5 Ekim 2011

Müzikle tedavinin merkezi Darüşşifa!

Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci başkenti sayılan Edirne, uzun süredir gezi programımızdaydı. Geçtiğimiz pazar günü gezi ekibimizle birlikte yola koyulduk.İstanbul'dan çıktıktan tam iki saat sonra, 11.00'de Edirne'deydik. İlk durağımız Sinan'ın ustalık eseri Selimiye'ydi. Sonra Niyazi Usta'da ciğer, Fethullah Hoca'nın yetiştiği Üç Şerefeli Camii'i ziyaret, Karaağaç ve Meriç Nehri kıyısında tadına doyamadığımız çay... En çok merak ettiğim yerlerden biri Edirne Sağlık Müzesi'ni ise en sona bıraktık. Mihmandarımız eski gazeteci arkadaşım, Edirneli Nevin, bize öyle bir güzergâh çizdi ki, 5-6 saat içinde gezmek istediğimiz yerleri gezip, yemek istediklerimizi de yemiştik.
Musiki topluluğunun önünde çektirdiğimiz fotoğrafı flu olmasına rağmen görmenizi istedim. Çünkü zamanında birçok kişiye şifa dağıtmış bu topluluk. Onlarla fotoğraf çektirmek bize de iyi geldi, yüzyıllar sonra bile. Fotoğraf flu olmasa yüzümüzdeki neşeyi görebilirdiniz.







Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Sultan II. Beyazıd döneminde 1488 yılında hizmete açılan Darüşşifa (hastane), döneminde hastalara müzikle şifa dağıtmış. Bugün de cansız mankenlerle 15.yüzyıldaki hastane ortamı canlandırılmış. Ney müziği ve su sesiyle huzuru hissediyorsunuz müzeden içeri adım attığınızda. Müzenin darüşşifa bölümü görkemli bir kubbenin altındaki şadırvan ve onun etrafındaki hasta odalarından oluşuyor. Önceleri her hastanın tedavi edildiği hastane, daha sonra akıl ve ruh hastalarına hizmet vermeye başlamış.
işte buradaki mankenler de o dönemi canlandırıyor gözümüzde. 'Psikonevrotik', 'Melankolik Kara Sevdalı', 'Deli Divane Akıl Hastası' ve niceleri...


 Akıl sağlığı bozulanlar burada tümüyle ücretsiz müzikle tedavi ediliyormuş. On kişiden oluşan musiki topluluğu, musiki konserleri veriyor, hastalar, muhteşem akustik sayesinde odalarından bu müziği dinleyebiliyorlarmış.

EVLİYA ÇELEBİ’NİN GÖZÜYLE
Müzedeki tabelalardan edindiğim bilgiye göre Evliya Çelebi de 1682 yılındaki Edirne ziyaretinde şöyle bahsetmiş külliyeden "Orada bir Darüşşifa vardır ki dil ile tarif ve kalemler ile yazılamaz"
İşte Evliya Çelebi'nin ağzından Darüşşifa;
"Böyle dikkat ve özenle yapılmış şifa yurdunun anlatılan odalarında çeşitli hastalıklara tutulmuş zengin ve fakir, ihtiyar ve genç doludur"… "Bazı odalarda ilkbaharda delilik mevsiminde Edirne'nin aşk denizi derinliğine düşmüş sevdalı âşıklar çoğalıp, hekimin emriyle bu tımarhaneye getirilerek altun ve gümüş yaldızlı zincirlerle kerevetlerine takılıp, her biri aslan yatağında yatar gibi kükreyip yatarlar…Kimisi havuz ve şadırvanlara bakıp kalender hülyası kabilinden söz eder, nicesi dahi o kemerli kubbenin etrafında olan gülistan ve bağ ve bostan içindeki binlerce kuşların cıvıltılarını dinleyip, delilerin perdesiz ve ölçüsüz sesleriyle feryada başlarlar.
Merhum ve Mağfur Bayezid Veli Hazretleri Vakfiyesinde, hastalara deva, dertlere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve defi seva olmak üzere 10 adet hanende ve sazende gulan tayin etmiş ki, üçü hanende, biri neyzen, biri kemancı, biri musikarcı, biri santurcu, biri çengi, biri çenk santurcu, biri udcu olup, haftada üç kez gelerek hastalara ve delilere musiki faslıederler. Allahın emriyle, nivesi saz sesinden hoşlanır ve rahat ederler. Doğrusu musiki ilminde neva, rast, dügah, segah, çargah, suzinak makamlarıonlara mahsustur. Ama zengule makamı ile buselik makamında rast karar kılsa insana hayat verir. Bütün saz ve makamlarda ruha gıda vardır…"
HANGİ MAKAM NEYE İYİ GELİYOR?
On kişilik musiki topluluğunu temsil eden mankenlerin önündeki tabelada, hangi makamın hangi hastalığa iyi geldiği anlatılıyor. Belki işinize yarar, denemekte fayda var.
Rast Makamı: Havale ve felç iletine devadır.
Irak Makamı: Har mizaçlılara, sersam ve hafakana faydalıdır.
İsfahan Makamı: Zihni açar, zekâyı artırır, anıları tazeler.
Zirevkent Makamı: Sırt ve eklem ağrılarının ve kuluncun tedavisinde faydalıdır.
Rehavi Makamı: Baş ağrısına devadır.
Büzürk Makamı: Ateşli hastalıklara iyi gelir, zihni temizler, vesvese ve korkuyu uzaklaştırır, fikre yön verir.
Neva makamı: Irk'un nisa'ya iyi gelir (Kadın hastalıkları)
Zengule Makamı: Kalp hastalıklarının devasıdır.
Hicaz Makamı: İdrar zorluğuna iyi gelir, cinsel yönden uyarıcı etkisi vardır.
Buselik Makamı: Kulunç ve bel ağrılarının ilacıdır.
Uşşak Makamı: Kalp, karaciğer, sıtma ve mide hastalıklarının ilacıdır.
Osmanlı'da müzikle tedaviye bu kadar önem verilirken çağımızda niye çok öne çıkmıyor bu konu diye düşündüm. İnternette biraz araştırınca gördüm ki, Tümata'nın (Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu)  bu konuda çalışmaları var. Sabah televizyon seyrederken ünlü kalp doktorumuz Prof. Bingür Sönmez de kalp hastalarının müzikle tedavi edilebildiğini söyledi. 'Müzik ruhun gıdasıdır' sözünü yabana atmamak lazım demek ki.
Külliyenin diğer bölümünde de tıp eğitimi veriliyormuş. O bölümde de yine mankenlerle, 15.yy tıp eğitimi canlandırılmış. Tıp öğrencileri, müderrisler (profesör), adeta canlı gibi sizi karşılıyor. İmarethanede ise dönemin büyük kazanlarını, mutfak aletlerini görmek mümkün.
Yolunuz Edirne'ye düşerse, bu ödüllü müzeyi görmeden geçmeyin...

2 yorum:

Berceste dedi ki...

Ben de facebook ft'lariniz arasinda gorup merak etmistim. Simdi anlasildi neresiymis :) Tesekkurler yazdiginiz icin. Simdi is Zirevkent makami bulmaya geldi :P

suzan peker dedi ki...

Evet Bercestecim, çok farklı makamlar var. Benim bildiğim kürdilihicazkar, suzinak gibi bilinen şeyler. Onları da ayırt edemem, zirevkent makamında şarkı bulamazsak sırt ağrılarımız geçmez...