3 Temmuz 2014

Menzil “İSLAM” devleti mi?

Yurdun güçlüyse cesursun. (Çerkes Atasözü)
Uzun ince bir yol… Menzile ulaşmak için çekilen çile!… Uğranılan mağduriyet!… O başörtülü bacıların Kabataş’ta vapura binerken başına gelenler! Çektikleri.. Ya da çektirdikleri! Tam 12 yıldır Kurgular, Katagulli’ler ,Sahte CDler., Mağdurlar ,Ergenekonlar Balyozlar ve Casusluk, KCK davaları… Günahsızların hapislerde çektiği acılar… Eski haline dönemeyecek aile yıkımları! Ülke çöle döndü, dönecek ama AKP de yalan kuyusunun suyu tükenmiyor!. Her olayda kapanmak, kapatmak, bir suçlu bulmakta becerikli. Hemen hemen her dinde 3 önemli emir yok mu? Kesin yasaklanan bu 3 emir. Öldürme-Çalma-Yalan söyleme değil mi? Başbakan şikayete gelen ve anamız ağlıyor diyen çiftçiye “Al ananı da git” demedi mi? Bugüne bakarsak haşaaa… Demek ki dememiş! Yurtta sulh cihanda sulh ata sözümüz vardı… Hatırlayamadık! Hem yurtta hem de cihanda ONLAR düşman olarak kaldılar! Biz ve Onlar Mezhep kavgasına indirgenen din üzerinden siyaseti çatışma ayarına getirdik! TIR lar dolusu silah, cephane ,Irak, Suriye , topraklarına gitmedi mi? Silah yetmedi, Kin’i ortak ettik… Erdoğan gençlere hitap ederken ne öğütledi… Kininizi unutmayın! Çok kucaklayıcı bir nasihat değil miydi? Kadın erkek eşitliğine inanmadığını bilmiyor muyuz? Başbakan “ben Cumhurbaşkanı olmak istiyorum” derken, dakikalarca bir logonun önünde konuştu! Logo çalıntı bir logo idi… Obama’nın logosunu taklit etmişlerdi. Onu da mı çaldınız diyemedik! Her şeyi kucaklarken  muhalif basın kucağa gelmedi! Sığmadı, dışarda kaldı! Ramazan sofrasını süsler gibi konuşmasını, dini temalarla doldurdu! “Zaferin sahibi sadece Allah’tır”, “Bu millete zaferi müjdele ya Rab” derken korkuya kapıldım… Savaştayız da bizim mi haberimiz yok! ZORBA (pardon)TORBA yasalarla savaş ilan edilse haberimiz de olmaz ki!
Ülkemde her şey açık ya! Başbakan onu da açık açık açıklıyor! Neden siyaset yapıyor dersiniz? “Dicle’nin kenarında kaybolan koyunların hesabını sormak için siyaset yaptık”, “Yoksul olduğu için kapının önüne konanlar için siyaset yaptık” “Ayrımcılık yapmadık”, Sadece Dicle kenarındaki koyunlar mı? “Cumhurbaşkanı olacağım” demek için, görkemli bir salonu doldurup, dini içeriği bol cümleler pompalamak, ülkedeki çöküşü, geriye gidişi, gerçeği göremeyenleri bir kere daha yalana boğmak, onları koyun yerine koymak değil mi? Yoksul oldukları için AKP nin 4 bakanını ayakkabı kutularını dolduracakları bir yere mi koydunuz? Yoksa Soma da yolsulluğu anlatmaya kalkan kuyudan kurtulan bir gençi yoksulluğunu gidermek için mi tokatladınız, İsrail dölü saydınız? Önce askeri vesayeti yıkacağım dediniz. Askeri körelttiniz… Sonra, Yargı vesayetini hedeflediniz… Yargıyı yeniden kurguladınız. Şimdilerde eski ortak yeni düşman, paralel vesayeti yok etmek görev haline geldi! Cumhurbaşkanı seçilirsem güçlü bir Cumhurbaşkanı nasıl olurmuş göstereceğim diyorsunuz. 12 yıldır görmek isteyenler sizi görmedi mi? Hak hukuk terazisinin diğer kefesinde kim kaldı? Denge ve fren sistemi yok olmadı mı? Asker-yargı-medya vesayetiniz altına girmedi mi? Asıl melese şu: Demokrasiyi sizin vesayetinizden kim kurtaracak? İktidarınızda, aşırı dindarlık, gericilik öyle bir kök salmış ki kafa keserken, palayı sallarken Allahu ekber demek unutulmuyor! Bana anlatılan, benim dinim bu mu? DİNİMİ ELİMDEM ALDINIZ. Bu benim dinim diyemiyorum! Allahın verdiği aklı, mantığı neden kullanamıyoruz? Üzeriden 21 yıl geçti ama yobazlık tehdidi kalktı mı? Yoksa sinsice büyüyor mu?. Madımak nasıl kapkara bir lekedir? Ama gerçektir. Musul Konsolosluğu olayını da yazmak bugün yasaktır… Medya mefta olduğu için üstü örtülen hırsızlığı, yolsuzluğu , arsızlığı AKP nin giydirme, örtme, örtünme merakına bağlamak gerekmez mi? Musul konsolosluğu olayı hangi noktada? Kaçırılan... Türkler nerede? Medya’dan sildik!Nüfusumuzdan da mı sildik? Mırıltılar artıyor! Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlanana kadar bir yerde yiyip içip tatil mi yapıyorlar? İşkence mi çekiyorlar? Bir bilen vardır… Biri Başbakana sorsa… Ne iyi olurdu. Sora bilir mi?  Bugün sokaklarımızda hangi tehlikeyi büyütüyoruz? Canlı bombalar yok mu? Bu ülkede, insanlar cayır cayır yanmadı mı? Yanık kokusu hafızamıza kazanmış, nasıl unutulur?
Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’te, 4. Pir Sultan Abdal Şenlikleri’nin hazırlıkları sırasında  gerici odaklar çevre illerden otobüslerle Sivas’a geldiler. Camilerde toplantılar yapıp, bildiriler dağıttılar. Cuma namazından çıkan bir grup, “Sivas laiklere mezar olacak”, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak”, “Şeriat gelecek, batıl zail olacak” sloganları atarak etkinliklerin yapıldığı kültür merkezine ardından valiliğe saldırdı. Atatürk ve Pir Sultan Abdal heykelleri yıkılarak yerlerde sürüklendi. Kalabalık, tekbir getirererek ellerindeki benzin bidonlarıyla aydın ve sanatçıların sığındığı Madımak Oteli’ne yürüdü. RP’li Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu, otelin önünde kışkırtıcı bir konuşma yaptı. Madımak Oteli’ne sığınmış aydınlar, sanatçılar ve gençler korku içinde beklerken. Elektriklerin 7.5 saat kesildi. Kalabalıktan birkaç kişi otele girdi ve ellerindeki benzini dökerek perdeleri ateşe verdi... Katliamda 33 aydın ve sanatçı , 2 otel görevlisi can verdi. 51 kişi ağır yaralandı.


