayalar gönüllerince dolaşıp gezebiliyorlar.
Eskişehir’deki kent içi ulaşım düzenlemeleri ile ilgili bilgi veren Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen 20 yıl sonrasını düşünerek Eskişehir’de yaya, bisiklet ve araç ulaşım ağının nasıl kurulması gerektiğini yüzlerce anket etüd ve test uygulaması ile elde edilen bilimsel veriler ışığında planladıklarını söyledi. Kentlerdeki özel araç sayısının büyük bir hızla arttığına dikkati çeken Büyükerşen şöyle diyor: “her gün onlarca yeni aracın trafiği çıktığı kentlerde, caddeleri çevresindeki binaları kamulaştırarak genişletmek mümkün değil. Kent dışı seyahatler ya da çok acil işler dışında kent içinde özel araç kullanımını özendirici ya da teşvik edici politikalar yerine insanlara çağdaş toplu taşıma alternatifleri sunmak zorundayız. 70-80 kiloluk bir insanın ulaşımı için 1,5 tonluk bir kütleyi kent içinde dolaştırmak şehirde gürültü, hava ve görüntü kirliliğinden başka bir şey yaratmamaktadır. Bu nedenle adeta kentlerin karınlarını yararak, beton alt geçitler yapmaktansa mutlak suretle raylı sistem ağlarımızı genişletmek, toplu taşıma altyapımızı tıpkı ileri çağdaş kentlerde olduğu gibi güçlendirmek zorundayız” .

3 yorum:

Pınarın Kulubesi dedi ki...

1-2 ay önce bir mail gelmişti, hangi Avrupa kentine ait bu fotoğraflar başlıklı. Meğerse bir Avrupa şehrine ait değil, Eskişehire aitmiş bu fotoğraflar. Köprüler ve heykellerle çok güzeldi manzara.
Darısı bizim başımıza...

Punto dedi ki...

Sevgili Pınar; biz Eskişehir'de sadece 2 saat kaldık. Şehre girdiğinizde farklı bir kente geldiğinizi hemen fark ediyorsunuz. Mutlaka gidin derim.

Adsız dedi ki...

http://lumerkoz.edu So where it to find?, http://www.comicspace.com/paroxetine/ canote cicad http://www.comicspace.com/nexium/ homesec http://soundcloud.com/aldactone kaopectate http://www.comicspace.com/avandia/ imprecise http://soundcloud.com/zovirax legalised