6 Ocak 2012

Karadenizlilerden gülümseten diyaloglar!

Muharrem Kaptan yazıyor:
RİZE GEZİSİ:
Selime’nin kızı Huriye senelik izine çıkmış, Rize’ye gitmeye niyetlenmiş. Rize’deki akrabası Fadime’yi aramış.
-Yenge, izine çıktım Rize’ye gelmeyi düşünüyorum, bu mevsimde oralarda hava nasıl olur ? 
- Havalarumuz çok guzeldur, balukta var durma gel.
-Tamam yenge. Durumuma bir bakayım haber veririm.
- Bekliyirum.
Ertesi sabah 08. 15’ te Huriye’nin telefonu çalmış, arayan Fadime imiş.
- Huri’ ye kizum kaç arabasinasun? Biz yolun kiyina induk, seni bekliyiruk.
-Yenge ben sana söyledim ya durumuma bakayım haber vereceğim diye.
-Ha oylemi ? İkildum, ben da akşam bindun, geliyisun diye kahvalti sofrasini hazirladum, yolun kiyina seni karşilamağa induk. Bari eve donelum.
-Yenge istersen bekle, iki gün sonra geliyorum. Dönün tabi. Bu soğukta yol kenarlarında ne işiniz var?

PAÇİ:
Selime’nin kızı Huriye Rize’ ye akrabalarını ziyarete gitmiş. Yengesi Fadime’yle birlikte köyü geziyor ve oradaki akrabalarla tanışıyormuş.
Köydeki akrabalardan biri sormuş;
"Fadime, habu paçi (kız) kimdu ? Hiç gormedum oni".
Fadime cevap vermiş:
"Benum kizum du da. İstanbu’ldan geluken oni eve birakmiştuk".
Köydeki akraba cevabı yapıştırmış:
"Vuuu ikildum benum bilduğum senun iki uşağun (oğlun) vardi buni hangi ara yaptun".
Bu cevap üzerine uzun süre kahkahalarla gülmüşler.

...Ve Muharrem Kaptan'dan bir şiir:
HAYAT
Saçlara aklar düştü
Yaş altmışı dolandı
Yaşam zaten savaştı
Çok yordun beni hayat

Denizde işler zo
Yine de duyan koştu
Eğitimciler coştu
Çok yordun beni hayat

 Dershaneler bir hoştu
Ama sınıflar loştu
Kaptan sınıfa koştu
Çok yordun beni hayat

 Hey gidi koca kaptan
Yine düşmedin çaptan
Mutlu çıktın sınavdan
Çok yordun beni hayat.

Hiç yorum yok: