30 Ocak 2012

Denizcilerin yeni kâbusu; Demirleme sahaları!

Muharrem Kaptan yazıyor
     Son yıllarda denizcilikte uygulamaya konan bir takım kural ve yasaklar denizcileri özellikle kış aylarında ve fırtınalı günlerde çok zor durumlara düşürüyor.
     Ülkemizin sahilleri boyunca sıralanan limanların yakınlarında ilan edilen demir sahaları haritalara işlenmiş. Biz denizciler beklemeleri o sahaların içinde yapmak zorundayız.
Havanın iyi ve sakin olduğu durumlarda bir sorun yok. Ama fırtınalı havalarda o demir sahalarında barınmanın imkânı yok. Sahaların dışına çıkıp daha koruganlı yerlere gitmeye hem liman başkanlıkları, hem de Sahil Güvenlik izin vermiyor. Eğer dinlemezde giderseniz gıyaben para cezası kesiliyor.
Bu demir sahaları neye göre tespit edilmiş. Ön çalışma yapılmış mı ? O yörelerin denizcilerinin yaşam tecrübelerinden faydalanılmış mı ? Ben şahsen öyle bir çalışma yapılmadığına inanıyorum. Elli yıllık deniz hayatımda yaşadıklarımla şimdi yaşananlar arasında dağlar kadar fark var.
Örneğin benim doğup büyüdüğün yer Boğaz girişindeki Rumelifeneri’dir. Çocukluğumda daha sonra 12 yıllık balıkçılık ve 38 yıllık gemi hayatımdaki tecrübelerime dayanarak İstanbul boğazının kuzey tarafının en kaba dalga yapan yerinin Kilyos olduğunu o yörede yaşayan herkes bilir.
Kilyos açıkları demir sahası yapılmış, her fırtınada o bölgede mutlaka birkaç geminin tehlikeye düştüğünü hatta karaya gittiğini haberlerden izliyoruz. Sahiller gemi leşleriyle dolu.  Özellikle boş gemiler demir taramaları veya boğaz girişi için demir kaldırdıklarında kaba dalgalar yüzünden pervaneleri seyirdim etmekte gemiyi abrayamadıkları için karaya sürüklenmektedirler.
    Ülkemiz sahillerine bakarsak Karadeniz’de gemilerin sığınabileceği üç yer var. Bunlar Perşembe (Vona) Sinop ve Karadeniz Ereğli’ dir. Perşembe ve Ereğli ıskarça limanlardır. Perşembe Kuzeydoğu, Doğu, Güneydoğu rüzgârlarına açıktır. Ereğli Kuzey, Kuzeybatı, ve Batı rüzgarlarına açıktır. Sinop ise tüm rüzgârlara kapalı emniyetli bir tabii limandır.
Daha önceleri bilgi verilirdi. Şimdi ise 24 saat önceden izin almak gerekiyor. Halbuki oralara fırtına nedeniyle zorunlu olarak iniliyor. 24 saat önceden nasıl tahmin edilip de izin alınacak. Bir de Sinop demir sahasını iyice Doğu’ ya çekip ağır denizlerin olduğu yere almışlar. Limanın içi boş dururken gemiler sallanıp duruyor. Ege ve Akdeniz’ de de durum aynı.
Örnek vermek gerekirse Doğu ve Güneydoğu fırtınalarında Karaöz Koyu iyi bir limandır. Ama yeni uygulamaya göre Finike demir sahasına demirlemek zorunluluğu getirilmiş, tam denizin ve rüzgârın içinde kalınıyor. Her havaya kesin liman olan Kekova’ ya girmek ise büyük problem oluyor. Mersin tarafında Dana Adası gemilerin sığındığı bir yerdir ama artık Taşucu liman başkanlığı Taşucu demir sahasına demirlenmesini istiyor. Orası da Güney ve Güneydoğu rüzgârlarına açık bir saha.
     Demem o ki düzene sokacağız derken denizcilere hayatı zehir ediyorlar. Her şeyde olduğu gibi bu işte de ben yaptım oldu zihniyeti devam ediyor. Fırtınasız sakin daha kolay bir çalışma ortamının oluşmasını diliyorum.

Hiç yorum yok: