3 Ekim 2007

Yılların eskitemediği bir meyve!...

Anavatanı Doğu Akdeniz ve Güney Batı Asya. Dutgiller familyasından. 800 kadar türü var. Dünya’daki en büyük üreticisi Türkiye.
Ülkemizde iki türü yetişiyor. Birinci türü soluk sarı renkli lop lop. İkincisi ise mor renkli.
Reçeli, pekmezi, ezmesi yapılıyor. Tatlı ve hamur işlerinde kullanılıyor.
Adını Ege Bölgesindeki antik yerleşim alanı "Caria"dan almış.
Eski Yunan ve Mısır uygarlıklarında verimlilik sembolü olarak kabul edilmiş. Herodotos M.Ö. 484 yılında yazdığı yazılarda ondan bahsediyor.
Eski Yunanlılarda yaprakları onur verici bir hediye.
Ağacı ve meyvesi büyük dinlerde sembol olmuş. Museviler kutlamalarında geleneksel yiyecek olarak kullanmış. İncil'de de cennetin bahçelerinde bir ağaç olarak zikredilmiş.
Kuran 'da Hz. Muhammed 'in eğer seçme hakkı olsa cennete götüreceği ağacın o olacağı belirtilmiş.
Herhangi bir meyve ya da sebzeye göre en yüksek lif içeriğine sahip. Besin olarak alınan lifin sindirime yardımcı olduğu ve bazı kanser türlerinin riskini azaltmada etkili olduğu bilinince onun da kıymeti ortaya çıkmış.
Protein, karbonhidrat, fosfor, kalsiyum, demir, sodyum, potasyum, magnezyum deposu. A, B1, B2, B3, B6, C vitamini ve folik asit açısından zengin.
Anladınız hangi meyveden bahsettiğimi. İncir’den.
Şu sıralarda mevsimi bitmek üzere olan incirden.
Kuru incirin de "değer" olarak hiç bir şey kaybetmediğini belirttikten sonra diyorum ki; bol bol incir tüketin, reçelinin, pekmezinin, ezmesinin tariflerini dostlarımızla paylaşın.

7 yorum:

Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

Isvec'te de noel zamani ön plana cikar, hep bakarim arkasina bizden mi yine diye!

Punto dedi ki...

Sevgili Alp ve Ege'nin annesi; en büyük üretici biz olduğumuza göre bizdendir mutlaka.

Esra dedi ki...

Ben Isvicre'de yasiyorum ve orada tane ile satiliyor incir. Fiyati da Turkiye'de 2 kilo incire esit. Turkiye'ye gelince ozellikle esim bol bol yiyor. :-))))

Simdirim problemlerine de iyi gelir...

Sevgiler
Esra

Punto dedi ki...

Sevgili Esra; ülkemizin kıymetini Batı ülkelerine gidince daha iyi anlıyoruz. Dilim dilim karpuz, tane ile satılan meyveleri görmüştüm ama tane ile satılan inciri ilk sizden duyuyorum.

Esra dedi ki...

Blogumda "dilimle karpuz" isimli bir yazi yazmistim. Evet, karpuz dilimle, incir de tane ile satilir. Fiyatlari da altin fiyatina yakin.

Unknown dedi ki...

Incir agacinin altinda uyursan bogulursun derler. O kadar cok oksijen cekermis ki, nefessiz kalinirmis altinda. Guzel bir laf. Sanki zaten ellere kollara benzeyen dallariyla insanin ustune kapaniyor gibi, degil mi? Bir de ocagina incir agaci dikmek derler ya, acaba neden? Bizim mutfagin onunde, buraya gecen sene tasindigimizda, ciliz, belki yarim metre, bir yaprakli birseycik vardi. Simdi koskoca agac olmak uzere. Acaba cabuk buyuyor diye mi soylenmis o soz? Yoksa kokleri yeri kaldirir diye mi? Merak ettim.

www.elifsavas.com/blog

Punto dedi ki...

Sevgili Elif, sanırım kökleri beton meton dinlemiyor her yere ulaşabiliyor. Hatta temellere yakın dikmeyin derler. Belki doğru. Zira bizim yazlıkta mutfağa gölgelik yapan incirin, her taraftan sürgün verdiğini görüyorum. Sanırım binanın altı kök salmış durumda.