6 Nisan 2010

Telefonla ifade vermeye çağrılmıştım!

Sıradan bir cuma günü idi. Evdeydim.
Benim için o günün önemi haftalık iznimi yapmamdı.
Telefon çaldı. Bir bayan “ savcı bey sizi arıyor” dedi. “Hayırdır” dedim içimden.
“Basın savcısı beni neden telefondan arasın”.
“Alo” dedim. Savcı bey kibar bir dille kendisini ziyaret etmemi, acil bir durum olduğunu söyledi.
Gelirim” dedim.
Atladım gittim Zeytinburnu Adliyesine. Bulvar’ın yazı işleri müdürüydüm o yıllar. Gazetenin davaları da Zeytinburnu Adliyesi’nde görülüyordu.
Hoş beşden sonra bana bir dilekçe uzattı.
Davayı açan Başbakan Özal’dı. Kendisine bir haber nedeniyle hakaret ettiğimizi ileri sürüyordu.
Davaya konu olan haberin başlığı da “Özal’a AİDS testi” şeklinde idi.
O yıllarda AİDS yayılıyordu ve Amerika’daki hastaneler gelen hastaları mutlaka bu testten geçiriyordu.
Özal’a da kalp ameliyatı için yattığı hastanede ayrımcılık yapılmamıştı.
Aslında haberin vurgulamak isteği istersen başbakan ol, sağlık konusunda ayrıcalık yoktu.
Özal haberi okumuş muydu bilemiyorum ama avukatları bu haberi hakaret saymış, adalet bakanlığından savcı aranmış, savcı da normal uygulamanın dışına çıkmış, beni telefonla davet etmiş, ifademi alıp hemen davayı açmıştı.
Emir demiri kesmiş, jet hızıyla hakkımda dava açılmıştı.
Davanın sonucunu tahmin etmişsinizdir.
En kısa zamanda mahkûm olmuştum.
Savcılardan birine bu uygulamayı sormuştum o dönemde.
Aldığım cevap bugünkü yargı kavgasını çok güzel özetliyor:
"Bakın. Türkiye’nin coğrafyası Avrupa ülkelerinin coğrafyası gibi değil. Türkiye’nin Batısı kalkınmış, Doğusu kalkınamamış. Tayininiz, terfileriniz Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun elinde. Başkanı adalet bakanı. Bir de müsteşar var. Ola ki istedikleri bir şeyi geciktirdiniz. Normal hukuku uyguladınız. Kendinizi bir anda Doğu illerinin birinde bulursunuz.
Evlenmişsiniz. Çocuklarınız var. Okullara gidiyorlar. Bir düzen kurmuşsunuz. Bunu bozmak ister misiniz? Bakmayın siz idealist laflara. Demokles’in kılıcı kafanızın üstünde sallanıyorsa adaleti tam ve herkese eşit şekilde dağıtamazsınız. Olay bu kadar basit
”.
Başka söze gerek var mı?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

:o(

Duydugumuz, bildigimiz seyler (annem avukat benim, oralarin hikayeleri bir baska) ama yeniden yeniden sok olup uzuluyor insan.

www.elifsavas.com/blog