16 Ocak 2007

İstanbul'da plaka kısıtlaması ve bir yorum

Başbakanımız İstanbul’daki trafik çilesine çareyi buldu. Plaka kısıtlaması. Bu konuda tartışmalar sürüyor. İşte size Sabah’ta yazan sevgili kardeşim Yılmaz Özdil’in yazısı. yorumsuz sunuyorum;

Vize...

Sevgili babacığım... Duydum ki, İzmir'deki İstanbul Büyükelçiliği'nden vize alamamışsın... Gelemiyorsun.Dert etme. Demokrasilerde çare tükenmez. Senden ricam... Buca Konsolosluğu'na git. Orası, iktidarın belediyesi. İktidar belediyeleri arasında Schengen benzeri bir anlaşma var... O belediye konsolosluğundan vize alırsan, memleketteki bütün iktidar belediyelerine gidebiliyorsun.Dene lütfen.
Oğlun Yılmaz

Değerli babacığım... Anlaşılıyor ki, Gebze'deki pasaport kontrolünde yakayı ele vermişsin.Benim hatam. Sana söylemeyi unuttum... İktidar konsolosluğundan aldığı vizeyle, benim oturduğum Kadıköy'e, ya da benim çalıştığım Beşiktaş'a gelemezsin. Malum, buralar muhalefetin... Schengen'e dahil değil.Senden ricam, Buca konsolosluğundan tekrar vize al, Ümraniye'ye gel.Ben seni oradan alırım.
Oğlun Yılmaz

Canım babacığım...
Ümraniye'den sınırdışı edildiğini öğrendim, kahroldum...Ama inan, bu sefer benim hatam değil. Gelmeye çalıştım... Trafik ekiplerine yakalandım. Biliyorsun, ben İstanbul'da oturmama rağmen, İzmir plakalı otomobille geziyordum hâlâ... Ne bileyim böyle olacağını... 34 plakalı otomobil satışı durduruldu. Ben 35 plakada kaldım... E 34'lü plakasını satan da yok. Mecburen 35'li korsan plakayla geziyordum...Ümraniye'ye girerken, enselendim. Otomobile el koydular. Nezaretteyim. Daha fazla yazmama izin vermiyorlar, kusura bakma, anneme söyle, dua etsin.
Oğlun Yılmaz

Babacığım...
Başka çare kalmadı. Çeşme'ye git, Kör Ahmet'i bul. Tekin adam değildir, tehlikelidir. Ama işinin ehlidir. Bin dolar vereceksin ona. Seni, cumartesi gecesi saat 24.00'te Urla İskele'den alacak. "İmbat" isimli balıkçı motoruyla, Gökçeada'ya getirecek. Pazarı orada geçireceksin. Hava karardıktan sonra, "hamsi" isimli takaya bindirip, seni Silivri sahillerinde karaya çıkaracaklar. Korkma. Seni orada Topal İsmet diye bir arkadaş karşılayacak. Bizim gazetenin şoförü... Seni Sabah'ın dağıtım kamyonuna bindirip, iade gazetelerin arasına saklayacak. Ve Samandıra'ya matbaaya getirecek. İşletme Müdürü bizden, İzmirli... Battaniye falan ayarlayacak. 34 gün onun odasında saklanacaksın. Bir aksilik olmazsa, ben Cuma günü bisikletle geleceğim. Allah yardımcın olsun.
Oğlun Yılmaz

Eh be baba...
Sana Topal İsmet'in kamyonuna bin dedik, sen devriye gezen zabıtayı görünce, gidip Hürriyet'in dağıtım kamyonuna binmişsin...Nasıl getireceğiz şimdi seni Elazığ'dan? Neyse... İyi dinle bak... Ben Mehmet Ağar'dan rica ettim, DYP Konsolosluğu'na gidiyorsun...

5 yorum:

Berceste dedi ki...

Bu uygulama tek cift plaka gibi birseyse eger, yurdum insani iki plakayi da iceren arabadan alir, bulur kesin!

Punto dedi ki...

Uygulaması zor bir öneri attı ortaya başbakan. Ona göre plakalara sınırlama getirilmeli. Dondurulmalı diyor. Plaka fiyatlarını düşünmek bile istemiyorum. Bu yıl seçim yılı. Yapamazlar.

enne dedi ki...

Merhaba,

Sessiz bir okuyucunuzum ben. Yılmaz Özdil'in yazılarını çok seviyorum ve her sabah heyecanla bekliyorum ne yazmış diye? Bu yazısını da çok sevmiştim, az ve öz yazarak ne çok şey anlatıyor değil mi?

Punto dedi ki...

merhaba Enne;
Teşekkür ederim beni okuduğunuz için. Neden sessiz okuyucusunuz? Bence sesinizi çıkarın. Bu kadar çok yemek tariflerinin olduğu bir ortam da baktım sizin bloğa yemek tarifi yok. Ben de yavaş yavaş etrafa alışıyorum. Tarif dışı bloglar daha çok ilgimi çekiyor. Sonuçta insanların içdünyasını paylaşıyorsunuz.
Yılmaz'a gelince. Yılmaz'la Milliyet'te bir süre beraber çalıştık. Müthiş bir bakış açısı var. Attığı haber başlıklarından keşfetmiştim onu. Yıllarca yöneticilik yaptırdılar ama sonunda gerçek yerini buldu. Kıvrak zekası yazarım diyenleri cebinden çıkaracak hale geldi. Geçenlerde uğradım, çayını içtim. Her yazısından zekası fışkırıyor. Ona atılan tüm mailleri okuyor. Sessiz kalmayın bence.

Adsız dedi ki...

komik ama cozum uzetmek yerine elestirmeyi , yikmayi seven insanimizin bir urunu iste.