2 Aralık 2011

Bir anı: KÖYÜMÜZÜN GEÇİRDİĞİ TEHLİKE

Yurdumuzda tek kanallı siyah beyaz televizyonun yeni yeni izlenmeye başladığı 70’li yılların başlarında köyümüz Rumelifeneri’nin bir kahvehanesinde televizyon vardı. Akşam olunca sandalyeler sinema salonundaki gibi dizilir köyün erkekleri erkenden gider yer kaparlardı. Hele Brezilya dizisi Mariyana başladı mı herkes nefes almadan seyrederdi. Hatta bazıları yatsı namazının duasını beklemeden camiden çıkar yer kapmaya koşarlardı. Yine o dizinin olduğu bir akşam kahvehanenin kapısı açıldı. Rahmetli Sadık ağabey (Alaman Sadık) “siz burada film seyrediyorsunuz. Koca Rus tankeri Roke taşına bindirdi haberiniz yok” dedi.
Kahvehanedekiler hadi oradan kalkalım da sandalye kap değil mi deyip inanmadılar. Tabii ki ben de kalkmadım. Ama o ısrarla “doğru söylüyorum, yüklü Rus gemisi karaya bindirdi yahu bir baksanıza” deyince cam kenarında oturan birkaç kişi dışarıya bakıp çarşının içinden geminin ışıklarını gördüler ve “doğru söylüyormuş” diyerek yerlerinden fırladılar. Ben de kalktım Fener’in altındaki tepeye doğru koşmaya başladım. Doğruydu, tam bizim evin altında küçük Roke’nin orda karaya oturmuştu.
On beş bin tonluk yüklü bir Rus tankeriydi. O tarihlerde köyün muhtarı amcamdı. Jandarma karakol komutanını ve bir de Hayrullah Ağabeyi (Hayrullah Güzey) alarak bizim motorla gemiye gittik. Hayrullah ağabey İngilizce biliyordu ve tercümanlık yapıyordu. Gemide on beş bin ton  nafta olduğunu, tehlikeli bir durum olmadığını ve yardım istemediklerini söylediler. Tahlisiye ve Jandarma botlarına haber verildi.( o zaman sahil güvenlik yoktu) Limana döndük. Eve çıktım, bizim ev köyün kadınlarıyla doluydu. Tehlikenin farkında olmadan seyre gelmişlerdi.
Gece yarısına doğru Kilyos’tan Tahlisiyeliler kürekli tahlisiye sandalıyla geldiler, geminin siperinde durup yardım talebinde bulundular.Tabii ki kabul edilmedi.
Aslında sandalla nasıl yardım edeceklerdi biz de anlayamadık. Gemi sabaha kadar orada kaldı. Sabah kalktığımda aynı tonajda bir yüklü bir boş tanker ve bir de daha büyük tonajlı Rus tankerin gelmiş olduğunu gördüm.
Bizim Alemdar isimli gemimizde orada bekliyordu. Roketle öteki gemilere halat gönderdiler. İki gemi asılarak oturan gemiyi yüzdürdüler. Gemi baş tarafından yara almıştı ve geminin başı iyice suya girmişti. Çok ince bir yağ izi de vardı. 
 Yetkililer gemiye boğaz dan geçiş izni vermediler. Gemiler açığa karasularımızın dışına çıktılar, hava sakindi, orada üst üste yanaşıp petrolü boş gemiye aktardılar. Böylece köyümüz ve İstanbul Boğazı büyük bir faciadan kurtulmuş oldu.

Hiç yorum yok: