Geçen ay gemideyken aşçıbaşı kumanya listesi getirdi, listede danadili vardı. O danadili bana yıllar önce bir ahbabımızın anlattığı başından geçen bir olayı hatırlattı.
Durmuş Ali
ağabey anlatıyor:
Bir gün işten eve geldim, kaynanam da
bizdeydi. Eşimle ikisi mutfakta hem yemek hazırlıyor, hem de konuşuyorlardı.
Kulak misafiri oldum.Benim hakkımda konuşuyorlardı. Eşim “anne bu adamın çenesinden bıktım, durmadan konuşuyor, her şeye karışıyor. Bezdim artık. Bu adamın çok konuşmasını nasıl önleriz” deyince kaynanam “kızım birinden duymuştum. Böyle çok konuşanlara eşek dili yedirilince artık hiç konuşmuyorlarmış” dedi.
Eşim “eşek dilini nereden buluruz” diye sorunca kaynanam “Topkapı'da surların orda at, eşek kesiyorlarmış. Oraya gider bakarız” dedi.
Birkaç gün sonra yemekte eşim “dil aldık, çokta tazeydi” deyip önüme koydu.
Biraz eşelendim. Eşim mutfağa gidince dili yok ettim. Döndüğünde “hakikatten çok taze ve lezzetliymiş” dedim.
Eşim çok mutlu olmuştu. Gece yattık, eşimin uyumasını bekledim, uykuya dalınca "aiaiai" diye eşek gibi anırarak tekme vura vura onu yataktan aşağı attım.
Gözleri fal taşı gibi açılmış “ne oldu, niye bağırıp tekme atıyorsun” diye soruyordu. Ben “bir şey anlamadım, içimden geliyor” diyordum.
Bunu birkaç kez yaptım. İyice hırpalanmıştı, artık yeter diye düşündüm. Eşime dönüp “eşek dili he mi beni susturacaktın, öyle mi?Al sana eşek dili, yedin çifteleri oturdun aşağı. Ben öyle eşek diliyle falan susmam” dedim.
Şimdi aramızda olmayan Durmuş Ali ağabeye Allah’ tan rahmet diliyorum”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder