Anılarımız daha doğrusu hatırladığımız anılarımız yavaş yavaş tükenmek üzere. Geçen gün eski defterleri bir karıştırayım dedim. Öyle ya. Açtık bir sayfa yazı istiyor bu sayfalar. Önce fotoğrafları döktüm ortalığa. bir şeyler çıkarabilir miyim diye. Sonra sağ olsun eşim benden daha çok eski belgeleri saklamak konusunda titizdir. Onun küçük bir kızken sakladığı, benim ilk kez gördüğüm kartpostallarla tanıştım.
Eski İstanbul fotoğrafları- sizlerle onları da paylaşacağım- ve genç bayan fotoğrafları. Artist olup olmadıklarını bilmiyorum ama tipleri, kıyafetleri dikkatimi çekti. Kartpostal olarak insanlar bunları birbirlerine göndermişler. Taradım ve bilgisayar ortamına aktardım. Bu fotoğraflar hakkında ne yılı, ne kim oldukları konusunda hiçbir bilgi yok. Bildiğim tek şey bu hanımların 50-60 yıl sonra sanal alemde tekrar boy göstermeleri.
..........................................................................................
Bunları biliyor musunuz?
Medya iç savaşlardan sonra doğdu
Medya Amerika, Fransa gibi ülkelerde meydana gelen iç savaşlar, isyanlar sonrası doğmuş. Bu gelişmeler sonucu ortaya çıkan parlamenter rejimin getirdiği “demokrasi”, “insan hakları” ve “hukuk devleti” kavramlarıyla birlikte, topluluklar kendilerini yönetenlerle karşılıklı etkileşime girme şansını bulmuşlar. Böylece basın yönetilenlerle yönetenler arasında iletişim işlevini üstlenmiş.
8 yorum:
Ne iyi etmis de saklamis esiniz... Yillar sonra karsimiza cikip giydikleri kiyafetlerde belini, yakasini acmadan da bir hanimin ne kadar zarif olabilecegini gostermis oldular!
Eski mudurum bir sonraki nesil bobrek hastasi gezecek su pantalonlarin haline bak diyordu. Ben de alis-veris yaparken bu modayi cikartanlara iyi niyetlerimi sunuyorum!!!
Evet Dilek. Görüyorsun "sakla samanı gelir zamanı" misali. Valla ben yaşıma güvenerek beli dışarıda bir kız görürsem hasta olacaksın dikkat et diye uyarıyorum. Tanıdıklarımı tabii.
Merhaba
ilk fotoğraf özellikle çok hoşuma gitti. Beyaz elbisesi ile yan durmuş hanım dikkatimi çekti hemen. O dönemin ruhu nasıl birşeydir diye düşündüm. Bu fotoğraflar 60lı yıllar kokuyor yoksa yanılıyormuyum.Berceste'nin dediği gibi illa açık saçık olmak geremiyor dikkat çeken bir bayan olmak için. Beli açıkta dolaşanları görünce üşüme tutuyor beni, bende hemen üşümüyomusun diye soruyorum onlara. Cevap yooooo! oluyor:)
Bu resimlerin kartpostal niyetine gönderilmesine çok şaşırdım. İlk defa öğreniyorum bunu...
İlk fotoğraf 40'lı yıllardan Pınar.sadece o kartpostalda bilgi var. Rusya, Avusturya ve Hollanda güzelleriymiş.
Şimdi eşim okuldan geldi. Diğer fotoğraflar eşime dedesinden kalmış. Yani 1910'lu yıllara kadar gidiyor.Kartpostal olduğu için tarih yok. Dede sanırım güzellere düşkün. Toptan alıp saklamış. İyi de etmiş.
Ozguven baska bir sey.. Kisinin kendini oldugu gibi sevip, gereksiz abartmamasi.. Ben bu resimlere bakinca bunu hissettim.
Sanemceta..
Haklısınız.Farklı bir bakış açısı.Duruşları, verdikleri pozlar dekolteden çok kişiliklerini yansıtıyor gerçekten.
Ilk fotografin cok benzerleri bizde var...
Dediginiz gibi 40´li yillar. Ve fotograflardaki rahmetli anneannem...
Onu hatirlatti... Bana ondan kalan ve kimselere veremeyecegim tek güzel hatirasi...
Bazı şeyleri saklamanın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anladım b5. Babam köy enstitülü. Öğretmen olarak çalıştı. Ondan kalan fotoğrafları gözüm gibi saklıyoruz. Bilgisayar ortamına alıp cd olarak bizden sonraki nesillere bırakacağım. Umarım onlarda aynı heyecanı duyar ve fotoğraflar nesilden nesile ulaşır.
Yorum Gönder