24 Ağustos 2011

Kızlar... Kızlar...

Kelaynak yazıyor:
Texsas’dan bakınca içim biraz daha zifirini karanlık oluyor... Voleybolda yıldız Türk kızları dünya şampiyonu oldular ya!... Salonda bayraklar sallandı... Kupa havaya kalktı... Çiçeği burnunda Bakanı bile gördüm. En önde! Kupa onun elindeydi... Neyse!.. Sonunda kızlara bıraktı! Oysa bu kısa bir yol değildi... Uzun ince bir dünün sonu idi... Sabırla yetiştirenler, sabırla spora gönül verenler, aileler perde arkasına itilmişti. Pişiren değil yiyen önde idi..Benim gözümde her zaman kadınlar, kadınlarımız, ninelerimiz, analarımız, kızkardeşlerimiz eşlerimiz, mesai arkadaşlarımız tüm kadınlarımız şampiyondur...Erkeklerden cesurdur... Erkeklerden dayanıklıdır. Değer bilmez erkekleri sırtladıkları için sadece şanssızdırlar.İnanıyorum ki değer bilmezlikte dünya sıralamasında da şampiyon olurlar... Her ailede becerikli, azimli, çocuklarını, yakınlarını daha aydınlık günlere taşımış kadınlar vardır. Ninelerim de öyleydi... Babaannem, rahatlığı ve o dönemde gelinlerin ulaştığı konforu! anlatırken hep aynı cümleyi kullanır ve “siz de zorluk mu gördünüz” iğnelemesi yapardı...
“Ohhhhh ne rahat... Et kıyılmış ekmek pişmiş!”
Kütüklerin kapı önüne çıkarılıp dakikalarca vurula vurula kıyma yapıldığını çok iyi hatırlıyorum... Sonralarda anam lükse kavuşmuştu... Çoğu zaman bana çevir şunun kolunu dediği kıyma makinemiz oldu...
Kütükleri döve döve mi devam etseydik!. Adam olurlar mıydı? 
İstanbul da da yavaş yavaş çok uluslu marketlerin vitrinlerinde görüyoruz... Akla gelebilecek her şey hazır paketlenmiş... Buradaki sıkıntı hangi markanın hangi gıdası damak zevkine yakın onu bellemek ve bir de cebinizdeki doların uzunluğu nereye kadar uzuyor onu bilmek! Et ürünlerine hiç değinmiyorum... Dolar ne kadar yükselirse yükselsin bizim et fiyatlarına yaklaşamıyor!

Dün mutlaka daha çok hırpalanan öldürülen kadın vardı. Kimsenin haberi olmadan... Gün yüzü görmeden silinip giden hayatlardıonlar! Şimdilerde medya öne çıkarıyor haberleri... Öyle zannediyorum... 10 intihar, iki olay! İki kadın da aşık oldukları erkekler için cesur davranmıştı... Evlerinden kaçmış, sevdiklerine varmışlardı...
Gazetelerin yalancısıyım. Biri (Sibel Özgen) koca zulmünden kaçmış, barışma buluşmasında kurşun yağmuruna tutulmuş ve can vermişti. Diğeri yediği dayaktan yara bere içinde kalmış, ölmemiş ama ölmekten beter olmuştu. Bir de bu karanlığın rakamları var... Batman da son bir haftada 10 kadın intihar etmişti. Daralan yaşam alanı mı, örf adet, koca baba baskısımı?. Kimi, intihar değil cinayetlerin pek çoğuna intihar süs veriliyor kanısında ....

 Belki de Teksas daha farklı bir damak zevkine sahip... Her sıcak yörede olduğu gibi giderek daha fazla acısever oluyorlar... Arada bir göz ucuyla izlediğim yemek programlarında yumurta kırmak bile marifetli tariflere konu oluyor... Hem üretim hem de tüketim de SOS olayını büyütmüşler... Dünyanın her yanından her tür sos hardal dükkanlara yığılmış... Et için sos, balık için sos çeşitlemesi gelişmiş...Yunan sosları var... Cacık akıllı tüccar Yunanlının koyu yoğurdu içinde farklıbir sos olmuş... Bizim hiç bir şeyimiz yok mu deyip milliyetçi duygularımla savaşır gibi rafları didik didik ettim... Ve buldum...Anadolu defnesi... Kurutulmuş defne yaprağı... Ve Haribo jöleşeker...

Onlara yıldız voleybol takımındaki kızların Dünya şampiyonu olduğunu söylemek isterdim. Biraz olsun yüzleri güler miydi?.. Aslında kaybımız öylesine büyük ki. Büyüklerimiz de bunu fark etmiş gibi konuşmuyor... Onlardan istediği 3 çocuk yapmaları olmuyor mu?
İş çocuk oyuncağı değil... Teksas’tan bakınca acım kat kat büyüyor... Kadının işi evde nerde ise sınıflanmış, iş hayatında sınır tanımaz kılınmış... Yani biz nüfusun nerede ise % 50 sinin yani kadınlarımızın çok az bir bölümden % 5 gibi bir kısmından yararlanıyoruz... Onlar % 50 yi ayırmamışlar, nüfusu % 100 üretime katmışlar... Hemen her şey kadına daha kolay olmuş...
Sabah işe erken gideceksiniz. Vaktiniz yok... Arabadan inmeden yanaşıp kahvenizi alabilirsiniz. İş yerine varmadan kahvaltı işi biter! Dolgun bir akşam yemeği için bile ayrılacak zaman 10 dakikayı geçmez. O zaman da hazır yemeği tabağa koyup servis etme vaktidir...
Umarım yıldızlar büyür... Yaşam alanları daralmaz... Aşık oldukları erkekler kıymetlerini bilir. Örf ile adet ile adet olduğu üzere kaybolup gitmezler!. Her zaman şampiyonluk bayrağı ellerinde olur... Onları bir gece değil, bir ömür boyu kutlarız...



Hiç yorum yok: