13 Mayıs 2008

Eczanelerde "KARARTMA GÜNLERİ" başladı!...

Eczanelerin vitrinlerine dikkat ettiniz mi? hepsi karartılmış.
Sordum ne iş bu?
Dediler ki yakında hayatımızı karartacaklar. Protestomuz bunun için.
Sordum nasıl karartacaklar hayatınızı?
Dediler ki! Bir yasa tasarısı var Meclis’te. İlaçları bulgurun onun bunun yanına koyacaklar. Büyük marketlerde satacaklar.
Sordum ne iş bu?
Dediler ki iktidara yakın bazı büyük market zinciri sahiplerinin işi. Bastırdılar, ilacı bulgurla karıştırdılar.
Sordum nedir bu yasa taslakları?
Dediler ki sağlık ve eczacılık alanıyla ilgili üç yasa hükümet tarafından Meclis’ten geçirilmek isteniyor. Bu yasalarda ilacı eczacıdan uzaklaştırabilecek, ilacın niteliğini değiştirebilecek, kamu sağlığını olumsuz etkileyebilecek ciddi riskler söz konusu.
Sordum ne iş bu?
Dediler ki bu yasaların gündeme gelmesinde, tekelci ilaç sermayesinin mevcut yasaları bu haliyle kendi çıkarları için yeterli görmemesi ve küresel politikalarla ülkemizdeki mevzuatı uygun hale getirme çabasının da ciddi rolü var.
Sordum peki ne yapacaksınız hayatınızın kararmaması için?
Dediler ki; 3 noktadaki kararlılığımızdan asla taviz vermeyeceğiz.
1) Gündemde olan “İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Yasa Tasarısı” ilacı eczacıdan ve kamusal güvenceden kopartmayı amaçlamaktadır. Bu yasada eczacının adı yoktur. Bu tasarıyla ilaç ve eczacılık alanının kontrolü Sağlık Bakanlığı’ndan alınıp İlaç Kurumu gibi toplumsal sorumluluğu olmayan sözde özerk ve sermayenin etkisi altında bir kuruma devredilmek istenmektedir.
2) Yine şu sıralar gündemde olan OTC ve ilaçta reklam düzenlemesi, İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Yasa Tasarısıyla birlikte ele alındığında, bu gelişmeler birçok ilacın eczane dışına çıkmasına yol açabilecektir. Küresel ilaç tekellerinin Türkiye’de ilaç pazarını genişletme amacına yönelik bu yasal düzenlemeler eczacıları mağdur edecek, halk sağlığını da olumsuz etkileyecektir. Örneğin reklamı çıktıktan birkaç yıl sonra ciddi ölüm riskleri taşıdıkları için toplatılan yüzlerce ilacın varlığı bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. İlaçlar reklamla ve eczane dışında satılamaz.
3) Aslında uzun yıllardır çıkmasını istediğimiz 6197 sayılı yasa da şu sıralar Meclis’in gündeminde. Günümüzün ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde eczacılık hizmetini düzenlemesini beklediğimiz yasanın çerçevesi içine, Meclis görüşmeleri sırasında, eczacı olmayan kişilerin de eczane açmasının önünü açabilecek maddeler eklenmesi endişesini taşıyoruz. Özellikle güçlü bazı sermaye gruplarının bu konudaki talep ve ısrarlarının farkındayız.Soracak sorum kalmadı artık.
Ne iş bu? diye soruyorum ama “ben bu kafaları” bir yerden tanıyorum.

13 yorum:

Berceste dedi ki...

Yurtdışında da eczaneler var büyük marketlerin içinde ama eczacıları da başında. Kadrolu olarak marketler adına çalışıyorlar. Bazı ilaçlar var ki, zaten heryerde satılıyor. Pastil, ağrı kesici(Aspirin benzeri) gibi ilaçları meyve, sebze alır gibi alabiliyorsunuz, amaaaa iş reçeteli ilaçlara gelince, ölseniz karşılarında asla ama asla reçetesiz alamıyorsunuz ki antibiyotikler dahil! Bizde ise antibiyotiği leblebi gibi alsanız kimsenin sesi çıkmıyor, reçete istenmiyor, bu da bağışıklık sistemlerimizi göçertiyor. Bu tarz uygulamaların sebebi önemli, nasıl çalışacağı önemli.

Tatile geldiğimden beri şunu gözlemledim. Herkes herşey hazır önüne gelsin istiyor. Rekabet istemiyor. Oysa şu anda rekabetten kırılıyor bütün dünya, iyiler kazanıyor, kötüler eleniyor. Dün cam eşya üreticisi bir arkadaşım yoktan ağlıyordu, müşteri bulamıyoruz diyordu. Tanıdığım bir yeri söyledim, bağlantı kuracağı kişinin bilgilerini ilettim ve alım yapmak da istiyorlar üstelik. Arkadaşımın cevabı, ama onlar denetim istiyor, düzenlemeler istiyor! Evet istiyor, yap ve kazan! Yok o eskisi gibi olacak, müşteriler dizi dizi önüne gelecek ve beğendiğine satacak, beğenmediğine satmayacak!

Ne yazık ki, eczaneler istediğini yapsın, uyum yasaları deyip iş kanununu, sigorta kanunu değiştirdikleri gibi bu da değişecek kanımca. Seçim hakkı bizlerin. O zaman eczane ya da market şansımızı kullanacağız. Kim daha iyi hizmeti verirse!

Punto dedi ki...

Sevgili Dilek; Batı ülkelerindeki disiplin ve denetim ciddiyeti bizde de olsa belki ilaclar marketlerde de satılabilir. Ama dedikodu başka. İktidara yakın birinin marifeti diyorlar bu işe.

ginger dedi ki...

Umudumu korumaya çalışıyorum hala:(
Ülkemde ne zaman adam gibi işler yapılacak.Ne zaman bende benim ülkemde böyle şeyler olmaz diyeceğim.Böyle gelmiş böyle gider mi gerçekten? Gitmesin artık.Ne gerekiyosa yapalım ama önce kendi haklarımızı savunmayı,korumayı öğrenelim.Önce kendi haklarımızı korur,yasa koyanı sorgularsak belki bu kadar da bi haber yaşamayız hayattan.

Muharrem Kaptan dedi ki...

Bizi yönetenlerin en başarılı oldukları şey her şeyi yozlaştırıp ayaklar altına sermek.Benim çocukluğumda dişçiliği berberler yapardı.O kadar gözü karaydılarki masanın üzerine uzansanız ameliyat bile yapacak cahil cesaretine sahiptiler. Bunlardan birinin diş çekerken adamın çene kemiğini parçaladığını biliyorum.Şu anda bizi yönetenlerin zihniyeti bu. Yine eskiye cehalete dönülmesini istiyorlar zira onlara kafası çalışmayan,sorgulamayan istediklerinde oylarını alabilecekleri at gözlüğü takmış koyunlar gerekli.Bu ilacın eczane dışında da satılması zaten olmayan denetimi tamamen yok edecek.Galiba gerçek anlamda işimiz Allah'a kalıyor.

Adsız dedi ki...

Ben de ABD'de büyük marketlerde, aspirin, basit ağrı kesiciler, pastil, antigriballerin satıldığını gördüm. Bunların dışındaki ilaçları reçetesiz asla alamıyorsun.
Bizde ise eczacılar/eczacı kalfaları, reçetesiz ilaç satışı yapabiliyorlar. Marketten alışveriş yapar gibi ilaç alabiliyorsun!
Hatta hekimlerin düzenlediği reçeteyi bile 'o ilaç üretimden kalktı' deyip veya 'o sana yaramaz' deyip değiştirebiliyorlar. İstedikleri muadili de verebiliyorlar.
Denetim ve reçetesiz ilaç satışı öncelikle yasaklanmalı, eczane açabilme yetkisi de eczacının olmalı. Hepsine katılıyorum. Ancak devir o kadar değişti ki sağlık demek para demek oldu. Hastaneler parası olanların yatırım yaptığı ve kar beklediği işletmeler oldu maalesef. Sırada da eczaneler var demek ki:(

Adsız dedi ki...

Akın Abi, bilmiyormusun, bizim bir gazeteci arkadaşımız eczane açtı, bir eczacının diplasını kiralayarak. Bir tanığımız var sadece diploma kirasından ayda 1 milyar alıyor, 1.5 alan da varmış. Böyle şey olur mu..Eczacılık eczacıların işi olmalı..Çünkü konu sağlık...

Esra dedi ki...

Yurtdisinda vitamin, "ilac olmayan" ilac (dogal icerikli olanlar), hafif agri kesiciler gibi seyler marketlerde satilabiliyor ama bir ilaci asla baska bir yerde bulamazsiniz. Eczaneden almak icin ise mutlaka doktor recetesi gerekir. Ornegin antibiyotik asla recetesiz satilmaz. Cocuk ilaclari asla recetesiz satilmaz. Ne derseniz deyin, istediginiz kadar dil dokun eczaci asla bu ilaclari size vermez.

Turkiye gibi herhangi birseyin yolunun ufakca acildigi ve arkasinin corap sokugu gibi geldigi bir ulkede boyle bir uygulama hepimizi endiselendirmeli. Yazinizi okuyunca hem sasirdim hem urktum. Cunku biliyorum ki belki de sadece vitaminler icin cikacak bir yasanin arkasina dayanarak bircok yerde cok daha farkli "urunler" satilacagi kesin...

Punto dedi ki...

İyi ki hatırlattın Sevgili Suzan. Şimdi anlıyorum neden bize eczanesinin nerede olduğunu söylemediğini. Eczacı bir yakını ile eczaneyi açtıklarını sanıyordum. Yasa boşluklarını böyle dolduran bir toplum, ilaç satışı marketlere girince neler yapmaz ki.

Punto dedi ki...

Sevgili Esra haklısın. Batı ülkelerindeki disiplin ve denetim ciddiyeti bizde olamayacağı için kontrolsuz satışlarla çok canlar yanabilir.

Punto dedi ki...

Sevgili Ginger; biz göremeyiz ama belki torunlarımız daha disiplinli bir ülke görürler.

Punto dedi ki...

Sevgili Muharrem; Rumelifeneri'ndeki berber benim de dişimi çekmişti. Sen hatırlamazsın. Çene kemiği de alıp götürmüştü. Hala boşluğu duruyor.

Punto dedi ki...

Evet Sevgili Mine. Sağlık iyi para getiren bir sektör oldu. Adım başı özel hastane ve kliniklerin açılması bundan sanırım.

Adsız dedi ki...

Rekabet olmayacak, direk tekel gelecek. İlaç Market denilen kurumlar Türkiye çapında, Alliance gibi büyük yabancı şirketlerin kontrolünde olacaklar ki bunlar %10 iskonto ile çalışacaklar. Günde milyonlarca YTL'lik ilaç satacak bir kurum için %10 iskonto hiç bir şey; fakat aylık kazancı bir kaç bin YTL olan bir eczanede %10 iskontonun manası %2 gelir demektir. Buna vergi, fatura masrafları, kurum sözleşme giderleri, kira, su, elektrik... dahil değil.

Öyleyse göstersin hükümet yetkilileri, Türkiye'de %2 kar ile çalışabilen başka bir iş sahası var mı?

REKABET YOK, TEKEL VAR. Halkın "eczane veya market" tercih şansı olmayacak; çünkü ECZANE OLMAYACAK.

Saygılar.