8 Nisan 2014

Şaibesi bol seçimin ardından…

Kuyrukta bekliyoruz. Seçim yeni başlamış. Saat sabah 8.15.
10-15 kişi varız. Çoğumuzun yaşı 65 üstü.
Yine de bizden yaşlılara öncelik tanıyoruz.
Tek kabin var.
Sıra yürümüyor.
Yaşlıların yarım metreyi bulan oy pusulalarından parti amblemini, mühürün doğru tarafını bulması, pusulaları katlaması zaman alıyor.
Sandık görevlilerinin yardımı da para etmiyor.
Zaman su gibi akıp gidiyor.
Bir minibüs yanaşıyor okulun kapısına.
Huzur evinin sakinlerini getiriyor.
Bu kez onlara öncelik tanınıyor.
Kuyruk olduğu gibi duruyor.
Yaşlıların bazıları nereye geldiklerinin farkında bile değil.
Hür iradeleri ile oy kullanıyorlar!
Hava alanlarına sandık koyan kafa, huzurevlerine sandık koymayı akıl edemiyor.
Homurtular artınca kartonlardan bir kabin daha yapmak akıllarına geliyor.
Saat 17.00.
Sandıklar kapanıyor.
Sayım başlıyor.
Parti temsilcileri, gözlemciler pür dikkat.
Aman hile olmasın.
Kimsenin kimseyi güveni yok.
Tutanaklar tamam.
Şimdi çuvalları ilçe seçim kurullarına götürme zamanı.
Bir kuyruk da ilçe seçim kurulları önünde.
Hadi bakalım.
Tutanakları listeye geçir.
135 mi? Yaz 13.
150 mi yaz 15.
Sonuçlar açıklanıyor.
Ve itirazlar başlıyor.
Tekrar sayılsın.
Seçim yeniden yapılsın.
İtirazlar da ikiye ayrılıyor.
İktidarın itirazlar. Fazla sorgulamadan çoğuna kabul.
Muhalefetin itirazları. Çoğuna ret.
Hadi bakalım.
Sorunu Yüksek Seçim Kurulu çözsün.
Bir curcunadır gidiyor.
Kimsenin kimseye güveni yok.
Seçime düşen gölge büyüyor.
50 yıldır oy kullanıyorum. Bu kadar şaibeli seçim ortamı yaşamadım.
Bize ne oldu yahu?
Teknolojinin geldiği bu ortamda biz hala insana dayalı sayım mı yapacağız?
Çağ atladık derken çukura mı düştük?
Onu yaptık, bunu yaptık diye övüne övüne çatlama noktasına gelenler, neden seçim sistemine dokunmazlar? Şeffaf seçimi tercih etmezler?
İşlerine mi gelmez?
Evet. Hilenin sıfırlanacağı elektronik sistem işlerine gelmez.

Dürüstlüğün yerlerde gezdiği bir ortamda ileri demokrasi dedikleri bu olsa gerek.

Hiç yorum yok: