17 Ocak 2009

İyi ki haham… Ya imam olsaydı!

Teferruata dalıp gidince orman resmi kayboluyor orman vahşeti de gözden kaçıyor… Ergenekon’un GÜNEY kesimine takılıp kalmışız… Ya diğer yönleri nerede?
…………..
Ülkenin bölünmez bütünlüğünü parçalamaya götüren, iç çekişmeye yol açan ihanet odaklarının tuzakları ile mücadele verilmeyecek mi? Terörle akan, hain bombalarla ölüme giden binlerce gencimizin, çocuğumuzun, askerimizin kanı ne olacak? Kendine AYDIN diyen bir grup ile Demokrasi şak şakçılarının zihinlerinde neden şu soru yok?
DEVLETİN KENDİNİ KORUMA HAKKI YOKMUDUR?… VARDIR!...
Her ülkenin gizli servisleri vardır… Bunlar milletlerinin çıkarlarını korurlar… Rejimlerini beklerler… Bu alanda can veren ülke gönüllüleri vardır… Asla sesleri çıkmaz… Devletini korumak uğruna bunlara kahraman olma şansı verilmez… Gizli, sessiz ve gerektiğinde hayatını gık demeden harcarlar... Hemen her ülkede olduğu gibi... İngiltere’nin yurt bütünlüğü benimkinden daha mı büyük bir saldırı içinde? Onlar ülke bütünlüğünü de, devletlerini de, çıkarlarını da koruyor… Gizli servislerini karalamadan. Biz koruyor gibi mi görünüyoruz?
……………………
Şu manzaraya bakın… 8 yıl önce Hukukun ciddiye almadığı bir ihbar yeniden gündeme oturuyor… 70 milyona dineleme imkânı veren ve hukuk devleti kavramı ile bağdaşmayan bir uygulama tüm hızıyla yürütülüyor... İZLEME İŞİ yani “Teknik takip” için çıkarılan bir yasa Cumhurbaşkanı tarafından iptal edilmesi istemi ile Anayasa Mahkemesine yollanıyor ve onun iktisatçı başkanı tarafından tam 4 yıl süre ile gündeme getirilmiyor! Neden? Kim hukuktan bahsedebilir? Hem 70 milyonun bir gece ansızın gelebilirler korkusu ile baskılayacaksın ve bu durum kanun değişmedikçe sürüp gidecek “yola devam mı” diyeceksin?. Hukuka aykırılık yerleşmiyor mu? 70 milyon vatandaşın izlenmesine imkân veren kanunu çıkaran siyasi iktidar “daha fazla özgürlük” nutuklarının da sahibi… Normal bir tablo mu? Rengi yeşile kaçan sinsi bir kuşatma içinde olmadığımızı, ülkeye yön veren hemen her sistemin belli düşünceye sadık olanların eline geçtiğini, hukuku zorlayarak geçtiğini görmeyecek miyiz?
İddianamenin eklerinin çarşaf çarşaf yayınlanması “Türkiye'de hukukun üstünlüğünü asla dikkate almadığımızın kanıtı”değil mi?.. Olması gereken “Hazırlık soruşturmaları gizlidir” kuralının geçerli kılınması. Yapılan şey bu mu? Canlı yayınlarına kadar tüm gizliliğin aşikâr edilmesi olmadı mı? Medya parçalanmıştır... Yandaş medya yaratılmıştır… Bu yandaş medya gizli denen soruşturmayı aylar önce yayınlayabilmektedir. ÖTEKİ ayrımı demokrasi midir? Yoksa buna yargı bağımsızlığı deyip geçecek misiniz? Daha da ileri gidip, benim ülkemde hukuk işler yalanını mı ileri süreceksiniz? Adalet memleketin temeli değilse temelli sıkıntı içinde kalacağız demektir. Yaşam imkanı daralıyor, sıkıntılarımız büyüyor demektir..
…………
Geriye dönüp bakmakta fayda yok mu? Ne kadar aldatıldık ve ne kadar yol alabildik?… Ben her zaman cambazlardan korkarım… Heyecan içinde havaya bakınca cebinizdekini kaybedersiniz. Ergenekon çete ile siyasetin ihanetle vatanseverliğin karıştığı bir çorba!
Ama gene de dikkatli bakınca neyi durdurmağa çalışıyor ne anlatıyor belli olmuyor mu?
* AKP’yi kapatma davası başladı… Paralel olarak Ergenekon dalgası geldi…
* Anayasa Mahkemesi Türbanla ilgili yasa değişikliğini bozdu… Ergenekon yeni dalga tutuklama yaptı…
* YÖK yok olma noktasına getirilip yandaş rektör atandı… Ergenekon gözaltısı oldu.
*AKP ye dönük ciddi yolsuzluk suçlamalarından Şaban Dişli olayı patladı… Ergenekon tutuklama yaptı…
* Mir Mehmet Fırat güven kaybından sonra istifa etmek zorunda kaldı… Ergenekon tutuklamaları gecikmedi..
* Başbakan İsrail saldırısını durdurmak, Gazze’de ateş kes sağlamak için büyük bir hevesle ve de hızla barış turuna çıktı… Ne mi oldu? Başrolü Mısır’a kaptırdı ve olaylar tam ters istikamette büyüdü!.. Ergenekon derhal yeni isimlerle gündemi ele geçirdi… Aynı tesadüfü DENİZ FENERİ yolsuzluğu için de sıralamak mümkün... İlk ağızda Deniz Feneri yolsuzluğu ortaya çıkınca ses soluk çıkmadı… Sadece susuldu ve yalanlandı… Ne zaman Alman Mahkemesi AKP ileri gelenlerinin de ismini verdi… O zaman savunma sistematiği çağrışımı yaratan işlem tekrarlandı… Ergenekon tutuklaması kaçıncı dalga (ne dalga) hesaplamadım ama servisi hızlandı... Yani: Suç işleyen kim olursa olsun hukuk, yargı, onun yakasına yapışsın… Hukukun kuralarını çiğnemeden yargıya güveni zedelemeden isimleri karalamadan… ÇOK MU ZOR? Gene de bir tesellimiz var… Bugün, ülkemi olmadık cümlelerle hop oturtup hop kaldıran, devler televizyonunda baş tacı edilen ipek çocuk Tuncay Güney HAHAMIM diyor. Söylediklerini mantığa vurma şansımız artıyor. Doğru mu şüphesi silinmiyor… Kontrol gayreti yerle bir olmuyor... Ya ben imamım deseydi!
.........................................
KAMA

Hiç yorum yok: