20 Haziran 2008

Türk evlerine sanal bir yolculuk!...

Evler özellikle eski evler, gezdiğimiz bölgelerde ilgimi her zaman çekmiştir. Bu konuda fazla bir bilgim yok ama Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesinde bu konuda geniş bilgi bulmak mümkün.
Sitededeki bilgilere göre biz Türk evi olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun miras bıraktığı, zamanımıza gelen örnekleri 17. yüzyıla kadar uzanabilen evleri kastediyoruz.
Türk evinin en önemli öğesi oda. Nitelikleri pek az değişmiş. Dış ve açık sofalı tipler, köşklü ve eyvanlı uygulamalar dikkati çeker. Odalar birbirine bitişik değil aksine, sofanın uzantılarıyla birbirinden ayrılmış. Çok katlılık bir diğer özellik.
En az iki katlı olup üst kat yaşama katıdır. Çatı biçimi dört yana eğimlidir, girinti ve çıkıntılardan kaçınılmış. Saçaklar geniş ve yatay. En belirgin yapım sistemi ahşap çatkı arası dolgu veya bağdadi olan örneklerdir.Bu evlerde zenginlik, oda sayısına ve süslemeye etki eder.
Türk evinde ana yapım malzemesi ahşap, yapım yöntemi olarak da ahşap çatkı seçilmiş. Bu yöntem bir geleneğin devamı olduğu kadar, Anadolu ve Rumeli'nin ormanlık bitki örtüsüne uygun olduğu gibi, bölgenin deprem alanı olması dolayısıyla da yararlı olmuş.
Türk evlerle ilgili teknik bilgiye boğmak istemiyorum ve sizleri çeşitli yörelerde çektiğim ev fotoğraflarıyla baş başa bırakıyorum:
İstanbul Yeniköy'de bir yalı.

Şanlıurfa'da taş evlerin bulunduğu bir sokağın girişi.
Topkapı Sarayı'na giden dar sokak. Eski evler restore edilmiş.
Bilecik Söğüt'te bir ev. Ertuğrul Gazi Kültür Evi olarak kullanılıyor.
Safranbolu evlerinden tipik bir görüntü.
Mudurnu'da restore edilmiş Türk evleri.
Mudanya'da deniz kenarındaki evlerden bir görüntü.
Trabzon yaylarında Kaçkar Dağı eteklerinde bir yayla evi.
İstanbul Yeniköy'de tek tük kalmış ahşap evlerden ikisi. Biri restore edilmiş.
Göreme'de dizilerle şöhrete ulaşan evlerden biri.
Köyceğiz'in girişinde yapılmış örnek Türk evi.
Osmanlı zamanından kalma Bursa Cumalıkız evleri.
Ankara Kale içindeki tipik evlerinden biri.
Kaynak:Kültür ve Turizm Bakanlığı

14 yorum:

Berceste dedi ki...

Herbiri birbirinden güzel... Emeğinize sağlık.
Evler bir de yapı malzemesine göre sınıflara ayrılıyorlar değil mi? Bölgesel olarak... Ege bölgesi taş evleri ile, Bilecik civarı ahşap, kagir karışımı evleri ile ünlü diyebilir miyiz?

Punto dedi ki...

Diyebiliriz tabii Sevgili Dilek. Şu bir gerçek ki iklim şartları yaşam alanlarının seçimini etkilemiş.

Ferhanca dedi ki...

Mimariyi çok sverim özellikle şehir mimarisini..Evler nefis ellerinize sağlık..Aklıma Gökova Yakakent evleri geldi sanıyorum o evler mimari ödül almışlardı, siz bilirsiniz..
Eskiden belkide bir çoğunun evin bahçesinde şemsiye tipi karadut ağacı vardı:))
selamlar, sevgiler.

Punto dedi ki...

Yakakent evlerini görmedim Sevgili Ferhanca. Bahsettiğin dutlarlardan bizim sitede de var ama çok fazla dut vermiyorlar.

pecete dedi ki...

Geldiniz ve bizi çok mutlu ettiniz. Çiçeğimizi eve götürdük, hep gözümüzün önünde olsun diye...
Kucak dolusu sevgiler ve saygılar. Bu arada çekilen fotograflar içinde Şanlıurfa sokak arası olan favorim...

Unknown dedi ki...

Bu güzel yazınız ben de eski anıları canlandırdı ve bunun üzerine bir yazı yazdım bloguma...

Sevgiler

Punto dedi ki...

Sevgili Peçete; bir şey yapmadık ki. Gönül bu sanal dostları orada görmek isterdi. Artık başka bir zamana. Unutmadan uyarayım; davetiye günlerce kalmasın blogunda. Bir şeyler yaz yeter!...

Punto dedi ki...

Güzel yazını okudum Sevgili Mahzun Prenses. Senin de epeydir sesin çıkmıyordu. Ses vermene vesile olduysam ne mutlu bana.

Adsız dedi ki...

Ne guzeller! Iclerinde barinmak icin degil, yasamak icin insaa edilmisler.

www.elifsavas.com/blog

Punto dedi ki...

Haklısın Sevgili Elif. Eskiler yaşam alanlarını bizden daha iyi yapmışlardı. Bu kesin.

egeli dedi ki...

FOTOĞRAFLAR VE EVLER HARİKA ,YÜREĞİNİZE SAĞLIK...SAYGILAR

Punto dedi ki...

Teşekkür ederim Sevgili Egeli.

♥ Suzi ♥ dedi ki...

Akın abi,sizinle fazla ilgilenemedim.Kusuruma bakmayım,bir ara dışarıya bakındım bulamadım.Kaçırmışım :(

Punto dedi ki...

Sevgili Suzi. Kusura bakılacak bir şey yoktu ki. Doğal olarak sen ortalığı düzenliyordun, Ayşem de davetlilerle ilgileniyordu.Düğün sahipleri gibi. Dükkanın içi sıcaktı, yol ise esintili. Benim tanıdığım bir iki davetli olsaydı belki biraz daha kalıp onlarla sohbet edebilirdik ama tanıdık olmayınca çok kalamadık.
Sakin bir günde haber veririm, gelirim, bol bol konuşuruz. Söz.