17 Mayıs 2008

"Atatürk'e saygı sunmak büyük onurdur"

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'na çok uygun düşen Yılmaz Özdil'in bir kaç gün önce yazdığı bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum:

Kont, Dük filan...

Kayseri eşrafından tornacı hacı Ahmet Hamdi efendinin oğlu Abdullah, dün akşam, Windsor hanedanının várisi, Kral 6'ncı George'un kızı, Birleşik Krallık Hükümdarı, İngiltere Kraliçesi 2'nci Elizabeth Alexandra Mary ile birlikteydi.
*Rize Güneysulu taka kaptanı Ahmet reisin Kasımpaşalı oğlu Tayyip ise, Yunan Kralı 1'inci George'un torunu, veliaht Galler Prensi'nin babası, Greenwich Baronu ve Edinburgh Dükü, Prens Philip Mountbatten ile sohbet etti.
*Atatürk işte budur.
*Devrimlerine savaş açılan Mustafa Kemal, takunyalıların öve öve bitiremediği saltanatı kovmasaydı... Abdullah ile Tayyip, ofis olarak kullandıkları Dolmabahçe Sarayı'nda bahçıvan bile olamazdı! Çünkü, bahçıvanlık makamı bile babadan oğula geçiyordu.
*Homongoloslar bugün hálá "smokin caiz mi, değil mi" diye tartışırken, Mustafa Kemal, Batı standartlarını aşan bir vizyonla, Anadolu insanının önünü açmış; tornacı çocuklarına, taka reisi çocuklarına "fırsat eşitliği" sağlamıştı.
*Eminönü esnafı imam Ahmet Bey'in kızı "first lady" Hayrünnisa Gül, balkabağının faytona dönüştüğü "peri masalı"nı andıran gecede, Kraliçe'yle göz göze geldiğinde neler hissetti, bilmem...
Ama 105 parçalık yenilmez armadayla Çanakkale'yi geçemeyen İngiltere'nin Queen Elizabeth'i, dün, hayranlığını özetleyen şu kelimeleri yazdı Anafartalar Kahramanı'nın özel defterine...
"Mustafa Kemal'e saygılarımı sunmak benim için büyük onurdur."

10 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok güzel anlatmış Yılmaz Özdil...Ama anlayana sivrisinek, anlamayana davul zurna az misali. Acaba Sayın Cumhurbaşkanı ve başbakanımız bunun farkında mı?...
Hepimizin bayramı kutlu olsun...

Muharrem Kaptan dedi ki...

Daha nasıl anlatılırki.Yılmaz Özdil'in yüreğine sağlık.Televizyonu izlerken Atatürk'ün Cumhuriyeti bunlara layıkmı diye düşünüp üzüldüm.Kraliçenin zerafeti ile Hayrünnisa hanımın rüküşlüğü arada dağlar kadar fark var.Bir ara yerlerde sürünen eteğine bastılar zorlasa elbisesi yırtılacaktı.Biz bunlara layık değiliz ama ne yaparsın egemen güçler dahada dibe vurmamızı istiyorlar.Bilinçli bir şekilde cahil bırakılan halkın bir kesimi de bunları destekliyor.Bu gidiş kötüye gidiş gemi hergün daha fazla su alıyor.Bu gidişle batmasıda yakın.Muhalefetten gık çıkmıyor,aydın kesim nereye güveneceğini şaşırmış örgütlenemiyor.Sonumuz hayrolsun ama görünürde bir ışıkta yok.

Punto dedi ki...

Sevgili Suzan; Atatürk devrimlerine karşı olanların, O'na inanmayanların, O'nu anlamakta güçlük çekmeleri doğal.

Punto dedi ki...

Sevgili Muharrem; bence ışık var ama görmek için iyice bakmak gerektiğine inanıyorum.

Mine dedi ki...

Çok güzel bir yazı. Mail olarak arkadaşlarıma göndereceğim.
Suzan Hanım'ın dediği gibi Atatürk'ün devrimleri sayesinde bugünleri yaşayanlar kazanımların acaba farkındalar mı?
( Nacizane fikrim: Farkında olmak işlerine gelmez. Onlar kendi saltanatlarını kurma peşinde. Bugünden sonra babadan oğula geçmesi işlerine gelir)

Punto dedi ki...

Haklısın Sevgili Mine. Cumhuriyet onlar için kendi hedeflerine ulaşmak için bir araç.

Berceste dedi ki...

Ben en çok güzelim Boğazlarımıza giren savaş gemisine sinir oluyorum! Ne gerek vardı? Kraliçe o gemide kalmadı bile. Ayrıca Ankara'da otelde kaldı da, neden İstanbul'da kalamadı? Haydi ülkeyi karış karış sattılar/satıyorlar. Savaş gemisinin barış amaçlı bile olsa alamadığı/giremediği sularda ne işi vardı? Bir ziyaret için bu kadar taviz vermek neden? Bizde bu kadar tantana yapılırken BBC kaç cümle ile bu ziyerete yer verdi?

Bir zamanlar Semra Özal'a gülen Lady Di gözlerimin önünde kaldı hep. Şimdi de iki birbirinden sakil kıyafetli hanım! 82 yaşında çingene pembesi giyen kraliçe bunu kendisine ne kadar güzel yakıştırmıştı... Takunya benzeri ayakkabılı, şapka taklidi türbanlı ... hanımın, pazara çıkmış kadar üzerinde kıyafet taşımayı bilmeyen... hanımın kıyafetleri kendilerine ne kadar yakışmıştı?
Kraliçe ki, doğduğu günden beri protokol kuralları öğretilen, nasıl oturup kalkacağını bilen, eğitim alan bir hanım. Diğer baş hanımlarımız ki, dün pazarda, tarlada gezerken karşılarında kraliçeyi bulan hanımlar... Ben önceki yaşamlarını ya da nereden geldiklerini eleştirmiyorum ama bazı şeyler var ki, öğrenilebilir. Hiç mi eğitememişler kendilerini, bu kadar mı olur?

Atatürk'üm, dümyanın en şık erkeği, dünyayı dize getiren adam. Çocukluğunda tarlada karga kovalarken, yutdumdan düşmanları kovalamayı öğrenmiş, yoktan bir devlet var etmiş adam. Kimse senin kirli tırnağın bile olamaz. Sana tek bir alehte söz söyleyemez. Farkın kıyas bile kabul etmez. Kendine doğum günü seçtiğin 19 Mayıs kutlu olsun.

Adsız dedi ki...

Merhaba Punto,ben de olayın başka bir boyutuna değinmek istiyorum.''Durup dururken niye eniştem beni öptü?'' bu ziyaretin tarihi ve amacı gösteriyor ki,
emperyal güç İngiltere,müstemleke
valisi edası ile,kapatılmak üzere
olan iktidara ''senin yanındayım''
mesajı vermektedir.(bütün dünyaya)

Ayrıca,İngiliz savaş gemisinin
Türk Bayrağı çekmemesi çok büyük
bir küstahlıktır.Böyle bir hareketi
K.Afrika ülkelerinde bile yapamazdılar.Şiddetle kınıyoruz...
Bakalım enişte neden öptü?Daha başka sebebleri de var!..

İyi pazarlar,Arzu

Punto dedi ki...

Sevgili Dilek; ne diyebilirim. Hepsini tek tek saymışsın.

Punto dedi ki...

Sevgili Arzu; eniştinin bizi neden öptüğünün cevabı, yakında çıkar ortaya.