Amcamın çocukları Ege’ de balıkçılık yaparken ben de onlarla gitmiştim. Akşamları Küçük kuyu’ya iniyorlardı. Amcam da teknedeydi.
Amcam, İsmail ve ben Altınoluk’ a dedemin kardeşinin kızı Sabiha halanın oğlu Akhan’a uğradık. Onunla birlikte Akçay ’a Sabiha halayı ziyarete gittik. O zaman eşi daha sağdı. Bizi çok güzel karşıladılar, kahveler içildi, sohbet koyulaştı.
Sabiha hala biz gitmeden yarım saat önce kalp pili problem çıkarınca fenalaşmış eşi evde olmadığı için küvete girip uzanmış, o şekilde dururken pil yeniden devreye girmiş ve düzelmiş.
Biz gittiğimizde daha yeni kalkmış olduğunu söyledi. Bizi gördüğü için o kadar çok mutlu olmuştu ki yarım saat önceki halinden eser kalmamış, benim çocukluğumdan hatırladığım o şen şakrak nüktedan Sabiha halam olmuştu.
Bize Fener’de yaşadığı bir hikâyeyi anlattı:
Saniye
halasının kızı nişanlanmış, nişanlısının ailesi yemeğe gelecekmiş. Saniye hala
bir tepsi baklava yapmış, pişirilmesi için köydeki ekmek fırınına göndermiş.
Sabiha hala halasına bu baklavadan
bize de vereceksin değil mi diye sormuş. O da olmaz misafir gelecek ancak
onlara yeter diye cevap vermiş. Bunun üzerine Sabiha hala bizim eve gidip baklava şerbetini hazırlamış. Fırına gidip halamın baklavası piştiyse onu almaya geldim demiş.
Pişen baklava tepsisini alıp bizim eve gelmiş, hazırladığı şerbeti dökmüş.
Bütün çocukları çağırmış, baklavayı onlara yedirmiş.
Saniye hala baklavayı almaya gönderdiği çocuk boş dönünce kimin yaptığını anlamış çok kızmış tabii. Gelen misafirler baklava yiyemeden gitmişler.
Sabiha hala anısını şöyle bitiriyor:
Burada kaç tane yetim çocuk var, onlara bir tabak vermek istemeyince ben de baklavayı yetimlere yedirdim. İyi de ettim. Boş tepsinin içine bir şeyler koydum, halama gönderdim.
Rahmetli
eşi de çok muhterem bir insandı. Allah rahmet eylesin. Sabiha halaya sağlık ve
uzun bir yaşam diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder