Oda da küçük olduğu için tam bir duman altındaydık. Sonra Milliyet İkitelli’deki yeni binaya geçti; yeni “sigara odaları” bizi duman altından kurtaracaktı.
Kurtarmıştı ama genel yayın müdürleri bir zahmet sigara odasına gidemediği için yazı işlerinde yine sigara içilmiş, ancak Milliyet’ten ayrıldıktan sonra duman altından kurtulmuştum.
Sizin anlayacağınız hiç sigara içmediğim halde çalışma hayatında çok duman altında kalmıştım.
Şimdi sigara içimine düzen getiren bir yasa var. Özellikle kapalı alanlarda sigara içimi yasaklandı. Daha doğrusu tütün yaprağından imal edilmiş her şeyin tüttürülmesi belirlenen yerlerde yasaklandı. Bu yerler yasada şöyle sıralanıyor:
-Kamu hizmet binalarının kapalı alanları,
- Koridorları dahil olmak üzere her türlü eğitim, sağlık, üretim, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan ve birden çok kişinin girebileceği (ikamete mahsus konutlar hariç) binaların kapalı alanları,
-Taksi hizmeti verenler dahil olmak üzere karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçları,
- Okul öncesi eğitim kurumlarının, dershaneler, özel eğitim ve öğretim kurumları dahil olmak üzere ilk ve orta öğrenim kurumlarının, kültür ve sosyal hizmet binalarının kapalı ve açık alanları,
- Özel hukuk kişilerine ait olan lokantalar ile kahvehane, kafeterya, birahane gibi eğlence hizmeti verilen işletmeleri.
Tüm bu yasaklardan sonra sigara tüketiminde bir azalma oldu mu bilmiyorum ama duman altı olanların sayısının azaldığı bir gerçek.
Tabii sigarayı özendirmek de yasa kapsamında yasaklandı. Bunun en tipik örneğini televizyonlarda oynayan filmlerde görüyoruz.
Eski filmlerde görünen sigaraya buzlama sansürü yapılması. Öyle filmler var ki jönlerin elinden sigara düşmüyor, buzlama görüntüsü de insana yeter artık dedirtiyor.
Geçenlerde TV’de “Kurtlarla Dans” filmi oynuyordu. Amerikalı teğmen kızılderililerle yeni dost olmuştu. Daire şeklinde oturdular, bilirsiniz kızılderili adetlerinde savaş halinde olan kabilelerin ileri gelenleri büyükçe bir çadırda toplanıp, içinde kurutulmuş bitki yapraklarının olduğu uzun çubuktan tek tek duman çekerler. Bu bir nevi barış törenidir.
Kızılderili bilge adam barış çubuğundan bir nefes aldı, teğmene uzattı. Teğmen de bir nefes alıp yanındakine verdi.
E ne olmuş diyebilirsiniz. Bizim sigara sansürcüleri barış çubuğundan çıkan dumanı da buzlamışlar.
Yani RTÜK’ten öyle korkmuşlar ki dumanı görünce hemen yapıştırmışlar buzu.
Ne diyelim biz böyle bir milletiz. Vur deyince öldürürüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder