UZANLAR YALISI: Afife Ahmet Paşa Yalısı. Binanın mimarı Alexandre Vallaury . Neo-barok tarzında yapılmış. Yalının mimarı Osmanlı Bankası ve Pera Palas binalarına da imzasını atmış. Binayı Afif Ahmet Paşa’nın ailesinden, Pera Palas’ın eski sahibi Misbah Muhayyeş almış. Yalının ilgi çeken birinci yanı Orient Ekpres’de Cinayet adlı kitabını yazmak için İstanbul’a gelen Agahta Christie'nin yalının misafirlerinden biri olması. İkinci ilginç yanı da yalının 1986'dan sonra Uzan ailesine geçmiş olması. Sanırım şimdi de sahibi TMSF yani Devlet.
İLGİNÇ HİKAYESİYLE YILANLI YALI: Yılanlı Yalı'nın günümüze ulaşan kısmı, Aşiyan Parkı’na bitişik hemen. 18. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş. İlk sahibi Reisülküttab Mustafa Efendi. Vakti zamanında II. Mahmud kayıkla sahilden geçerken bu yalıyı görüp çok beğenmiş, hatta satın almak istemiş. Ancak kendisine nezaret edenlerden biri, yalının sahibini evinden çıkmasını doğru bulmamış, bu yüzden de alelacele bir yalan uydurup hünkara yalının yılanlarıyla ünlü olduğunu anlatmış ve o gün bugün burası Yılanlı Yalı diye anılır olmuş. Yalının günümüzdeki hikayesi de ilginç. Yalı ve çevresindeki arazi üç kardeşe kalır. Üç kardeşin de yalıyı yeniden restore edecek paraları yoktur. Kardeşler yalıyı yazlık olarak kullanmaktadır. Üç kardeşten biri hissesini zenginlerden Aydın Bolak’a satar. Aydın Bolak yalıyı tamamen yıkar ve içini beton, dışını ahşap halde yeniden yaratır. O yıkıntı yalı kaloriferli bir yalı olmuştur. Bolak, iki kardeşe ana binanın yanındaki küçük binayı ikiye bölerek bırakır. Biraz da arazi verir. Bolak maddi zora düşünce hissesini bir başka zengine satar. Üç kardeşten ikisi hayata veda eder. Biri yaşamını o yalıda sürdürür.
OLAYLARIN İÇİNDE KALAN BİR YALI: Ilıcak yalısı diye ünlenen yalının tarihi hikayesinden ziyade bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bulvar Gazetesi’nde Nazlı Ilıcak’la altı yıl birlikte çalıştık. O yıllarda Türkiye Güzellik yarışması’nı bizim gazete düzenliyordu. Yine böyle bir yarışmadan önce yalıda bir kokteyl verildi. Jüri üyesi olarak Franco Nero da gelmişti. Kokteyl birazda onun şerefine veriliyordu. Gecenin ilerleyen bir saatinde havuz başında sohbet ediyorduk. Nazlı Ilıcak bir ara bana döndü; "Akın Bey sizin çocuklarınız da bize gelsin. Havuzda yüzsünler" dedi. Bunu canı gönülden istediğini biliyordum. Onun da bir oğlu ve bir kızı vardı. Çocukların birbirleriyle kaynaşmasını istiyordu. Ama ben istemiyordum. Bunu istemiyorum şeklinde anlatamazdım. "Nazlı Hanım" dedim. "Bizim çocuklar her gün havuzdalar"dedim. Şaşırmıştı, Kumburgaz’daki yazlığımızda havuz olduğunu sanmıştı. "Sizin orada havuz var mı?" diye hayretle sordu. Ben de cevabı yapıştırdım. "Tabii var Nazlı Hanım. Marmara Denizi". Kemal Ilıcak, büyük borca girince bu yalıya İktisat Bankası el koydu. Nazlı Hanım direndi, yalıdan sürükleye sürükleye çıkarıldı. O yalı İktisat Bankası’nın sahibine de yar olmadı. Şimdi kim kullanıyor bilmiyorum.
7 yorum:
Iste bu yaka benim okul, is, ev yolumdu. Yilanli yalinin onunde oturup ders calisirdim :)
Gezi icin yine tesekkurler...
Bir haber daha adresimi degistirdim, yeni bir sayfadayim.
Sevgilerimle,
Sayfana uğradım Sevgili B5; Boğaz'la ilgili hepimizin anıları vardır. Şimdilerde yalının önü genişletildi. Teknelerin bağlama limanı oldu.
Ne güzel anlatmışsınız.Ben de trt 2de ''Boğaziçi Yalıları ''Diye bir program izlemiştim,sanırım 7_8 bölümdü zaman zaman tekrarını yayınlıyorlar.Büyük bir zevkle izlemiştim..Gezilerinizin devamını dilerim..
Teşekkür ederim Sevgili Ferhanca. Gezilere gidersem mutlaka sizlerle paylaşmak isterim.
Bogazla ilgili o kadar cok anilarim var ki..Bogaz yalilarida cok ilgimi cektigi icin pek cok kitap okudum. Yilanli yaliyi da, Uzanlarin yalisini da cok iyi bilirim. Cok guzel bir yazi olmus. Ellerinize saglik..
Teşekkür ederim Sevgili Tuba. Yalılar bana göre de Boğaz'ın incileri. Tabii bugüne kadar gelebilenler.
9 yıl bahcıvanlığını yaptığım yılanlı yalı heygidi günler
Yorum Gönder