Işid bizim için nedir? Terör örgütü demeyen bir Başbakanımız var. Kalkar şimdi biz terör örgütü dersek Başbakana inanmamış mı oluruz! Nereden geldilerse, hangi sınır kapımızı kollarını sallayarak geçtilerse! Onun bilgisi içinde değil midir?.. Henüz hatırlamamız yasak değil!.. Niğde civarlarında çatışmaya girip askerlerimizi öldürdüler… Haber sürdü mü? Hemen üstü örtüldü! Tehlikeyi farkına bile varamadık! Olaylar dikkatten kaçtı! İstanbul’dan Şanlıurfa’ya giden otobüsün yolcularından A.K., sabaha karşı herkesin uyuduğu sırada eline aldığı bıçakla “Allahuekber” diyerek 3 kişinin boynunu kesti!.. Yolcular ağır yaralandı. Allahtan saldırgan pala bulamamıştı! Üç kafa daha kesebilirdi! AKP iktidarında uzun ince bir yoldayız. Nereye kadar geldik bilen var mı? Uzun ince ve karanlık bir yol!. Başbakanın duası şöyle“Bu millete zaferi müjdele ya Rab” Neyin zaferi bu? Menzil’e, yani islam devletine ulaşma zaferi mi?

Hiç yorum yok: