9 Mart 2007

Yere sağlam basmanın mutluluğu

Sevgili Mete;
Her kapı çalışında senin geldiğini hissediyorum. Dün yine kapı çaldı, çığlıklarını duyduğumda içimdeki sevinci anlatamam sana.
Kapıyı açtığımızda ya o gülücüğün. Bir ömre bedel. Evin içindeki turlarımız, salondaki dönen saate bakışın, 100 yıllık guguklu saat çaldığında başını çevirip dikkatle incelemen, babanın ve amcanın odasındaki her şeye tek tek bakman, babanın ve amcanın kürekçiliğinden kalma madalyalarına, kütüphanede asılı Fenerbahçe flamasına uzun uzun bakışın, aynadaki el izlerin. Bunlar bir gün hatırlamadığın alışkanlıkların olarak kalacak.
8 Mart 2007'nin Kadınlar Günü olduğunu öğreneceksin. Ama senin için de önemli bir gün olacak. Bizim evde ayağa kalktığın ilk gün olarak. Yardım almadan, emeklemeden ayaklarının üzerinde durduğun ilk gün. Yani yere sağlam bastığın ilk gün.
Umarım tüm hayatın boyunca, kimsenin yardımı olmadan sağlam basar, ayaklarının üzerinde dimdik durursun. Başını da dik tutarak.
Deden

27 yorum:

Tijen dedi ki...

Ormanlı Nene'ye de, ayakları üzerinde durabilen Mete'ye de selam olsun. Yaşama içgüdüsü ne garip bir şey değil mi? Sadece insana has değil, doğadaki börtü böceğe, kapının önündeki köpeğe, bahçedeki erik ağacına da has. Nefes almak armağanların en büyüğü. Nefes alabiliyorsanız gerisi bir şekilde halloluyor çünkü.
Tijen

Punto dedi ki...

Sevgili Tijen;
Çok haklısın. Nefes alıyorsak gerisi halloluyor. Sanırım önemli olan nefes aldığımızı fark edebilmek.

Adsız dedi ki...

Selamlar,
Allah Mete'ye uzun ve sağlıklı bir ömür versin siz sevenleriyle birlikte..Bahtı açık olup iyilerle karşılaşsın daima..

Ne mutlu Mete bebeği sizin gibi bir dedesi var..Allah ayırmasın Punto bey..

Sizinde sevgili Tijen'in de belirttiği gibi nefes alınıyorsa yaşamın akışı devam eder,iyi veya kötü..Nefes yettiğince güzellikler olsun hayatınızda..Selamlar..Gül

Punto dedi ki...

Sevgili Damak tadı;
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. İnşallah sizlerde torunlarınızla birlikte nefes almanın mutluluğunu yaşarsınız.

Unknown dedi ki...

Daha dün gibi değil mi baba? Doğumunu dört gözle bekliyorduk, neredeyse 1 yaşına girecek minik kuş:)Geçen hafta çok güldürmüştü bizi, ayağa kalkmaya çalışırken poposunun üstüne düşüp düşüp kızıyordu yer çekimine. Sonunda azmetmiş, ayaklanmış. Kime çekti acaba? Daha nice güzelliklerini görürüz inşallah.

Punto dedi ki...

Sevgili Kızım Ayça;
Yorum bıraktığın için teşekkür ederim.
Minik kuş emeklemeden ayağa kalktığına göre yakında yürüyecek bu gidişle. İnatçı olacağı kesin. Aceleci olacağı da. Kafasına koyduğu bir şeyi yapan biri olması da çok normal. Ailede bunlardan okadar çok var ki.

Mine dedi ki...

Ormanlı yemeğini seven torundan, torun Mete'ye güzel bir hediye olmuş bu yazı:)
Şimdiki çocuklar harika, yeğenimden biiyorum 2,5 yaşında olmasına rağmen, zekice sorularına ve enerjisine yetişemiyoruz.Yakında Mete de başlar:)

Punto dedi ki...

Sevgili Mine; Gerçekten şimdiki çocuklar harika. Henüz 9 aylık ama tek tek her şeye uzun uzun bakıyor. Nasıl biri olacağını çok merak ediyorum. İnşallah o günleri de görürürüz.

Bocuruk dedi ki...

İnşallah evlendiği günü de görürsünüz. Allah iyilerle karşılaştırsın. Ve dediğiniz gibi daima kimsenin yardımı olmadan sağlam basar, ayaklarının üzerinde başını da dik tutarak dimdik durur inşallah. Maşallah çok çok tatlı bir bebek. Allah annesine babasına bağışlasın. Şimdiki çocuklar gerçekten bir harika. Benim miniğim pembe düşkünü. Dün akşam karşıma geçip çok ciddi bir ifadeyle şöyle dedi "ne zaman kestiriyoruz saçlarımı ve ne zaman pembeye boyatıyoruz?" şaşırdım kaldım tabii. Önce abla ol, geceleri parmak emmeyi bırak öyle dedim. Sanırım parmak emmeyi bırakamayacağını düşünmüş olmalı ki epey ağladı :)
Sevgilerimle...

