6 Haziran 2013

İÇİNDEN KATEDRAL ÇIKAN CAMİİ !

Suzan Abla gitti, gördü, yazdı:

Endülüs gezimiz sürüyor. Granada’yı ardımızda bırakıp Cordoba'ya doğru yola çıkıyoruz. Granada'daki Flamenco gösterisini daha sonra Sevilla'dakiyle birlikte anlatmak için bir sonraki yazıya bırakarak. Cordoba'ya giderken uçsuz bucaksız zeytinlikler arasından ilerliyoruz. Bizdeki gibi zeytin ağaçlarını konutlara kurban etmemişler. Zeytinyağı fabrikaları bile çok az. Cordoba'da zeytincilik masterı yapan kuzenimden öğrendiğime göre fabrikalar zeytincilik kooperatiflerine aitmiş.
Yolda eski bir tren istasyonunda mola veriyoruz. Birkaç kelime Türkçe öğrenmiş satıcı genç, zeytinyağı satıyor. Tek katlı, en fazla iki katlı evlerin olduğu bir köy burası. Küçük molanın ardından yeniden zeytinlikler ve Cordoba...

Endülüs'ün başkenti
Cordoba eski adıyla Kurtuba. Endülüs'ün başkenti. 1236 yılına kadar halifeliğin de başkenti olmuş. O dönemde nüfusunun 500 bin olduğu tahmin ediliyor. Zamanının bilim, sanat, kültür merkeziymiş. Kurtuba Camii, aynı zamanda ilk üniversite. Avraupa'nın en gözde üniversitesi burasıymış. . Aristo'nun eserleri Latince'den Arapça'ya çevriliyor. Avrupa'nın Avicenna olarak tanıdığı filozof hekim İbn-i Sina, Mukaddime adlı kitabıyla Osmanlı tarih anlayışını derinden etkileyen İbn-i Haldun, ortaçağın ilk Aristocusu İbn-i Meymun'un yolu hep Kurtuba'dan geçiyor.

Cordoba'nın en önemli yapısı Mekke'dekinden sonra dünyanın en büyük camii olarak bilinen Cordoba Camii. İspanyollar mescit anlamına gelen Mezquita diyorlar. Tabii artık burası sadece katedral.. Endülüs'te yer isimlerinin çoğu Arapça'dan türemiş. Cordoba'nın ortasından geçen Guadalguivir (Vad'il Kebir) Nehri'nin kenarında inşa edilmiş Cordoba Camii.
 
786. yılında 1. Abdurrahman tarafından temeli atılan Cordoba Camii, eklemelerle büyümüş. İlk yapıldığında 75 metre eninde ve 100 metre boyunda olan camii, bugün 180 metre uzunlukta ve 135 metre genişlikte dev bir yapı. Caminin çevresini 12 metre yükseklikte kalın duvarlar çevreliyor. Duvarları avluya açılan devasa kapılar bölüyor. Ama her kapı açık değil.

Sütunlardan orman
El Hamra Sarayı'nı, gitmeden önce gözümde çok büyütmüştüm. Beklentim yüksek olduğu için belki de bir şeyler eksik kalmış gibi geldi bana. Cordoba Camii ise tam tersi. Çok fazla bir  şey beklemediğim için olabilir mi bilmiyorum beni büyüledi. Dünyanın en fazla sütun kullanılan mabeti, bir mimarlık şaheseri. Başta 1293 sütundan oluşan camiinin katedrale çevrilmek için birçok sütunu heba edilmiş. Camiinin ortasına 1523'te katedral eklenmiş. Matruşka bebek gibi.


İçinden katedral çıkan camii. Bugün 850 adet sütun bulunduğu söyleniyor. Sütunlardan oluşan 19 paralel yol, 36 yolu dik açıyla kesiyormuş. İçeri girer girmez sütunların arasında objektifimi hangi alana çevireceğimi bilememe kararsızlığı yaşıyorum. O kadar güzel fotoğraflar verir ki burası. Daha güzelini her zaman çekebilirsiniz. Sütunların çoğu granitten ve çeşitli taşlardan yapılmış. Sütunların başları, sadece bu camide olan iki katlı kemerlerle destekleniyor. Kiremit rengi kemerler çok güzel bir görüntü veriyor.
Mihrab ve minber de çok özel. At nalı şeklindeki mihrap, fildişi, altın ve değerli taşlardan yapılmış. Mihrabın kemerinin dayandığı sütunlardaki işlemeler göz alıcı.

Cordoba Katedrali'nin Müslümanlar için de yeniden ibadete açılması için girişimler olmuş ancak bu sonuçsuz kalmış.
Cordoba Camii'nin bahçesindeki şadırvanlar kaldırılmış. Caminin girişindeki sütunların araları kapatılmış. Bahçesine narenciye ağaçları dikilmiş, havuz ve mudejar (Endülüs mimari tarzı) çeşmeler yapılmış. Caminin minaresi de yıkılarak çan kulesine dönüştürülmüş.
Cordoba Camii, dünyanın sayılı eserlerinden biri. İspanya'ya gidecekseniz mutlaka görülmeli,...

Hiç yorum yok: