Langa Limanı’nın esrarengiz geçmişi: Bizans İmparatoru 1. Theodosios’un milattan sonra 379-395 yılları arasında yaptırdığı Langa (Theodosios) Limanı uluslararası ticaretin en önemli merkezlerinden biri. O dönemde Bizans, Mısır’dan buğday ve tahıl ithalatı yapıyor. Kaynaklara göre, Langa Limanı, daha sonra 7. yüzyılda buğday ve tahıl ithalatının durması üzerine cazibesini kaybetmiş. Bayrampaşa Likos Deresi’nin getirdiği alüvyonlar zaman içinde limanı kullanılmaz hale getirmiş. Buna rağmen kısmen kullanılan limana yakın mesafede demirleyen gemi ve tekneler 11. yüzyılda yaşanan büyük bir fırtınada batıyor. Yenikapı’daki Marmaray kazıları sırasında bu gemilerle birlikte, tahıl ve sıvı yağ taşımada kullanılan anforalar, çanak, çömlek, seramik eşyalar, gümüş ve altın paralar gün yüzüne çıkarıldı. Bol miktarda ahşap taraklar, deri sandalet tabanları, İznik seramikleri, gümüş ve altın sikkeler ve ibrikler bulundu.
30 yıldır imara kapalı alan: Langa Arkeolojik Kazı Alanı, 750 metre uzunluğunda ve 40 metre genişliğinde. Burası, yüzyıllarca Langa Bostanları olarak anılmış ve İstanbul’un taze sebze ihtiyacını karşılamıştı. 1872’de Yenikapı Tren İstasyonu inşa edilmişti. Bölge 30 yıl önce imara kapalıydı. Bostanların üstüne son yıllarda birkaç büyük yapı inşa edilmiş, alanın bir kısmı da otopark ve pazar yeri olarak kullanılmıştı.
Tarihe meraklı dostlarım.
Arkeoloji Müzesi sizi bekliyor.
Ben ilk fırsatta gidiyorum tabii.
Biliyorsunuz Arkeloji Müzeleri Müdürlüğü’nün Marmaray Tüplü Geçiş Projesi kapsamında 2.5 yıldır yürüttüğü kazılarda Bronz Çağı, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ait tarihi eserler bulunmuştu.
Bu eserlerden en önemlisi Yenikapı Langa da bulunan tarihi kalıntılar.
Langa Bostanları – biliyorsunuz hıyarları ile meşhur- bölgesinde yapılan kazılarda Bizans dönemine ait bir liman ve 18 geminin iskeletlerinin bulunması heyecan verici.
8 yorum:
İşte blogları okumayı bunun için seviyorum. Her zaman yeni haberler, yeni bilgiler. Arkeoloji müzesine tekrar gitmek aylardır aklımdaydı, ama nedense bir tembellik... Şimdi sizin yazınız ve sergi haberi benim için bir itici güç oldu. Bayramdan önce mutlaka yapılması gerekenler listesine koydum müze ziyeretini..
Teşekkürler ve sevgiler..
Beyazit'ta, calistigim binanin yasi: belki 30-40 yildi. Yapimi esnasinda, daha yuksek bina kondurulacagi icin, temel derin acilinca, altindan su sarniclari cikmis, ayni gece apar topar betonu doldurdular, dedi bir baska Kapalicarsili komsu!
Sevgili Ayşegül; bir çok ülke gördünüz. Hiç bizim kadar tarihine, kültürüne "küs" bir millet gördünüz mü? Hele Batı'da. Bir eski çanak bulsalar, allayıp pullayıp hemen tanıtımını yaparlar.
Sevgili Alp ve Ege'nin annesi; "bizim kafalara" en güzel örneği siz verdiniz. Tarihi betonla örtüp gömmek. Yazık çok yazık.
Gelince gidilecek listesi yapmaliyim, sizin sayfanizdan bol bol esinlenerek. Tesekkurler Punto amca.
Sevgili Sanem; üzüldüğüm nokta böyle bir sergiden kimsenin haberinin olmaması. Bu sergi Sabancı Müzesi'nde açılsaydı otobüs dolusu insan sergiye koşardı. Picasso sergisinin gördüğü ilgi ortada. Çoluk çocuk Picasso sergisini, birbirini ezerek gezdi. Emirgan'da trafik felç tabii.
Neden. Tanıtım, tanıtım, tanıtım.
Evet her nedense böyle önemli olayların tanıtımları yapılmıyor. Arz-talep meselesi aslında. İlgi gösteren de o kadar az kişi var ki. Tarihimizi bilmemek, önemsememek, bu konuda cahil kalmak, yaşadığımız günü de yanlış değerlendirmemize, olayları doğru anlayamamamıza neden oluyor. Bu arada kendimi de bu konuda yeterli bulmadığımı da hemen belirteyim üzülerek:(
Yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Verdiğiniz bilgiler için çok sağolun.
Sevgilerimle...
Sevgili Bocuruk; bence tanıtım bir milli görev olmalı. Devlet önem vermeli. Tarihimizle övünüyoruz ama tanıtımını yapma konusunda yan çizen bir kültürümüz var.
Yorum Gönder