O gün de hava güzel ve güneşliydi. Her zaman uçtuğu yerlerden ve arkadaşlarından ayrıldı. Daha başka yerleri görmek arzusundaydı. Denize doğru uçtu uçtu. Daha ne olduğunu anlamadan üç tane martı peşine takılmıştı , onlardan kurtulmak için keskin dönüşler ve manevralar yaptı. Bu şekilde Haramidere’de yük boşaltan bir geminin üstüne geldiler. Kader güvercin son bir gayretle gemiye indi, kuytu bir yere saklandı. Martılar bir süre daha dolaşıp oradan ayrıldılar. Bu arada gemi de işini bitirmiş, hareket etmişti. Kader güvercin, martıların korkusundan gemiden ayrılamıyordu. Canını kurtarmıştı ama nereye gittiği de belli değildi.
Ertesi sabah geminin kaptan köşkünün yanına uçup kondu.
Fotoğraftaki bizim sitede pencere kenarlarına konan ve soğuktan korunmaya çalışan güvercinler.
Oraya su ve bulgur koydular, çekinerek yaklaştı ve yemeye başladı. Gemiciler güvercin ürkmesin diye o tarafa çıkmıyordu. Gemi Aliağa limanına geldi ve rıhtıma yanaştı. Kader güvercin gemiden ayrılmamıştı, nasıl olsa yem ve su vardı. Zaten etrafta yine martılar vardı. Gemi de kaldı. Gemiyle birlikte Dalaman’a doğru yola çıktı. Kader güvercin gemi personeli gibiydi artık. Suyu ve yemi veriliyordu. Akşamları köprü üstünün yan küpeştesinde uyuyordu. Yine bir seferi bitirmişler, Aliağa’ya dönmüşlerdi. Hava çok sıcaktı ve Kader güvercinin su kabı rüzgarla devrilip dökülmüştü.
Gemi rıhtımda olduğu için gemiciler bunu göremediler. Kader güvercin su bulma umuduyla rıhtımdaki gemiden sahile uçmak için hareketlendi, fakat aynı anda iki tane martı onu fark etti ve peşine takıldılar. Nöbetçi gemici olayı görmüş, fakat müdahale edememişti. Sonunda kader güvercin kadersizliğinin kurbanı oluyor, bu kez martılardan kaçamıyor, hayatın acımasız yanı onu pençelerine alıyordu.
26.08.2007
ALİAĞA
2 yorum:
Martıların güvercinleri kovaladığını bilmezdim. Evinden uzaklarda olmak ne kadar zor, bunu güvercin bile yaşamış :(
Sevgili Dilek; martılar güvercinlerin yavrulama dönemlerinde sitemize kadar gelip yavruları kapıyorlar. Acımasız bir dünya.
Yorum Gönder