8 Eylül 2007

Leyleklerin aşkı da bir başka oluyormuş!...

YAZLIKTA balkona çıkmıştım. Birden güneşi engelleyen bir kara bulut belirdi havada. Ne oluyor derken başımı kaldırdım ve bir leylek sürüsünün dans eder gibi döne döne ama bir düzen içinde süzüldüklerini gördüm. Yazlığın 1-2 kilometre uzağındaki geniş tarlalar onların dinlenme yerleriydi belli ki. Oraya doğru indiklerini izledim dakikalarca. Tabii fotoğraflarını da çektim bu arada.
Sahi leylekler neden bu kadar bizi ilgilendirir diye düşündüm. Öyle ya. “Leyleği havada görmek” deyimini hepimiz biliriz. Hatta leyleği uçarken görünce çok gezeceğimize inanırız. "Bebeklerimizi de leylekler getirdi" diyecek kadar içimizdedir bu sevimli kuşlar.
Şöyle bir dolaştım, etrafta leylekler hakkında neler bulabilirim diye. İşte leyleklerle ilgili ilgi çekici noktalar:
*Türün yayılışı çok geniş bir coğrafya üzerinde. Almanya’dan havalanan ve Prenses adı verilen bir leylek, Türkiye(İstanbul-Hatay) üzerinden Güney Afrika Cumhuriyet'ine gittiği tespit edilmiş.
*Genellikle karadan yükselen sıcak hava akımını kullanarak daireler çizerek uçarlar. Avrasya'da üreyen ak leylek, Afrika'nın güney kesimlerinde kışlar.
Ak leylekler çatılara özellikle de bacaların tepesine yuva yaparlar. Bazı ülkelerde insanlar uğur getirdiğine inandıklarından leylekleri çekmek için damlarına kazıklar üzerine tekerlekler koyarlar.
*Leylek çiftleri çalı çırpı ve topraktan yaptıkları tepsi biçimindeki yuvalarını otla döşerler. Yuva her yıl yeni eklemeler yapıldığından çok büyür.
*Ak leylekler uzak yerlere göç eden kuşların en iyi bilinenidir. Avrupa'da ve Türkiye'de üreyen bu leylekler kışı Afrika'da geçirirler. Göç sırasında olabildiğince kara üzerinden uçabilmek için kıtadan kıtaya özellikle İstanbul, Çanakkale ve Cebelitarık boğazlarından geçerler.
*Kuzey Yarımküre’de havaların nisan ve mayıs aylarından itibaren ısınmaya başladığını nereden bildikleri şaşırtıcıdır. Leylekler, sıcak yaz aylarını geçirmek için, soğuk kış aylarını geçirdikleri ülkelerden geriye, yuvalarına dönerler.
*Güney Yarımküre’nin çeşitli bölgelerinden dönen leylekler, hedefi hiç şaşırmadan, yedi sekiz ay önce bırakıp gittikleri bozulmuş yuvalarını bulurlar. Yuvaya önce erkek leylek gelir. Geçen yıl bırakıp gittiği yuvayı çubuk ve otlarla onarıp yenilemeğe başlar. "Yuvayı yapan dişi kuştur" sözü biraz havada kalıyor leylek dünyasında. Erkek leylek işi bittiğinde dişisinin bir an önce gelmesini bekler. Takriben bir hafta sonra dişi leylek de döner. Havada buluşmalarını kutlarlar.
*Yuvanın sahibi erkek, dişisini karşılamak için kanatlarını hızla çırpar ve gagasıyla sesler çıkarır. Bu kutlamadan sonra, dişi leylek dört veya beş yumurta yumurtlar. Bir ay sonra tüy yumağı civcivler yumurtalarından çıkmaya başlarlar. Baba leylek çığırtkan yavrularının beslenmeleri için gerekli solucan, çekirge ve sümüklü böcekler bulabilmek için harekete geçer. Anne leylek ise kanatlarının altına alarak, yavrularını yağmur, fırtına ve kızgın güneş sıcağından korur.
İşte böyle. Leyleklerin aşkı da bir başka oluyormuş meğerse.
Kaynak: Vikipedi

2 yorum:

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Leylekler hakkındaki bilgileri gülümseyerek okudum. Zamanın erkekleri de leyleklere döndü. Eskidenmiş yuvayı dişi kuş yapar sözü:) Leyleklerle birlikte bu söz de geçerliliğini yitirmiş. Kuş beyinli derler ya bazen, bu sözü bir kez daha düşünüp söylemek gerek. Aylar sonra ekvator aşıp tekrar aynı yuvayı bulmaları, cep telefonu olmadan tekrar eşlerin buluşmayı başarmaları müthiş birşey. Biz insanoğlunun başaramadığı türden.

Punto dedi ki...

Evet Sevgili Pınar; insan inanamıyor. O hepsi birbirine benzeyen sürüden eşini bulmak. Nokta atışı yapar gibi yuvaya konmak. Tabiat gerçekten anlaşılmaz mucizelerle dolu.