6 Haziran 2008

Yeni bir sektör doğdu; DÜĞÜN sektörü!...

Yaz geldi, düğünler şenlendiriyor insanları. Düğün denince gençlik yıllarına gittim bir an. Evlenme hazırlığında olduğumuz günlerde, düğün yapmak bir tutku olmamıştı bizim için. Şöyle bir düşünce vardı o dönemin gençlerinde; düğüne neden para harcayayım ki?
Düğün parası ile bir güzel balayı yaparız, ya da eksiklerimizi tamamlarız.
Şimdi ise farklı bir düşüncenin gençlere hakim olduğunu görüyorum. "Düğün mutlaka yapılmalı".
Bu düşüncenin oluşmasında, gelişen ve çeşitli yan kuruluşlar doğuran düğün sektörünün rolünün ne olduğunu bilemiyorum ama bir özendirme olduğu da gerçek.
Geçenlerde sevdiğim bir dostumun daha doğrusu bir kardeşimin oğlunun düğününe gittim. Dostlarımı da görmek umudu ile. Taa Ankara’ya.
Düğünde gördüğüm gençlerin coşkusu bana şunu dedirtti:
Yeni nesil haklı. hayatta bir kere yapılacak bu düğün töreni, şenlik için mutlaka yapılmalı ve evlenenler yakınları ile bir gece de olsa doya doya eğlenmeli. Bu kadar olumsuz bir yaşamın içinde, bir gecelik coşku her şeye değer doğrusu.
Düğünler kültürümüzün bir parçası zaten. Anadolu bu kültürü yıllardır yaşatıyor. Büyük şehirlerde bir ara azalan düğün törenleri şimdilerde yine doruğa çıkmış durumda.
Ne diyelim; evlenenler ermiş muratlarına. Bize de ömür boyu mutluluklar dilemek düşüyor.

4 yorum:

Sanem dedi ki...

Her yerin dugun adetleri de farkli farkli ya, aslinda anlatilsa ne guzel olur. Mesela bizim oralarda, uc gun zurna ve davul calar oglan evinde, uc gun kazan kaynar, keskek piser. Dorduncu gun kina, sonrasinda dugun. Bu adetler cogu yerde hala devam ediyordur tabii. En son Turkiye'deyken, uc gun boyunca yan komsu bahcesinden ayni sarkiyi zurnadan dinlemistim. Sarkiyi hatirlamaya calisiyorum su an...

Punto dedi ki...

Sevgili Sanem; aslında haklısın. Yazı için bir hayli düğün adetleri bilgisi toplamıştım. Yöre yöre adetler o kadar çok ki. Kitap yazılır o bilgilerle. Bir kaçını yazıp geçiştirmeye de içim razı olmadı.

Tijen dedi ki...

Akın abi,
Siz hiç düğün tv izlediniz mi? Tavsiye ederim, başından kalkamazsınız. Çanak antenli bir dostunuz varsa (belki sizde de vardır) bir açın.

Punto dedi ki...

Sevgili Tijen; çanak anten de var ama o tip kanalları silmiştim. Görmüştüm düğünleri.