Anne tarafım Rumelifenerli. Büyüklerimiz Rize’den göçle gelmişler buraya. Köyün denize en yakın yerine yerleşmişler. Fenerin hemen altındaki ev bizim ailenin yaşadığı ev.
Yıllarca gidip geldik köyümüze.
Çocukluğumuzda kara yolu yoktu. Köye ancak deniz yoluyla ulaşım sağlanıyordu. Köyden sabah kalkan bir tekne yolcuları Sarıyer’e indiriyor, akşam da Sarıyer’den alıyor, Rumelifeneri’ne geri dönüyordu. Mendirek yani liman yoktu, fırtınalı havalarda gitmek ya da dönmek çok zordu.
Zamanla karayolu açıldı, açıldı ama bu kez de kara yolu şimdiki Koç Üniversitesi’nin devamındaki köşede -hani boğazın en güzel görüntü verdiği yerde- askerler tarafından kesiliyordu. Zira Rumelifeneri yasak bölge içindeydi. Bu yasak 10-15 yıl önce kalktı. İstanbullular yavaş yavaş keşfettiler boğazın ucunu.
Balıkçılıkla geçinen köy halkının da gelenlere ilk zamanlar çok sıcak baktığını söyleyemem.Kapalı bir toplum, muhafazakar bir halk, çok çabuk yabancıları içine sindiremiyor. Köy halkı da böyle yaptı, yabancıya hep yabancı gözü ile baktı. Köye gidenler ancak harika manzaralı bir köy kahvesinde çaylarını yudumlarken, boğazdan içeri giren ya da çıkan gemileri seyretmenin zevkini çıkardı.
Sonra yine dışarıdan birileri balıkçı lokantaları açtı.
Uzun süre iş yapamadılar, ne zaman klip çekenler, film çekenler keşfettiler köyün doğal güzelliğini, işte o zaman dikkat çekmeye başladı bizim köy. Halk gelenlere alıştı.Bugün hafta sonları dolup taşan bir yer artık Rumelifeneri. Koç Üniversitesi öğrencilerinin de soluk aldığı, kaçamak yaptığı bir mekan olmuş artık. Buna rağmen çoğu İstanbullu bu şirin ve tarihi köyü bilmiyor. Boğaz’ın dönüş noktasını merak bile etmiyor.
İhmal edilmiş tarih Aslında tarihi bir belde Rumelifeneri. Köye ismini veren fenerin 19'uncu Yüzyıl'da Fransızlar tarafından yapıldığı biliniyor. Ali Macar Reis, 16'ncı Yüzyıl'da çizdiği haritasında bu noktada bir fenerin varlığına işaret ediyor. 17. Yüzyıl kaynakları tepesine 110 basamakla ulaşılan bir fenerin varlığını kesin olarak gösteriyor. Gün batımından gün doğumuna kadar sekiz okka (yaklaşık 10 kg.) yunus yağı yakıldığını belirtiyor. Rumeli Feneri'nin bulunduğu noktanın antik çağdaki adı Panium. Köyün açıklarında yer alan Kyanae ya da Symplegadae adlı iki kayanın mitolojide yeri var.
Altın Post'u arayan Argonotlar, gök gürültüsünü andıran seslerle birbirlerine yaklaşan, çarpan, sonra yeniden uzaklaşan bu büyülü kayaların arasından şarap renkli bir güvercin uçuruyor, Tanrıça Athena'nın yönlendirdiği kuşun yolunu izleyerek Karadeniz'e ulaşabiliyorlar.Bir başka efsane de Rumeli Feneri'ne yakın olan kayanın üstünde Apollo Tapınağı'nın yükseldiği, Apollo'nun yunusa dönüşerek Argonotlar'ın dümencisi Tiphys'e yol gösterdiği şeklindedir.Bizans döneminde dikilen sütun Bizans devrinde aynı kayanın üzerine deniz kazalarını önlemek amacıyla yüksek bir sütun dikiliyor. Adına Pompeius Sütunu deniliyor. Osmanlı döneminde bu kayalara Mavi Kayalar, Ağlayan Kayalar ya da Kanlı Kayalar adı veriliyor. Kurtuluş Savaşı yıllarında bucak merkezi olan Rumelifeneri'nde Rumlar yaşıyor.
Mübadeleden sonra bunlar göç edince köyde Rize ve Trabzon'dan gelen Türkler yaşamaya başlıyor. Köy antik çağdaki ismi ile Panium veya Panyum Burnu kayalıkları üzerine kurulmuş. Bizans dönemindeki ismi ise Fanaraki veya Fanariyan. Fanaraki veya Fanariyan Avrupa Feneri veya Küçük Fener demek. Köy Rumeli yakasında kurulduğu için Rumelifeneri Köyü adını alıyor. Öreke kayalıkları Efsanelere konu olan boğazın çıkışında yer alan Öreke kayalıkları da Rumelifeneri Köyü ile birlikte anılır.
Öreke kayalıklarına antik çağda Kyanaeis ya da Symplegades kayalıkları, değişik zamanlarda Geant veya Bavonere kayalıkları da deniliyor. Gerek antik çağdaki ve gerekse Bizans dönemindeki isimlerin Türkçe karşılığı Orakiye, Öreke Kayalıkları veya Öreke taşı.Bu kayalıklar zamanla birbirinden ayrılmış beş büyük kayadan oluşmuş. Osmanlı döneminde bu kayalara Kanlı Kayalar adı verilmiş sonraları Kocataş, Körtaş, Mavi Kayalar ve Kızıl Kayalar da denilmiş. Bugün bu kayalar limanla birleşmiş durumda.
Rumelifeneri’ne adını veren fener 1855-1856'da Kırım Savaşı sırasında Fransız ve İngiliz savaş gemilerinin İstanbul Boğazının Karadeniz girişini görebilmeleri ve boğaz sularına rahatça girebilmeleri amacıyla yapılmış. Fener'in kule yüksekliği 30 metre olup kıyılarımızın en yüksek kulesi.Saltuk Dede türbesinin hikayesi Fener'in içinde bulunan Saltuk Dede Türbesi de (1788) tarihi eserlerden. Fener Fransızlar tarafından yapılırken iki üç kez yıkılmış, köyün yaşlıları bu yıkılışa neden olarak fenerin Saltuk Dede Türbesi üzerine inşa edilmesini göstermiş. Bunun üzerine önce türbe yeniden onarılmış ve fener inşaatının temelleri içine alınarak inşaat tamamlanmış ve aynı tarihte yapılan Anadolufeneri ile birlikte açılışı yapılmış.Eski ahşap tarihi eser binalardan örnekler de var.
Bir kısmı aslına uygun olarak yenilenmiş, bir kısmı ise harap halde. Rumelifeneri 1899 yılında büyük yangın felaketine maruz kalmış ve 70 bina yanarak kül olmuş. Rumelifeneri, tarihi zenginliklerle dolu ama bu zenginlikler ihmal edilmiş. Günümüzde bile kullanılabilir durumda bulunan ve Cenevizliler tarafından yapılan Rumelifeneri Kalesi tarihi zenginliği gözler önüne seriyor bugün oraya gidenler sadece piknik yapmak için gidiyorlar.Köy içindeki Osmanlı dönemi hamamı İkinci Dünya Savaşı sonuna kadar askeri birlikler tarafından kullanılmış, sonraları kaderimiz gibi kaderine terk edilmiş.Yolunuz düşerse Sarıyer’den çıkın, Koç Üniversitesi’ni geçin. Az ilerdeki köşede durun. Boğaz’ın muhteşem manzarasını seyredin. Aracınıza binip devam edin. Hiçbir yere sapmadan gidin. Köyün içine girince sağa dönün. Devam edin ve Boğaz’ın eşsiz güzelliği ile yüz yüze gelin.
.......................................................................................
Yılmaz Özdil yabancı özentimize darbe indiriyor
Daha önce yazmıştım. Arada bir Umur Talu ve Yılmaz Özdil’in bazı yazılarını sizinle paylaşacağım diye. Sevgili Yılmaz Özdil bizim blogu takip edenlerden. O da şu yabancı dil özentisinden sıkılmış ve Pazar yazısını buna ayırmış. İşte Özdil’in süper yazısı:
The yazı...
Le Coin ve King Fisher'ın önünden yürüyerek, Biletix'e gittim, Babylon'daki konser için Trakya All Stars Featuring Smadj'a yer ayırttım, sonra, The House Cafe, Princess Hotel ve Moviplex'in yanından Zara'ya çıktım, Schlotzsky's Deli, Massimo Dutti, Nine West ve Mc Donalds'ın önünden, Burger King ve Marks&Spencer'ın olduğu tarafa geçtim, Lacoste ve Mango'ya baktım, üşümüştüm, Starbucks'a daldım, macchiato büyük geliyor, espresso tercih ettim, oradan D&R'ye girdim, Auto Show, Chip ve Cosmopolitan aldım , Crown Cafe, Veni Vidi ve Norht Shield'in önünden yürüyerek, New York Bagel Factory'e geldim, acıkmıştım, fast food severim, ayıptır söylemesi, Philadelphia cream cheese'li bagel ve üstüne pancake yedim, o sırada masada bulunan bir gazetenin Look ilavesine göz attım, alışverişin zamanı diyor, iyi fikir, taksiye bindim, kapısında Taxi yazıyor, önümde giden otomobilin arka camında da baby on board yazıyor, Fenerium'un önünden, Nautilus'un solundan geçip, Capitol'un oraya çıktık, trafik kilit, "oh my god" dedi şoför arkadaş, döndük mecburen, TEM'den gideceğiz , Incity, Kent Plus, Uphill, My World, Moontown, Diamond, Suncity ve Highpark'ın arasından köprüye çıktık, Mashattan sağımızda kaldı, biz sola döndük, Metrocity'nin önünde indim, ağız alışkanlığı "thank you" dedim şoföre, o da "see you" dedi bana, Metrocity'e girmedim , Harvey Nichols'ı merak ediyorum, Angelo Nardelli, Bally, Bashqua, Carnevale, Perigot, Haaz, Fornarina, So Chic, Patrizia Pepe, Swarovski, Scabal, Birkenstock, Cesare Paciotti, Furla, Shisly, Momtobe, Only, Mandarina Duck, Via Pelle ve Kaloo'ya şöyle bir bakıp, Harvey Nichols'a girdim, pahalı, daha bir halk tipi shopping center 'a gideyim dedim, şöyle insanların gönlünce öldüğü, çocukların dövüldüğü falan bir yer, başka bir Yellow Taxi 'ye bindim, radyoda Joy FM açıktı, şoför baktı ki bende Türk tipi var, Power Türk'e çevirdi, Sivaslı Hadise stir me up'ı söylüyordu, dinleye dinleye İstanbul'un biggest alışveriş merkezine geldim, Soleil, Dry, Fleor, Bernardo, Tchibo, De Facto, Jujube, Saffio, Best, Jump, Sun, Silver, Oxxo, Seven Hill, Evita, Bleu Petrol, Sunset, Oysho, Colors, Perspective, Lovesyou, Fever, Little Big, Ravelli, Red Apple, Next, Miss Trendy, Shoeroom, Lilies , hepsi çok güzel, Waly'de ayakkabımı boyatıp, Flower'dan çiçek aldım, Advantage Platinum'u yanıma almayı unutmuşum, Mastercard Gold ile ödedim, parayı öderken aklıma geldi, arada bir çalışıyormuş gibi yapmak da lazım tabii, işe geldim.
…………………………………………………..
Bugün yazmak istediğim konu şu... Eurovision'a yabancı şarkı sözü ile katılırsak, kültürümüz rencide olur mu?
.........................................................................
Biraz dilbilgisine ne dersiniz?
Biz bu işin uzmanı değiliz. Herkese dil öğretecek halimiz de yok. Hepimizin bildiği dil kurallarımızdan bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum zaman zaman. İlgilenene rehber olursa mutlu oluruz. İlgilenmeyen yine bildiğini yazsın.
Türkçemizde ayrı yazılan bazı sözcükler:
1. “De, da ve ya da” bağlacı: Ali de görmüş, ya da yalan söylüyor.
2.Sayılar: iki yüz elli beş, bir milyon yüz sekiz bin, on bir ...
3.Birleşme sırasında anlam değişikliğine uğramayan birleşik sözcükler:Çiçek yağı, kuru fasulye, at sineği, dil bilgisi, baş ağrısı, beyaz peynir, su böreği, şeker kamışı, Tatar böreği, açık oturum, bağ bozumu, Van kedisi, Malta taşı, yer elması vd.
4. –r,-ar, -maz, -an ekleriyle yapılan sıfat tamlamaları: Bakar kör, uçan daire,
5.Yer adlarındaki “yeni, eski, uzak, yakın, iç, kuzey, güney, doğu, batı” sözcükleri: İç Anadolu, Kuzey Amerika, Uzak Doğu, Batı Trakya, Doğu Anadolu, Batı Moğolistan ...
6. “Ev, ocak, yurt” sözcükleriyle kurulan birleşik sözcükler: Aş evi, öğretmen evi, sağlık yurdu, asker ocağı, sağlık ocağı ...
7. “Ara, dış, öte, sıra” sözcükleriyle kurulan birleşik sözcükler: Uluslar arası, din dışı, aklı sıra ...
8. Başa gelen “alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, dış, iç, orta, büyük, küçük, sağ sol, peşin, bir, iki, tek, çift, çok” sözcüklerinin oluşturduğu blş. sözcükler: Üst tabaka, ana fikir, orta oyunu, çift vuruş, peşin hüküm, ..
9.“Gün” sözcüğü (bugün hariç): Geçen gün, şu gün ...
10.“Şey” sözcüğü: Her şey, hiçbir şey, bir şey ...
11. Yan yana gelirken ses olayına uğramamış“isim+etmek,olmak,kılmak” bileşik eylemi: Arz etmek, söz etmek, hasta olmak, rica etmek, söz olmak, gark olmak.
12. “ki” bağlacının kalıplaşmamış şekilleri: Demek ki, öyle ki, muhakkak ki, elbette ki, ta ki, kaldı ki, tabii ki, ne yazık ki, ne var ki, belli ki, şöyle ki ...
13. Kişi adlarından oluşmuş yer adlarının bazıları(belli bir kurala bağlı olmadan, genellikle ünvansız,yeni adlar): Fevzi Çakmak Mahallesi, Cengiz Topel Caddesi, Ziya Gökalp Bulvarı ...
14. “mi” soru sözcüğü: Sever misin?, aldın mı?, söylüyorlar mıymış? Bu, sizin mi?
15. İkilemeler: Dilim dilim, ışıl ışıl, yırtık pırtık, mırın kırın, aşağı yukarı ...
19 yorum:
Yilmaz Ozdil'in yazisini cok begendim. ;) Ayrica biraz dilbilgisi onerinize cok iyi olur, elinize saglik derim.
Sanem
Merhaba Punto Amca
Yılmaz Özdil'in yazısını tebessüm ederek aynı zamanda da üzülerek okudum. Gerçekten acınası bir hal ve bu duruma bir engel koymak varken, bizimkiler Eurovision şarkımız Türkçe mi İngilizce mi olsun tartışması içerisinde.
Dilbilgisi yazısı da çok iyi oldu. Devam etmesini de dilerim.
6. Kurala takıldım. "Gazi Antep" şeklinde ayrı mı yazılırdı?
Ben de Yılmaz Özdil'in yazısını çok beğendim. Ayrıca dil bilgisi ile ilgili postunuz da çok öğretici. Ben hep "şey'i" nasıl yazacağımı şaşırırım. Yani herşey mi, her şey mi? diye. Bunu da öğrenmiş oldum. Rumelifeneri çok güzelmiş. Ama bence keşfedilmemesi daha iyi. Yoksa kısa sürede orayı da bozarız. Bırakın orası yine küçük köy havasında kalsın. Güzelliği orada bence.
Bu İngilizce özentisi biraz kendi dilimizi beğenmemek, "bakın ben de İngilizce biliyorum" diye hava atmak, İngilizce adlı mağazalarla bu türden aşağılık kompleksli insanlara "üst sınıf müşterisiniz" demek oluyor galiba.
Bunun yerine dilimizin var olan zenginliğini korumak, doğru kullanmaya özen göstermek hiç akıllarına gelmiyor mu? Dil de kullanıldıkça yaşayıp gelişiyor çünkü. Kullanmadıkça, daha da önemlisi sevmedikçe Türkçe de kısırlaşır, paslanır elbet.
Merhabalar Punto bey, sitenizi yeni buldum.BRumelifenerle ilgili yazınızı okudum. Ben Büyükdere'liyim. Sarıyer noterliğinde çalıştım. Arkadaşım Rumelifenerli. Ben oraları çok iyi biliyorum. Hafta sonları sık sık gitmeye çalışırız. Arkadaşımın ismi Bahriye. Babası mezar kazıcılığı yapıyor. Eniştesi Kamil, ablası Hayriye vs.Onlarda caminin orada oturuyorlar. Bilmem tanırmısınız. Yazınızı çok beğendim. Ellerinize sağlık. Sağlıcakla kalın.
Merhaba Sanemcetamin,
Yılmaz gerçekten Türkçemizi iyi kullanan, dili kıvrak bir yazar. Çok severim hem yazılarını, hem de kişiliğini.
Merhaba Pınar,
Evet haklısın. Antep'e gazi ünvanı verilince ayrı yazılıyordu. Kural buydu. Ama o kadar bitişik yazıldı ki Türk Dil Kurumu baktı olmuyor, son imla kılavuzuna Gaziantep'i, Şanlıurfa'yı, Kahramanmaraş'ı bitişik almak zorunda kaldı. Yani kullanılma alışkanlığı kuralı değiştirdi. Bitişik yazılıyor artık ünvan alan iller. Ben de eski bilgiyi kullandım diye eşimden fırçayı yedim.
Merhaba cenebaz,
Rumelifeneri öyle kolay kolay bozulacak bir yer değil merak etmeyin. Halkı karadenizli ve muhafazakar.
Merhaba Nicomedian,
Haklısınız. Dilimizi boza boza kullanılmaz hale getirip sonra da "biz ne yaptık" demeyi çok severiz. Denizlerimizi kirletip sonra da dünyanın parasını harcayıp temizlemeğe kalkışmamız gibi.
Merhaba Ebru,
Saydığınız isimleri bilemiyorum tabii. Rumelifeneri'nde oturmuyorum. Ama fenerin deniz tarafında hemen altındaki evde oturan Suphi Reis dayımdır. Rumelifeneri bence hala keşfedilmeyi bekliyor.
Eşiniz bu konunun uzmanı tabi. Şimdi ben sormasaydım aklımda bir ikilem kalacaktı ve "Gazi Antep" şeklinde ayrı yazmaya başlayacaktım:)Sormak ayıp değil, öğrenmemek ayıp...
Merhaba Pınar,
Doğru. Bu bilgiler bir ara Akademi Hayat'ta ders verirken aldığım notlar. Bir de bitişik yazılan kelimeler var. Ağzım sütten yandı ya. Şimdi eşimin kontrol etmesini bekliyorum.
Ne kadar güzel fotograflar bunlar. Çok çok yakınımızda mükemmel tarihlerimiz, değerlerimiz var fakat farkında değiliz. İllaki birilerinin gündeme getirmesi mi şart. İllaki birilerinin burayı yıkıp gökdelenler mi yapacağız demesi şart. Avrupada tarih kokan herşey el üstünde tutuluyor. Bizde ise hala moderleşme adı altında Amerikan özentiliği devam ediyor. Haydarpaşa garı için söylenenleri duyunca içim acıdı, sanki evimi yıkacaklarmış gibi hissettim. Halbuki orası büyüklerimizin kış olunca köyden İstanbula ilk geldiğinde ellerinde tahta bavulla ilk ayak bastığı yer. İlk boğazı gördüğü yer. Buram buram tarih var orda ve heryerde...
Rumelifeneri köyünü siz anlatınca aklıma gedi bunlar, özür dilerim. Anlatımızını okuyunca çok merak ettim. En kısa zamanda ziyaret etmek istiyorum oraları.
Merhaba tulosh,
Hiçbir şeyin kıymetini bilmediğimiz bir gerçek. Tarihi kalıntılarımızı Batı ülkelerinin müzelerinde görmek insanı kahrediyor.
Rumelifeneri'ne nisan sonu ya da mayısta gidin. Zaten bir çay bahçesi, bir de balıkçı lokantası var. Boğaz'a karşı çay içecekseniz sıcakları bekleyeceksiniz. Lokantaya gidiyorlar ama her yerde balık yenebilir. Manzara çay bahçesinde var. Onun da açık yeri kapalı şimdi.
Haklısınız evet baharda gitmeliyim. Tekrar tekrar teşekkürler böyle güzelliklere değer verip bizlerle de tanıştırdığınız için.
Ben de Rumelifeneri'ne bağlıyım doğrusu, işte bu nedenle bir araştırma projesi yapıyorum üzerinde, ilginizi çekebilir diye düşündüm:
http://web.me.com/urbar.elifsimge/yildizpoyraz/
Sevgili Elif; Rumelifeneri ile ilgili her türlü araştırma ilgimi çeker. Yazılarınızı okudum.Kutluyorum sizi.
Bana ulaşmanız mümkün mü? Öneml, bir konu
maligumus@gmail.com
gay indian dating [url=http://loveepicentre.com/]yugioh gx singles[/url] triathlete singles http://loveepicentre.com/ youhoo personals
places to smoke [url=http://usadrugstoretoday.com/categories/schlafen-hilfe.htm]schlafen hilfe[/url] blood circulation in crabs http://usadrugstoretoday.com/products/rocaltrol.htm samples of wording for a tea party invitations http://usadrugstoretoday.com/categories/cardiovascular.htm
polysomatic depression [url=http://usadrugstoretoday.com/products/flovent.htm]flovent[/url] symptoms of calcium deficiency in humans [url=http://usadrugstoretoday.com/products/inderal.htm]alaska family medical associates[/url]
advantage health plan [url=http://usadrugstoretoday.com/categories/dejar-de-fumar.htm]dejar de fumar[/url] how much does male breast reduction cost http://usadrugstoretoday.com/products/adalat.htm prozac increase dosage need http://usadrugstoretoday.com/index.php?lng=it&cv=eu
manage diabetes [url=http://usadrugstoretoday.com/products/ayurslim.htm]ayurslim[/url] percentage of the population with genital herpes [url=http://usadrugstoretoday.com/products/copegus.htm]minnesota advantage health plan[/url]
seasons of my heart [url=http://usadrugstoretoday.com/products/betapace.htm]betapace[/url] circumcised penis picture http://usadrugstoretoday.com/categories/birth-control.htm thyroidectomy diabetes http://usadrugstoretoday.com/products/shuddha-guggulu.htm
can you make extasy pills in pressure cooker [url=http://usadrugstoretoday.com/products/viagra-soft-flavoured.htm]viagra soft flavoured[/url] magnesium calcium kidney failure [url=http://usadrugstoretoday.com/catalogue/s.htm]how do you store or contain calcium[/url]
http://newrx.in/cholesterol/coenzyme-q10-lowers-cholesterol
[url=http://newrx.in/methocarbamol/methocarbamol-how-best-to-take]otitis drugs[/url] cialis lowest price [url=http://newrx.in/carbohydrates/foods-high-in-carbohydrates]foods high in carbohydrates[/url]
wellness pharmacy alabama http://newrx.in/cholesterol/avocado-cholesterol
[url=http://newrx.in/wellbutrin/efficacy-of-wellbutrin]kaiser pharmacy hours modesto[/url] drug enaipril [url=http://newrx.in/fluoxetine/fluoxetine-tab-pictures]fluoxetine tab pictures[/url]
rampant illicit drugs in dc http://newrx.in/impotence/zinc-and-impotence
[url=http://newrx.in/anastrozole/semologie-hadji-anastrozole]cialis for erection[/url] lil waynes drug charges [url=http://newrx.in/zanaflex/zanaflex-and-pregnancy]zanaflex and pregnancy[/url] phamasuetical drugs [url=http://newrx.in/cetirizine/cetirizine-hydrochloride-cancer]cetirizine hydrochloride cancer[/url]
Yorum Gönder