5 Eylül 2011

Öğretmenliği özendirmezsek dizimizi daha çok döveriz!

Hukuk Fakültesi’nde okuduğum yıllarda öğrencisi olduğum iki öğretim üyesi tiplemesini sizlerle paylaşacağım. Birincisi Devletler Hukuku hocası Mahmut Belik’di.
Mahmut hoca her dersini izlediğim hocalardandı. Zira kitap yerine notlarından sınav yapardı.
Ders anlatırken hiç bir cümlesini tamamlamayan bir stili vardı. Not tutuyoruz tabii ama cümleler hep eksik. Hadi bakalım evde o cümle neyi anlatıyor tamamla tamamlayabilirsen.
Bizi evde çalıştırma taktiği miydi hala bilemiyorum. Ama bence bilerek yapıyordu ve bizim çalışmamızı böyle sağlıyordu.
İkinci örnek İdare Hukuku hocası Lütfü Duran’dan. Lütfü hoca sözlü sınavda karşısındaki öğrenciye öğüt veriyor; “ Bak oğlum. Sen bu konuşma tarzınla ne avukat olabilirsin ne de hâkim. Yol yakınken okulu bırak, başka bir meslek seç”.
Neden sizlerle paylaştım bu iki anımı?
Eğitimci bir ailenin çocuğuyum. Babam, kız kardeşim, eşim ve kayınvalidem öğretmendi. Öğretmenlik mesleğinin ne kadar önemli olduğunu bilirim. Babamın “çok bilen değil, bildiğini öğretebilen iyi öğretmendir” derdi.
Bugün eğitimin geldiği nokta içler acısı. İyi öğretmen yetişiyor mu? Sadece bilgili değil, bildiğini öğretebilen öğretmen yetişiyor mu?
Bence hayır. Eğitim Fakültelerini hali belli. Aldıkları öğrencilerin düzeyleri ve okula alış sistemleri de belli.
Öğretmenliğe özendirme var mı? Hem maddi hem manevi açıdan. Yok. Bir yere gireyim de neresi olursa olsun düşüncesiyle alınan öğrencilerden ne beklenebilir ki.
İşsiz kalmak da bir başka sorun.
Sizin anlayacağınız bu şartlar altında yeni nesilleri emanet edeceğimiz bu öğretmenlerle kaliteli öğrenciyi zor yetiştiririz.
Parası olan yetişir o da öğretmen olmaz. Yabancı ülkelerin avladığı beyinler olur.
Eğer öğretmenlik mesleğini cazip hale getirmezsek, bir mühendisin aldığı ücretten fazlasını vermezsek, yetenek sınavı yapmazsak , akıllı beyinlerin öğretmenliği seçmesini özendirmezsek daha çok dizlerimizi döver, eğitim sistemimizi eleştirir dururuz.
Anne babalar da çocuklarının daha iyi eğitilmesi için tonlarca parayı sokağa atar.

2 yorum:

Berceste dedi ki...

Bu yazdiklariniza kesinlikle katiliyorum Akin amca. Cok dogru. Yalniz su anda ogretmen maaslari da yadsinamaz duzeye gelmis. Muhendis ile ayni duzeyde. Aldigi ders sayisina gore! Ne kadar cok ders verirse, o kadar cok kazaniyor. Bu o insanin performansina ne etki yapiyor, bunu dusunmek gerek :(

Punto dedi ki...

Benim derdim üniversite tercihlerinde akıllı, çalışkan, bilgisini aktarabilenlerin öğretmenliği seçmelerini özendirebilmek Sevgili Dilek.