9 Ağustos 2011

İnternet haberciliğinin ayak sesleri!

Televizyonlardaki bir görüntü gözlerimin önünden gitmiyor; uzayan bir kuyruk,  kuyruktakilerin çoğu otuz yaşın üzerindekiler. Çocuklar da var ama çoğu annesiyle, dedesiyle gelmiş kuyruğa girmiş.
Bu kuyruk bizim dönemlerimizdeki emeklilerin maaş kuyruğu değil.
Çok sevdiğim, birlikte çalışmaktan mutlu olduğum değerli kardeşim Yılmaz Özdil’in imza kuyruğu.
Şöyle bir düşündüm. Kuyruktakiler gerçekten kitabı okumak için mi almışlar, yoksa  iktidarı esprili yazıları ile eleştiren Özdil’e “yanındayız” mesajı vermek için mi?
Yorumu size bırakıyorum ve ben hafif kıvrılarak gerçek gündemime  geçiş yapıyorum;
Okumayı seven bir millet miyiz?
Gazetelerde çalıştığım dönemlerde kendimize sorduğumuz en önemli soru neden Türkiye’de gazete okunmaz? Sorusu idi.
Dikkat ederseniz çok okunduğunu iddia eden gazeteler aslında okunan değil, başlıklarına bakılan gazetelerdir. Şöyle bir bakılır ve atılır.
Televizyonlar yaygınlaştığı zaman korkmuştuk, gazete tırajları düşecek diye.
Düşmedi. Zira televizyonlar haberi verip geçiyor, beş dakika sonra haberin ne olduğunu unutuyordu insanlar.
Televizyonlara karşı gazeteler nasıl bir hamle yaptı?
Araştırmacı gazetecilik doğdu. Bir haberin peşine takılıp onun detaylarına inmek.
Bu tip haberler üreten gazeteciler popüler oldu. Ödüller aldılar.
Gazetelerin ve televizyonların şimdi farklı bir rakibi var.
Süratle haber verebilen internet haberciliği.
Şimdilik tehlike yokmuş gibi görünüyor gazeteler ve televizyonlar için ama gelecekte işlenmiş habercilik internet sitelerine girerse, siteler palazlanırsa, reklamcıların ilgisini çekebilirse işte o zaman bugünün sümük gibi gazete çıkaranları “yandık” diye bağıracaklardır.
Torunumdan görüyorum; henüz beş yaşında ve bilgisayarın başından kalkmıyor.
Siz bugünün haberciliğiyle torunuma nasıl gazete okutacaksınız? Televizyondan nasıl haber dinleteceksiniz?
Gelecek internet haberciliğinde.
Belki bizler görmeyiz ama internet haberciliğinin ayak seslerini duyar gibiyim.
Farkında mısınız bilmem ama internete sansür hazırlığı boşuna yapılmıyor.

Hiç yorum yok: