Ver gazı, bastır suyu, dağıt şu ÇAPULCULARI! Olmayacak... Vazgeçmeyecekler! Çok geç kaldınız... Vergileri ile maaşlarınızı ödeyenler boyun eğmiyor... Gezi umudu, siz karanlığı sarmalarken çoktan onların ellerini, ruhlarını aydınlattı. Şimdilerde geleceğin renklerini umutlarını merdivenlere döküyorlar... Çıkmak için... Yarattığınız gerilikten, bunalttığınız baskıdan kurtulmak için! Yukarı yürümek için... Çocuklara renklerle bezenmiş daha güzel bir gelecek hazırlamak için! Boyuyorlar... Kırmızıya sarıya... Uçsuz bucaksız MAVİ’ ye!
1 EYLÜL BARIŞ GÜNÜ elele tutuşup sevgi çemberi oluşturanlar, hele hele bu eylemi Taksim gibi bir alana çıkma kabadayılığını gösterip yapanlar affedersiniz ama sizin için gene affedilemez oldular! Bitmeyen ön yargınız sürüyor!
Sandıktan çıkıp her şey ben ne dersem öyle olacak
diyen, sarıp sarmalamak
yerine bölüp parçalamayı seçenler, biyat edenleri ihya ederken feryat edenleri
düşman saydılar... Dar gelirliyi iyice dara sokup bağımlı kılmadılar mı? Masal
üstüne masal anlatıp borç üstüne borç yaptılar. Kaşıkla verip kepçe ile alırken
yandaş ürettiler!.. Bir kere sandıktan, bin kere baştan çıktılar. Adaleti,
hukukun üstünlüğünü Silivri’de Ergenekon davası ile katlettiler... İktidarın
yolu belli değil mi? Ne yapıp edip önce bir sandıktan çıkacaksın!.. Gerisi kolay... İcraat sürecek. İhya
olanların safları sıklaşacak! İçinde geliştiğin, yetiştiğin sistem şifacıdır...
Duacıdır... Sen de katıl... Yolunu bul!. Hemen her fırsatta İLERİ DEMOKRASİ demeyi
ihmal etme... Liderin büyüklüğünü inkar etme. Her fırsatta sayın liderimizin dediği gibi
de. Partinden aldığın güç damarlarını dolduran kan gibidir. Bu yolda tutukluk
yapar hak, hukuk, insaf, adalet, gibi zararlı itirazlara saparsan ihanet etmiş
olursun. Zinhar günaha girme. Sandıktan çıktın ya! Ona bak... Bekleme yürü!.. “Sandık
her zaman her şeydir” yalanı sürsün yeter! Oysa sandık
içinde hepimizi barındırmıyorsa hiç bir şeydir... Öteki yapılanların şikayet özgürlüğü dahi coplanır... Gazlanır..
Ezilenler... Açlıktan, yaşam korkusundan, dilsizleşenler, dirençleri sıfırlanıp
teslim olmuyor mu? Son çare, iktidar listelerine yazılıp yardım paketi
sıralarında boy gösteriyorlar... Ezilenleri sahiplenebiliyor muyuz?
SADECE ONLARIN SESİ VAR... EYLEMİ VAR!Onlar hemen her fırsatta “Her yer Gezi her yer TAKSİM” demekte inat ediyorlar... Futbol maçlarının heyecanı içinde şanlı medya seslerini kıssa da haykırıyorlar... Direniyorlar!
Ülkemin gerçek özgürlüğü ciğerlerine
dolduracağı rüzgarı bekliyorum. Gök yüzünde bulutlar beliriyor. Merdivenlerinde
gökkuşağı renkleri! UMUT merdiveninden çıkıyorum... Belediye aklının körlüğü
ile sınırlanmış satılmış GRİ renk ayıp gibi leke leke kalıyor. Hayallerimdeki
son merdivenleri de boyuyorlar. Şairin sözleri kulaklarımda. Bana göre de “Ağır
ağır çıkacağız bu merdivenlerden”.
Demokrasi sadece sandık demek değildir. İçinde seçimin de olduğu bir değerler
bütünüdür. Her zaman hesap verebilir durumunu koruyan çoğulculuktur. Düşünce
özgürlüğü, din özgürlüğü, örf ve adet özgürlüğü ve bireysel özgürlüklere saygı
duyar ve korur. Demokraside çatışmalar düzene sokulur ifade özgürlüğü içinde çözümlenir.
Özellikle sınıf çatışmalarının hukuk kuralları aracılığı ile çözüme
kavuşturulması temel ilkedir. Demokrasi yandaş
olmayan, mezheplere dayanmayan bir yönetimdir. Ve iktidar partisinin
muhalafete ve azınlıklara saygı duyduğu, onların haklarını güvence altına
aldığı bir rejimdir. Evet... Sadece sandık ve dediğim dedik değildir...
Barış günü dövüş oldu ama!... Direnen genç. Sen rotandan
sapmadın. Ülkemin tüm kentlerindeki boyalı merdivenler çoğalıyor. Coplara, gazlara,
çatışmalara rağmen. Şimdi önünde iki yanı kavak ağaçları ile donatılmış bir yol
var... Özgürlük için, hak için, adalet için derin bir nefes al... Daha iyi
yarınların, daha güvenli ve mutlu bir hayatın sahibi olabilirsin! Geriye dönüp
takılma! Bırak kalsın... Griler... Siyahlar... Boya lekeleri... Döner
hatırlarsın... BARIŞ GÜNÜ DÖVÜŞ’ünü!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder