20 Aralık 2013

Çağımızın yeni suçu: “Gürültü yapmak”!

14 yıldır oturduğumuz binada yöneticilik yapıyorum. Bu yıllar içinde beni en çok zorlayan konu, komşuların birbirlerinden “gürültü” konusundaki şikâyetleri olmuştur.
Derdimi bir türlü insanlara anlatamadım; “gürültü” konusu yöneticinin görevleri arasında değil diye.
Evet. Şehir hayatındaki toplu yaşamın getirdiği bir sorun olan gürültü konusunu açmakta, anlatmakta fayda var.
Önce gürültünün tarifinden başlayalım:” Gürültü, hoşa gitmeyen, istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen seslere deniyor. Bizim aklımızda hep yüksek ses imajı var. Halbuki ses yüksek olmasa bile istenmeyen bir sesse gürültü kapsamına girebiliyor.
Tarifi böyle yaptıktan sonra gelelim gürültü kaynaklarına; Ulaşım gürültüleri, endüstri gürültüleri, şantiye gürültüleri, insan kaynaklı gürültüler, eğlence ve ticari amaçlı gürültüler. Bu gürültüler yapı dışı gürültüler olarak niteleniyor. Yapı içi gürültüler de şöyle sıralanıyor: Yükseltilmiş müzik sesleri, yüksek sesle konuşma, darbe, eşya sürtünmesi, ev araçlarının gürültüsü, asansör, tesisat gibi çeşitli makinelerin çıkardığı sesler.

Gürültü deyip geçmeyin. Hepimizi etkileyen bir olgu. Özellikle sağlığımız açısından.
Sağlığımıza nasıl mı etki ediyor gürültü?
Önce kalıcı işitme sorunu yaratabiliyor. Fizyolojik olarak kas gerilmeleri, stres, kan basıncında artış, solunum hızlanması, göz bebeği büyümesi ve ani refleksler.
Gürültünün en önemli etkileri psikolojik etkileri de unutmayalım:  sinir bozukluğu, korku, rahatsızlık, tedirginlik, yorgunluk ve zihinsel etkilerde yavaşlama.
Bir başka etkisi daha var gürültünün “performans üzerine etkisi”. Bunu kısaca şöyle özetlemek mümkün. Belli bir iş ya da fonksiyon için belirlenen arka plan gürültüsünün fazla olması iş verimliliği düşürüyor.

Gelelim bizim komşulara; gürültüden şikâyet mercii yönetici mi yoksa başka bir makam mı?
Bu sorunun cevabı da şöyle: Kesinlikle yönetici değil. Şikâyet mercii şikâyetin cinsine göre değişiyor.

Bakın kabahatler yasası ne diyor:
1- Başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye, elli Türk Lirası idari para cezası verilir.
2- Bu fiilin bir ticari işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.
3- Bu kabahat dolayısıyla idari para cezasına kolluk veya belediye zabıta görevlileri karar verir."

Gürültü aynı zamanda Ceza Yasasında da işlenmiş:
'Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma' başlıklı 123. Maddeye göre; "Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir."
Ceza Yasasının 'Gürültüye neden olma' başlıklı 183. maddesine göre ise; "İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır."
Ülkemizin toz pembe olduğu şu dönemde fazla gürültü çıkarmanın anlamı yok değil mi?

Ne dersiniz bu yazı ile yöneticileri kurtarmış oluyor muyum?

 

 

Hiç yorum yok: