25 Eylül 2013

2 + 2 = 5 (Du be du, pencüse !)

Sevginin tükendiği bataklıkta NEFRET çiçekleri açar… Açmıyor mu? Doğru hesap yapmanın doğru olmadığı bir tünelden geçiyoruz. Korkum yeşil rengin doğayı temsil edeceğine gücü, baskıyı, Boğa’yı temsil etmeye başlamasıdır. (kesilmedik ağaç kaldı mı? SÖYLENMEDİK YALAN! Ağaçlar kesilmesin diyen gençlerle önce alay edip sonra git ormanda yaşa nasihatı yakışıyor mu? Uygulama… Hesler, yeşil alanlar için Orman kanunu değil mi?)
Sadece Beşiktaş – Galatasaray derbisi değil, ülkemin siyaset maçındaki uzatmalara baktığımız zaman paketlenme korkusu yaşıyoruz. Paket içinde paket. Sürüklendiğimiz gelecek için kaç paket bilgimiz var? Bir satır tutar mı? Ama iktidara gelir gelmez kurumları, dernekleri ele geçirme, kendi adamlarını yerleştirme maratonu var. Bu kadar yetmez devam sloganı “yeter artık” tepkisini yaratsa da hala paketlenen çok şüpheli şeyler yok mu? Sporun ruhuna fatiha okutacak kötü bir oyun oynandığı anlaşılıyor. Mezheplere göre böl. İnançları sivrilterek ayır. Gerçekleri çıplak gözle görme şansı var mı? Görüntü yok. Ses yok. Maçtaki hava aynı! İyi başla, umutlan, kötü bitsin! Kazılan pek çok kuyu var. Çarşı kime karşı? AKP nin din merkezine bağlanan dönüşümünde bakkal, çarşı, kasap, memur, emekli… Daha çok ezileceğiz. Gene de gerçekleri dile getirmek vatan borcu. Çarşı da gerçekleri yutkunup susmayacağa benziyor. Farklı mezheplerin acıları, yüreklere inen güvensizlik seçime kadar değil mezara kadar sürecek gibi! Güç ile yıkılan her şey zor onarılıyor!. Hemen her protesto sonrasında baskı artmıyor mu? Oysa şiddete karşı şiddetle ve öfke ile çare üretenler ÇARESİZLİKLERİNİ göremiyor. Yürekleri yetmiyor. Sevgileri kısa kalıyor! Öfkeye mağlup oluyorlar.
Bataklık büyürken tek tek sivrisinek avının devam etmesi akıl tutulması değil de nedir? ÖZ - GÜRLÜK söylemini hemen her yerde bayrak yapan iktidarın ÖZ KÖRLÜĞÜ ne kadar sürecek? Hesap nedir dersiniz? Dediğim dedik hesabı   2+2= 5 ile anlatılıyor! (Youtube.com da bir acem videosu var. Nasıl beyin yıkandığını, ne denirse öğrencilerin ona inanması gerektiğini çok güzel naklediyor.) Kabul edenler sağ tarafa. Onlar bizden. Kabul etmeyenler. Yani hala 2+2= 4  diyenlere pes doğrusu!. Sol tarafa… Her şeye hayır diyenler. Onlar cezayı hak ediyor!
Kim AKP ye kafa tutuyor! Defteri derhal dürülüyor… AKP kindar ve affetmiyor!. Korku bu! Hesap açık ve kesin..2+2 = 5… Kim 4 dedi… Çarşı haaa!. Genel uygulama hala anlaşılmadı mı? Karşı çıkacak olanın beli hemen kırıla! Allahtan olan biteni tüm çıplaklığı ile duyamıyoruz!

Benim haberi kutsal sayan meslektaşlarım nerede? Çoğu eğilmediği için kırılıp gitmiş! Neden diyebilen de yok ki! Bakıyorum medya sahnesinde başını dik tutamayan süklüm püklüm, kıllık değil kulluk yapan iki büklüm olanlar var. Aradıkları şey bugün de haber mi acaba? Hemen her maçta düşünce ve ifade özgürlüğü çiğneniyor.. Maçların  34' üncü dakikasında yapılan “Gezi olaylarına destek” protestoları saklanıyor ama sonlandırılamıyor... Hayret… Bu hak gaspına kimseden itiraz gelmiyor! El birliği içinde bu protesto sesi çok ayıp bir şeymiş gibi örtülüyor. Yok edilmek isteniyor! Kimse “beyler hani haber kutsaldı. Nerede sizin kutsalınız, ifade özgürlüğüne saygınız?” demiyor. Pardon… Diyemiyor! Benim ünlü mü ünlü arkadaşlarım hemen her seferinde suç ortaklığı için yarışıyor! Fenerbahçe maçında ve pek çok müsabakalarda da seyircilerin sesleri kısıldı. Meydan okuma hakları ellerinden alındı. İstediklerini ifade edemediler. İfade ettiklerini duyuramadılar. Neden? Şimdi ne oluyor. Gelsin polisiye tedbirler. Baskı... Şu girmesin… Şunu sokma… Sok polisleri statlara… Cezayı arttır… Ne kadar baskı o kadar tepki. Baskı arttıkça olaylar sonlanacak mı? Hayır. Tek şeye ihtiyaç var… Sevgiye…

LİG TV tüm naklen verilen maçların yayıncısı. Tek tabanca. O vermiyorsa anında haber alınamıyor! Beşiktaş maçında Lig TV harika bir uyanıklık yaptı... Bu uyanıklık aslında sahtekarlık ve yayın ayıbı! Tarihe de geçmiştir. Bu durum, patlak veren olaylar kadar beni üzdü. Şansal Büyüka beraber çalıştığım Spor şeflerinden biri. Ona asla yakıştıramadım... Anlıyorum… Başlarında hükümetin bekçisi var. Vermeyin protestoyu dedi o da vermedi. Şunu sormalıyım. “Ne diyorsun arkadaş, hadi karşı çıkamadın. Peki cinlik yapmana ne gerek vardı”. Geziyi protesto eden tezahüratı kes, git başka bir maçın normal seslerini montajla. Beşiktaş maçındaki protesto yerine onu yayınla. Yani maçta çıt çıkmadı olsun. Cinlik mi yaptın? Sen nesin, AKP militanı mı gazeteci mi? Olmaz ama diyelim eşini aldattın. Aile içi bir sorun, sana yakıştıramayız o kadar! Sen bir kişiyi değil binlerce kişiyi aldattın. Gazetecilik yoluyla. Sana para ödeyen binlerce kişiyi enayi yerine koymak hakkın olabilir mi? Bu suç değil mi? En azından şimdi koltuğun daha da sağlam, peki vicdanın rahat mı?

Üst üste sandıktan çıkmanın temeli olan siyaset yalanları göz boyayan parlaklık sönüyor. Gerçekler, kafa yapıları, ne mal oldukları ortaya dökülmüyor mu? AK Parti Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, “biz engellileri insan yerine koyduk,( AKP den önce hayvan mıydılar acaba?) adam yerine koyduk. Aileleri şimdi 450-500 lira bakım ücreti alıyor.” Adam cebinden tüm servetini özürlüler için harcamış gibi konuşuyor. Para milletin parası. Milletin sakatına veriliyor. Çok mu? Sayın Akbulut ne yazık ki ben sizi adam yerine koyamıyorum!

Zenginlerimiz de ülkenin toplam gelirinin % 46.6' sını alıyor. Yoksulluk sınırındakilerin payı sadece %9. Fark 8 kata ulaşmış. Uçurum büyüyor. Gezi olaylarında “müslümanım yalan söyleyemem” diyen Dolmabahçe imamları görevden alındı dendi. AKP hemen “bu haber yalan” demişti. Görevden alınma işi doğru çıktı. Gezi için değil sadece soruşturmanın selameti için imiş! Allah selamet versin!. Sistem işliyor. Tüsiad yerine Müsiad… Çarşı’ya karşı 1453 Karakartalları. Habere karşı açıklama AKP ile ilişkimiz yok! Örnek çok. Zaman ise bir hayli geçmiş… 11 yıl durmak yok. Daha ileri. Daha da ileri. Dönüşüme doğru. Ne varsa ele geçir. Hemen her şey bizim olsun. Çakmaları çaka çaka gidiyoruz. Ve karanlığa karşı yakılan mumlar teker teker sönüyor !
Oysa Hesap yanlış bir hesap… Ne kadar tekrar edilirse ve ettirilse ettirilsin  2+2 = 5 OLAMIYOR! Her zaman 2+2= 4 EDİYOR.

Onlar bunu görmezden gelseler de!. Mücadele uzuyor ama insanların özgürlük aşkı sönmüyor. Bu kördüğümü copla, gazla, ilaçlı su ile, itişle kakışla çözemezsiniz. Benim spor severim el ele tutuşmayı da bilir. Tutuşmadılar mı? Ayrışmayı değil bir olmayı, ortak kalmayı sever! Ve bilir.. Sevginin tükendiği bataklıkta NEFRET çiçekleri açar. Oyunun galibi yüreğinde insan sevgisi olandır. Söylemler inkara dönse de, ne kadar sertleşse de 2+2=4 gerçeği değişmez. Değiştirilemez.  

Hiç yorum yok: