Ve Ediz Hun hemen her zaman ve her yerde ÇEVRE’yi konuşmaktan çevre için uyanık olun demekten yılmıyor…Geçe hafta içinde İstanbul Ticaret Odası’nda da “Küresel Isınma ve Çevre” konusunda konferansı vardı….Hava koşulları katılımı etkilemişti ..Beklenenden az da olsa katılımcılar konuşmayı ilgi ile dinlediler.
Ediz Hun çok sık olarak UYANIK OLUN uyarısı yaptı…"Nehirleri kirletemeyiz" dedi…Dünyanın en tehlikeli nükleer santralleri "ERMENİSTAN ve BULGARİSTAN' da" dedi.Yani "burnumuzun dibinde" dedi.."Su giderek azalıyor" dedi…"Enerji için rüzgar boşa esiyor..Güneş boşa kızartıyor..Uyanık olmalıyız" dedi."Yararlanalım" dedi…Bir ara “sesim geliyor mu?…Beni duymayan var mı?” diye ikaz da etti…
Doğadaki tüm canlılarla arasının iyi olduğunu açıklayıp ekledi:
“Benim doğada korkup yaklaşamayacağım tutamayacağım hiçbir canlı yoktur.Hepsini tutabilirim.Hiçbirinden korkmam..Sadece korktuğum tek canlı vardır. O da insandır”.
Sona doğru da ekledi:"Uyanık davranamaz isek gelecek kuşaklara temiz bir çevre bırakamayız"dedi…Salonun boş köşesinde gözünü açmak için alkışların da yetersiz kaldığı biri vardı…Horlamıyordu ama çok tatlı bir uykuyu her şeye rağmen sürdürüyordu…
Birden ülkemi düşündüm….Çevre denince Milletçe ne yapıyorsunuz dersiniz?..
Henüz horlamıyoruz ama tatlı uykumuz sürmüyor mu?
...................................................
GAZLAR VE ISINMA…
Çevreye dair bir iki ek daha yaparsam konu daha iyi anlaşılacak..
Jeolojik tarih olarak incelendiğinde, dünya ikliminin sıcak ve soğuk dönemlerden geçtiği biliniyor… Bugün bilmemiz gereken tehlike özellikle son 50 yıldır insan eliyle yaratılan tehlikedir.. Dünyadaki bu hassas dengeyi ne bozuyor?
Kıtaların hareketi, kutup bölgelerindeki buzulların diğer bölgelere oranla ışığı daha fazla miktarda atmosfere yansıtıp havayı soğutmaları, okyanuslardaki karbon döngüsü iklim değişikliğine sebep olmaktadır..İklim bu dengenin dengeli olmasına bağlı …
Atmosfer nitrojen ve oksijen gibi gazlardan başka limonluk (sera etkisi yapan) karbondioksit ve metan gibi gazları da barındırıyor..
Bunlar da aldıkları güneş ışınlarını geçirirler ama dünyadan yansıyarak gelenlerin ışınların bir kısmını tutarlar…Ve bu, içinde güneş ışığı saklı kalan hava yeryüzüne yakın olan yerlerde kendini ısınma olarak gösterir…Sera etkisi yapan gazlarla ısınma arasındaki ilişki bu noktadır…
Unutulmasın ki son YARIM MİLYON YILDA, havamızda toplanan karbondioksit miktarı görülen ve ölçülen en yüksek seviyeye gelmiştir..
Henüz çaresizlik kapımızı çalmamıştır…Ama eli tokmağa yakındır…Uyanık olmak alternatif enerji konusuna dikkat etmek gerekiyor..Bunu yapabilmek içinde her halde öncelikle uykudan uyanmamız şart..
Çevreye dair bir iki ek daha yaparsam konu daha iyi anlaşılacak..
Jeolojik tarih olarak incelendiğinde, dünya ikliminin sıcak ve soğuk dönemlerden geçtiği biliniyor… Bugün bilmemiz gereken tehlike özellikle son 50 yıldır insan eliyle yaratılan tehlikedir.. Dünyadaki bu hassas dengeyi ne bozuyor?
Kıtaların hareketi, kutup bölgelerindeki buzulların diğer bölgelere oranla ışığı daha fazla miktarda atmosfere yansıtıp havayı soğutmaları, okyanuslardaki karbon döngüsü iklim değişikliğine sebep olmaktadır..İklim bu dengenin dengeli olmasına bağlı …
Atmosfer nitrojen ve oksijen gibi gazlardan başka limonluk (sera etkisi yapan) karbondioksit ve metan gibi gazları da barındırıyor..
Bunlar da aldıkları güneş ışınlarını geçirirler ama dünyadan yansıyarak gelenlerin ışınların bir kısmını tutarlar…Ve bu, içinde güneş ışığı saklı kalan hava yeryüzüne yakın olan yerlerde kendini ısınma olarak gösterir…Sera etkisi yapan gazlarla ısınma arasındaki ilişki bu noktadır…
Unutulmasın ki son YARIM MİLYON YILDA, havamızda toplanan karbondioksit miktarı görülen ve ölçülen en yüksek seviyeye gelmiştir..
Henüz çaresizlik kapımızı çalmamıştır…Ama eli tokmağa yakındır…Uyanık olmak alternatif enerji konusuna dikkat etmek gerekiyor..Bunu yapabilmek içinde her halde öncelikle uykudan uyanmamız şart..
......................................
KAMA
TAYYKOZY!
Fransa Cunhurbaşkanı ile Türkiye Başbakanının ayni tarladan yetiştikleri ortaya çıktı..
Biri, tarlada kalan narenciyesi için “ anamız ağladı” deyince "al ananı da git" cevabını almıştı.
Elini uzatan Sarkozy’e Fransa’da çiftçi “Yooo!.. dokunma bana” demiş ve derhal cevabını almış! “çek arabanı dilgil”. Olay benzer ama sonuçlar farklı…
Bizde Mersinli çiftçiyi polis yakaladı, hırpaladı. Fransız da ise çiftçi internette şöhreti yakaladı..
TAYYKOZY!
Fransa Cunhurbaşkanı ile Türkiye Başbakanının ayni tarladan yetiştikleri ortaya çıktı..
Biri, tarlada kalan narenciyesi için “ anamız ağladı” deyince "al ananı da git" cevabını almıştı.
Elini uzatan Sarkozy’e Fransa’da çiftçi “Yooo!.. dokunma bana” demiş ve derhal cevabını almış! “çek arabanı dilgil”. Olay benzer ama sonuçlar farklı…
Bizde Mersinli çiftçiyi polis yakaladı, hırpaladı. Fransız da ise çiftçi internette şöhreti yakaladı..
..........................................
KAMA!
GÜL KURUSU!
Cumhurbaşkanı GÜL’ün türban kararını ONAYLAMASI haber olmamalıydı!… Köpeğin insanı ısırması gibi!… Onaylamayıp geri yollayabilse işte bu o zaman haberdi…
Sayın GÜL (Dikeni ile de olsa GÜL olarak seçildi ya) aynı anda Silahlı Kuvvetlerin de başkomutanı… Başkomutanın askerleri savaşıyor.. Kan veriyor, can veriyor… Başkomutan bunu fırsat sayıp gözden kaçmasını istediği bir kararı o arada şıp şak imzalıyor… Peki bu iş dikkatten kaçıyor mu?. Şimdi güvenirliliği, tarafsızlığı, her kesimin Cumhurbaşkanı olduğu iddiası ne oldu? Köşk renk vermiyor ama soru soranlar şunu daha iyi biliyorlar. Aranan renk tertemiz, bembeyaz değil!.. Gül kurusu…
GÜL KURUSU!
Cumhurbaşkanı GÜL’ün türban kararını ONAYLAMASI haber olmamalıydı!… Köpeğin insanı ısırması gibi!… Onaylamayıp geri yollayabilse işte bu o zaman haberdi…
Sayın GÜL (Dikeni ile de olsa GÜL olarak seçildi ya) aynı anda Silahlı Kuvvetlerin de başkomutanı… Başkomutanın askerleri savaşıyor.. Kan veriyor, can veriyor… Başkomutan bunu fırsat sayıp gözden kaçmasını istediği bir kararı o arada şıp şak imzalıyor… Peki bu iş dikkatten kaçıyor mu?. Şimdi güvenirliliği, tarafsızlığı, her kesimin Cumhurbaşkanı olduğu iddiası ne oldu? Köşk renk vermiyor ama soru soranlar şunu daha iyi biliyorlar. Aranan renk tertemiz, bembeyaz değil!.. Gül kurusu…
7 yorum:
Bu kadar olur, fotografin yazinin sonuyla uyumu...'Guleriz aglanacak halimize' gibi!!!
Gerçekten Sevgili Alp ve Ege'nin annesi bazı ağlanacak hallerimiz gülünecek hale geldi.
Sadece çevre konusunda değil her konuda uyuyoruz.Nefesleri çok kuvvetli herhalde okuyup üfleyip bol bol uyutuyorlar.
insanlar bilgi sahibi insanlardan "birsey" kaparim diye dikkatle 1 saat ayirip dinleyeceklerine, uyuyor... cok ilginc bir durum...
Sevgili Esra. Çevre konusunda gerçekten uyuyoruz.
İnsanlarımız malesef modernleşmeyi çevreyi katledip kocaman apartmanlar dikmek sanıyor. Suların azalması,küresel ısınma onlara hiç bir şey ifade etmiyor. Belediyelerin başlattığı geri dönüşümlere çöp ayırmak onlara eziyet geliyor.Ne yapmak lazım ki uyandırmak için.Bilemiyorum.
Sevgili Ginger; günlük yaşamaya alıştık, günlük düşünüyoruz. Bırakın yılları, 10 gün sonrasını bile düşünen yok.
Yorum Gönder