2 Nisan 2008

Ankara'nın yıkılmayan iki kalesinden biri!...

Başkent Ankara’dan kimler geldi kimler geçti bugüne kadar. Şu aralar Ankara toz duman. Büyüklerimiz sağ duyumudur nedir onun peşinde. Bu toz duman arasında dimdik ayakta duran ve yıkılması imkansız iki kale var; Biri Anıt Kabir, diğeri de şimdi size tanıtacağım Ankara Kalesi.... Ankara Kalesi’nin Hititlere kadar uzanan bir geçmişi var. Romalılar Bizanslılar derken Selçukluların eline geçmiş sonunda. Tarih 1073. Selçuklular kaleyi hem onarmışlar, hem de ilaveler yapmışlar. Kale yapısında rastlanan heykel, lahit, sütun başlıkları kalenin yapımı ve onarımında etrafta bulunan malzemelerden yararlanıldığını gösteriyor. Atatürk döneminde Ankara ve çevresinde arkeolojik kazılara önem verilmiş ve yıllar öncesine ait buluntular ortaya çıkarılmış. Ankara Kalesi'nin İçkale bölümünün Hititler döneminde bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmış. Hititlerden sonra Ankara'ya Frigler egemen olmuş. Bir efsaneye göre Ankara'yı ünlü Frig Kralı Midas kurmuş.
Frig döneminde kalede, bugünkü Hacı Bayram Camii çevresinde ve düzlüklerde yerleşildiği kazılarla belirlenmiş. Friglerin başkenti Gordion’un Ankara'ya 105 km. uzaklıkta olduğu biliniyor. Frig devleti yıkılınca bölge Lidyalıların eline geçmiş. Selçuklu Türkleri Ankara'ya çok önem vermiş. Selçuklu sultanları iç ve dış kale surlarını onarmış. İçkalenin kuzeydoğusuna Akkale bölümünü eklemişler. Selçuklu dönemi yapılarından Alaaddin Camii, Arslanhane Camii, Ahi Şerafeddin Camii, Saraç Sinan Mescidi ve Akköprü günümüze ulaşmış.
Osmanlı döneminde II. Murat tarafından şehir imar edilmiş. Fatih Sultan Mehmet döneminde ise ordunun toplandığı bir uğrak yeri olmuş. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (XVI. Yüzyıl) Osmanlı eyalet sistemi kurulurken Ankara bir süre Anadolu eyaletinin merkezi olmuş, eyalet merkezi Kütahya'ya nakledilince Ankara sancak merkezi haline gelmiş. 1892 yılında Ankara'ya demiryolu gelmiş. 1917 yılındaki yangında kalenin kuzeybatısındaki mahalleler tamamen yanmış.
27 Aralık 1919 tarihinde Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Sivas'tan Ankara'ya gelmeleriyle Ankara yeni bir kimlik kazanıyor. Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920'de Ankara'da T.B.M.M.'nin açılmasını sağlıyor ve cumhuriyetin temelini atıyor. Kurtuluş Savaşı sonunda 23 Nisan 1920 tarihinden beri sürdürülen yeni Türk devletinin başkentlik statüsü, 13 ekim 1923'te kabul ediliyor ve Ankara başkent oluyor. (Kaynak: Ankara Sanayi odası)

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Ankara'ya her gittiğimde kaleyi uzaktan gördüm ama fırsat bulup gezemedim. Bilgiler için teşekkürler. İlk fırsatta kaleyi gezeceğim.

Adsız dedi ki...

Ankara'ya her gittiğimde kaleyi görürüm ama gezme konusunda fazla gayretim olmadı. Bilgileriniz için teşekkürler. İlk fırsatta kaleyi gezmek istiyorum.

etki alanı dedi ki...

Akın bey,
Kale ayrı güzel,evler bambaşk güzel..
Böyle eski tarz bir evde oturmayı çok isterdim..Akyaka'da(muğla) böyle bir ev kiralamıştım ama hastalık nedeniyle gidemeince,iptal edilmişti..İçimde ukde kaldı..Görünce çok hoşuma gitti..Verdiğiniz bilgileri daha önce okumamıştım..
teşekkür ederim..
Tülay(tütü)

Punto dedi ki...

Sevgili İsimsiz; Kaleyi mutlaka gezmelisiniz.

Esra dedi ki...

Akin Abicigim, bir mimar olarak sana tesekkur ediyorum ulkemizin guzel hazinelerini blogundan tanittigin icin. Ellerine saglik...

Punto dedi ki...

Tarihi yapılara benim de özel bir merakım var Sevgili Esra. Nerede eski bir ev görsem hemen fotoğrafını çekiyorum. Bu eserlerin yavaş yavaş yok olmasına gönlüm razı gelmiyor.

Adsız dedi ki...

çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı personeli denetimelere gittiklerinde " biz sizin haklarınızı koruyoruz ne kadar para alıyorsunuz " diye sormaktadırlar. İşçi işveren ve ekonomi düşmanlığı yapmaktadırlar.

Punto dedi ki...

Sevgili Adsız; ülkenin içine nifak tohumları atıldığını anlamak için kahin olmaya gerek yok.