9 Aralık 2011

Suç işlememe dürtüsü!

Yıllardır her konuda yazan ve kendini her konuda otorite sanan bir gazeteci ağabeyimiz, yine tuttuğu takımın penceresinden bakarak her zaman yaptığını yapmış, “cezalar ağır olmalı ki caydırıcılığı olsun” demiş.
Ayrıca hukuk okuduğunu, suç ve ceza arasındaki bağlantıyı iyi bildiğini de çaktırmadan yazısının bir yerine sokuşturmuş.
Her türlü kararı verdikten sonra da bu işi hukukçular tartışmalı avukatlar değil diye de bağlamış.
Cezalarla suçlar önlenebilir mi?
Soru bu. Sahi ağır cezalar suçları önlüyor mu?
Fuhuş bitti mi, kadın ticareti bitti de haberimiz mi olmadı?
Uyuşturucu ticareti, yok mu oldu?
Adam kesmiyorlar mı artık?
Organ mafyasının kökü mü kazındı?

Örgütler neyin nesi?
Ya yıllardır çektiğimiz terör. Bitti mi?
Suç mu? Sayın sayabildiğiniz kadar. Hangi birinin kökünü kazıdılar?
Devamlı cezaevi yapılması inşaat sektörünü canlandırmak için mi?
Bence suçu işlendikten sonra değil, işlenmeden durdurmanın yollarını aramalıyız.
Dürüst, ahlâklı, başkasının haklarına, özellikle insan haklarına saygılı bir toplum dizayn etmenin yollarını bulmalıyız.
Toplum nasıl bozuldu? Ahlâksızlık neden diz boyu bunu araştırmalıyız.
Aynayı kendimize tutup işe önce buralardan başlamalıyız.
Hukuk Fakültesinde bir hocamızın sözlerini hala dünmüş gibi hatırlarım; “ Cezalar suçlar için belki biraz caydırıcı olabilir ama suçu hiçbir zaman ortadan kaldırmaz. Önemli olan insanlara suç işlememe dürtüsünü kazandırabilmektir”.

Hiç yorum yok: