18 Ocak 2008

Tapu dairelerine "rüşvet" baskınları!...


Birileri şikayet etti, düğmeye basıldı ve ülkenin en büyük kanayan yarası "rüşvet" birkaç gün gündeme taşındı. Birkaç gün o kadar.
Önce Keçiören’deki tapu dairesine konan gizli kamera “rüşvet”i belgeledi, ardından İzmir’de bir baskın daha yapıldı. Tapu daireleri çoktan alarma geçmiştir bile.
Ne demiştim, rüşvete veren mi alıştırıyor, yoksa alan mı?
Bu baskınlar çözüm mü? Sanmıyorum.
Memurlar değişir, daha dikkatli olurlar ama yine rüşvet döner. Baskınlar da göstermelik kalır.
Tapulardaki "zarflar" yasalara aykırı bir işlem yapılması için değil tabii. Özellikle bazı emlak takipcileri, işlemlerinin önce yapılması için bu yola başvuruyorlar.
Şöyle bir çözüm olabilir mi tapu dairelerinde?
1- Randevu sistemi.
2- Bankalardaki gibi sıra alma yöntemi.
Aklıma gelenler bunlar. Daha farklı çözümler de üretilebilir.
Ne dersiniz?

6 yorum:

Berceste dedi ki...

Hiç yoktan iyidir. Burada bütün devlet dairelerinde kameralar var ve memurlar izleniyor, izlendiklerini de biliyor. Caydırıcı önlem! Bizdekiler çay molasında bulur yöntemi gene bulur, ama hiç yoktan iyidir!

O tapu dairelerinden çok çektim ben çok! Adamlar resmen istiyor rüşveti. Babamın vefatından sonra ah ettirdiler hep bana. Zaten yediğimizden içtiğimizden biriktirip bir ev almışız, bizim olanı geri almaya çalışıyoruz, bir de neden elin memuruna rüşvet vermek durumunda kalıyoruz hiç aklım almıyor. Almadığı, vermediğim için de süründürdüler zaten!

Asortik Krep dedi ki...

Bir dönem bir restaurant açıyorum.İşyeri açmadan ruhsat almaya giden ilk kişiymişim.Oysa kanun açmadan başvuru istiyor.Düşünün yani genelde nasıl çalışıyor bu durumlar.Neyse sağlık ocağına gidip lavaboların ve tuvaletin olup olmadığını kontrol edip bana bir belge vermeleri gerekiyor ki belediyeye vereceğim.Yani su akıyor mu ve hem kadın hem erkek tuvaleti var mı gibi prosedürler.Memur bana belgeyi ancak bağış yapabilirsem vereceğini söyledi tamam yanımda şu kadar para var bağış yapayım dedim.O kadar olmaz ya bu kadarını verirsin ya da o belgeyi alamazsın dedi.Son sözün mü bu dedim.Bir şey demeden salak salak baktı,alışık değil bu durumlara yani ve ben odadan çıktım.Gerizekalı memurun başhekimi bizim aile ahbabımız, telefon açtım ve yaptığı davranışı anlattım. İkinciye gidip para vermeden o kağıdı aldım.Bunu yaptığıma da utandım ama geleni yontmakta bizim ülkemizde bir görev sayılıyor.Hem de makbuzu az keserek..
Bir İstanbullu olarak gideceğin yerde mutlaka "adamını bul " uygulamasını yapmak zorundasın.Yapmazsan neye ne kadar para vereceğin o yerdeki kişinin vicdani durumlarına kalıyor.Ben devlete para vermekten zaten çekinmem ama çoğu yerde verdiğim paraya makbuz kesmeyenlere hatırlatmaktan aramızda keskin ve tehlikeli konuşmalar geçiyor,bir gün başım belaya girecek..
Kesinlikle görev başındaki bir insana rüşvet vermem,isterse de işimi yapmazsa şikayet ederim.Makbuz karşılığı para veririm ama devlete..Uğraşırsa ben de uğraşırım.Ceza yerim trafikte ama para isteyen polise de rüşvet vermem.Gidip paşa paşa cezamı öderim.

Punto dedi ki...

Bini aşan tapu sicil daireleri var Sevgili Dilek. Belki biraz dikkat ederler. Tabii işin en önemli bir yanı da memurların aldıkları düşük ücretler.
Doğrusu zor çözülecek bir sorun.

Punto dedi ki...

Sevgili Asortik Krep; daha önceki yazımda yazmıştım, rüşvet veremeyeceğim için avukatlık yapmadım diye.
Aslında rüşveti halk değil çoğu kez iş takipçileri veriyor. İşleri çabuk bitirdikleri için de vatandaş gidip bir de onlara para ödüyor.
Tapu dairesinde tanımadığınız memurlara para nasıl teklif edersiniz? Ama emlakçılar. Hepsini tanıyorlar ve rayici belirlemişler. Sadece emlakcılar mı?
Araç muayene istasyonlarının çevresi iş takipcileriyle dolu.
Bürokrasinin bir çok yerinde bu iş yapılıyor.
Vatandaş sırasına razı olsa o kültürü almış olsa bunlar olmaz diye düşünüyorum.
Bankalar da bile numara almadan işi yaptırmaya uğraşan bir sürü insan çıkıyor ortaya.

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Rüşvet olayı gerçekten kanayan bir yara. Sadece tapu daireleri mi, trafik polislerimiz bu kuyruğun başını çekiyorlar. Parayı ceza diye alıp makbuz vermemeye kalkıyor, ya da doğrudan rüşveti alıyor. Devlet bunu bilmiyor mu biliyor ama dokunmuyorlar da. Onların düşük olan ücretlerini vatandaş tamamlıyor sanki.
Çileden çıkartacak ve nerede yaşıyoruz biz böyle dedirtiyor rastladıkça insana bu rüşvet olayı. İstenildiği takdirde bu kuyruk sorunu gayet iyi düzene sokulabilir. Artık devlet hastaneleri, ssk gibi bazı kurumlar bu sistemle çalışıyor, randevunuzu telefonla arayıp önceden alıyorsunuz. Sıranız gelen geçiyor, yığılma olmuyor. Tapu daireleri neden bu sisteme geçmesin ki?

Punto dedi ki...

Sevgili Pınar; tapu daireleri çok rahatlıkla randevu sistemine geçebilirler. Hatta bankalardaki gibi numara sistemi de olabilir.
Trafik polisleri için bir formül var mı? onu bilemiyorum işte.