Sanem dedi ki...

Bu bloga yillar sonra geldigimizde, Mete'den de yorumlar okudukca, biz senin ilk ayaga kalktigin gunu biliyoruz diyecegiz degil mi ;) Cok tatli masallah, daha nice basarilarini, mutluluklarini yasayin. Ne sansli cocuklar yetisiyor, bir hazinenin simdiden sahibi..

Punto dedi ki...

Sevgili Bocuruk;
Şöyle bir tespitim var. İkiz büyüttük biz de ama torun gibi her detayını ya incelemedik, ya da fark etmedik. İkizlerin 8 mm filmini çekmiştim, teknoloji onları DVD'ye çevirdi. O günleri DVD'leri seyrettiğimizde tekrar yaşarken neleri görmediğimizi şimdi anlıyorum. Onun için yeni annelere ve babalara diyorum ki çocuklarınızın her saniyesini doya doya yaşayın.

Punto dedi ki...

Sevgili Sanem;
Teşekkür ederim güzel temennileriniz için. İnşallah torunla birlikte uzun bir yol gideriz.
Gönül ister ki tüm çocuklar böyle hazinelere sahip olsunlar.

Adsız dedi ki...

Mete'ye sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum. Allah bahtını açık etsin. Türkçemiz hakkındaki yazılarınızı okudum, çok beğendim. Bende elimden geldiğince dilimizi doğru kullanmaya çalışıyorum. Sitenize sık sık geleceğim. Saygılar...

Punto dedi ki...

Sevgili Nükhet;
Önce hoşgeldiniz diyorum. Bu günlüğü anılarımı paylaşmak için açtım, dostlarım çoğaldıkça, günlükleri okudukça Türkçemizin gelişi güzel kullanıldığını gördüm. Şunu söylemeye çalıştım hep; Günlükler mini bir gazete, bir dergi, bir yayın. Bu yayında istediğiniz şekilde yazamazsınız. Örnek olmanız gerekir.
Tepkilerin çok olumlu olması sevindirici.
Dilimizi kullanma konusundaki duyarlılığınızdan ötürü sizi de kutlarım.

ihtiyarus dedi ki...

Dede olmama ramak kaldı;
Bu kadar temiz türkçe ile bir dedenin torunu hakkında yadıklarını okuyunca çok duygulandım. Hele bu gazeteci ve yazar kimliği ile yapılmışsa lezzeti başka oluyor. Yazılarınızı okuyunca bana kompleks geldi. Keşke sizin kadar duru, güzel yazı yazabilsem. Bunun için neler vermezdim. Sizi izniniz olmasada ısrarla takip edeceğim. İyiki varsınız. Güncenizin adı ise harika kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi heralde. Tram ve punto benim içinde çok şey ifade ediyor.
Sevgiyle kalın...

Punto dedi ki...

Sevgili ihtiyarus;
İltifatlarınız için teşekkür ederim. Aslında mesleğimi yaparken 35 yıl haber okudum, düzelttim. Şimdi yazıyorum.
Ne demek izin vermek, yazılarımı okuyanların sayısı artıkça mutlu oluyorum. Bu durumda sorumluluğum da artıyor. Gün boyu şimdi ne yazacağım diye kıvranıp duruyorum.
Dedeliği tattığınızda bambaşka bir dünyanın içinde bulacaksınız kendinizi. İnşallah siz de torununuzla uzun bir yolu birlikte yürürsünüz.
Bir eleştirim olacak; neden ihtiyarus? neden ihtiyarlığı kendinize yakıştırdınız?

pecete dedi ki...

Punto Ağabey, ilk önce siteme gelerek beni onurlandırdınız, teşekkür ederim. Korku ile karışık bir tedirginlik duydum. Acaba yazılarımın nerelerinde hata yapmışım? Umarım sizi çok hayal kırıklığına uğratmamışımdır. Yazı yazmak beni inanılmaz heyecanlandırıyor. Kelimeler aklımdan uçup gidecek diye bir telaş içerisinde yazıyorum. Sanırm hep kontrol, hep kontrol...
Hamileyken okuduğum kitapların birinde "Bebeğiniz sabrınız zorlayacak. Sadece zorlandığınızda şöyle düşünün; o an bir daha yaşanmayacak. Bunu bilirseniz ve ona o gözle bakarsanız dünya sizin için daha farklı olacaktır." Hergün sanki daha önce görmemiş gibi eşyalara bakması, ayakta durmak için gösterdiği çaba inanılmaz bir görüntü oluyor. Bir varlığın büyümesine tanıklık etmek. Mutluluk mudur? Evet. Şans mıdır? Kesinlikle. Her daim mutlu, sağlıklı ve huzurlu olmaları dileği ile... Saygı ve sevgilerimle...

Punto dedi ki...

Sevgili Peçete;
Prensibimizi biliyorsunuz, Türkçemizi kullanırken dikkatli olmak. Yanlış bulmak için okumuyorum günlükleri. Buna emin olabilirsin. Ayrıca ben de yanlış yapıyorum. Örneğin size yorum bırakırken 3 defa okudum yorumu, yine bir kelimeyi yanlış yazmışım.
Dediğim gibi; çocuklarınızın, daha sonra torunlarınızın dakikalarını hatta mümkünse saniyelerini birlikte yaşayın.
Büyüdüklerinde farklı bir birliktelik oluyor ama çocukluktaki birliktelik bambaşka.

munevver dedi ki...

Punto Ağabey,ne kadar faydalı bir işe vesile olduğunuzu her yazı yazdığımda daha iyi anlıyorum.Önceleri de dilbilgisi kurallarına dikkat ederdim ama,şimdi "Yazım Kılavuzu"nu yanımdan ayırmıyorum.Tereddüt ettiğim şeyler için.

Mete bebek,çok mutlu,sağlıklı olsun,iyi yaşasın.Varlığıyla,anne babasını,büyükanne büyükbabasını ve diğer aile bireylerini,hep böyle mutlu etsin inşallah.
Nane Limon.

Berceste dedi ki...

Maşallah Mete bebeğe :) Artık bebeklikten çıkıyor. O gülüşü, o bakışı... Lütfen beni sevin ve hiç kızmayın olur mu der gibi :) Dişler çıktı, ayakta durulmaya başlandı. Bakalım ilk sözcük ne olacak. Bu gidişle sanki dede diyecek gibi, ne dersiniz ;-) Siz ikizleri çalışmanın derdinde olduğunuz için Mete kadar yakından izleyememişsinizdir. Şimdi doya doya dede, torun tadını çıkartın. Ne mutlu ikinize...

Punto dedi ki...

Sevgili Münevver;
Ben de yazdığım yazıları tekrar tekrar okuyorum. Yine de gözümden kaçanlar oluyor. Bunun bir nedeni de uzun yıllar haberleri kağıt üzerinden okuma alışkanlığımız. Dilek'le birlikte biz sadece unuttuğumuz Türkçemizi hatırlattık. Baksanıza herkes hazırmış bu etkinliğe. Bu da sevindiriyor insanı.
Mete konusundaki güzel sözleriniz için teşekkür ederim.

Punto dedi ki...

Sevgili Dilek;
Mete gerçekten duygularımızı alt üst etti. Dışa dönük görüntüsü var. Herkesle barışık şimdilik.
Dediğin doğru, iş güç ikizleri böyle izleyemedik. Ama bir şey yapmışım, 10 yaşına kadar her doğum gününü filme almışım.
Mali bu 8 mm filmleri DVD'ye çevirtti. İlk defa görüyormuş gibi seyrediyor, şaşırıyoruz.

cenebaz dedi ki...

Maşallah , topaç gibi Metecik. İnşallah en kısa sürede koşmaya da başlar.

Punto dedi ki...

Sevgili Cenebaz,
O kadar çok aceleci ki. Dediğiniz gibi sanırım en kısa sürede yürüyecek. Emeklemeden ayağa kalktığına göre.

Adsız dedi ki...

Demek, METECİK, ayağa kalktı. Yarın sıralar, öbür gün yürür. Allah büyüklerimizi kaybettirirken, bize bir yandan dünyayı yeniden keşfetme lezzeti veriyor. Ve sizin de dediğiniz gibi, bize yaşayıp da gözümüzün önündeyken göremediklerimizi yeniden yaşamak için bir şans veriyor. Nefes alıp verdiğimiz her an için şükretmeliyiz. Anın zevkini kaçırmamalıyız. İşte Mete'den onlardan biri. Bütün birlikteliklerinizi doya doya yaşayın..Uzun ömürlü, mutlu ve yaşadığının farkında olsun...Ne mutlu sizin gibi bir dedesi olduğu için...

Punto dedi ki...

Sevgili Suzan;
Teşekkür ederim tüm iyi dileklerin için. Senin nasıl bir anne olduğunu biliyorum.
Bunları, çocuğu olup ona çok zaman ayıramayan annelere babalara yazıyorum. İş işten geçtikten sonra bu anları yaşamak için torun beklemek, çok uzun soluklu bir bekleyiş.Ya torun olmazsa...

Adsız dedi ki...

http://markonzo.edu Give somebody the to a site about the ashley furniture [url=http://jguru.com/guru/viewbio.jsp?EID=1536072]ashley furniture[/url], vjehoar, allegiant air [url=http://jguru.com/guru/viewbio.jsp?EID=1536075]allegiant air[/url], pmfuql, pressure washers [url=http://jguru.com/guru/viewbio.jsp?EID=1536078]pressure washers[/url], 72674, dishnetwork [url=http://jguru.com/guru/viewbio.jsp?EID=1536080]dishnetwork[/url], qtuxuh, adt security [url=http://jguru.com/guru/viewbio.jsp?EID=1536076]adt security[/url], ljolvr,